MERAK ARTIYOR 🙏🏼🙏🏼 BU ARADA BAŞTA CANIM ANNEM OLMAK ÜZERE TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜNÜ KUTLARIM😍😘
Burası daha önce hiç görmediğim bir odaydı. Oda demeye şahit isterdi gerçekten. Yerde kanlar, küller ve kemikler vardı, sanırsınız ki bir mezar açılmış ve kötü kokuyordu. Ben etrafı incelerken önümdeki silüeti kaybetmiştim. " Umarım beni görmemiştir." ümidiyle Yavaşça ilerledim. Sanki bir labirent gibiydi. Duvarların bir kısmı boştu ve oradan geçerek yeni bir yere geliyordun. Ne yapacağımı bilmiyordum, karışıktı kafam ve burada hapsolmaktan korkuyordum. Yıllardır geldiğim okulda böyle bir yer olması beni ürkütmüştü. Kim böyle iğrenç bir odada ne yapabilir ki? Ben bunları düşünürken kolum bir yere Çarptı ve birden dolabın Kapağı açıldı, o an çığlığı bastım, çünkü dolapta gözleri kapalı ve ayakta bir biçimde Kerem vardı. Çığlık atmamla Kerem'in gözleri açıldı, o bizim gruptandı ve onu böyle görmek iç ürperticiydi.
- Kerem? Dedim şaşkınlığım her halimden belli olarak.
- Evet Asya?
- Burada ne işim var?
- Bir dakika ben açıklayacağım ama senin ne işin var?
- Ben o dumanda bir şey yapamayarak bir silüeti takip ederek buraya geldim.
- Biliyordum! Dedi. Masaya yumruğunu vurdu ve " Evet biliyordum!" Dedi.
- Neyi? diye sorunca Yüzünü ekşitti ve
- Bunu daha açıklayamam.
- Peki, o zaman sen nasıl buraya geldin?
- Bilmiyorum.
- Bilmiyor musun?
- Aynen öyle, bilmiyorum.
- Ya buraya kendi isteğimle gelmedin?
- Evet.
- Seni buraya kim getirdi? Ya da seni buraya getiren kişi seni kurtarmak istedi. Ama kim?
- Kurtarmak mı Bilmiyorum.Bunları Konuşmak için daha zaman vardı ama dışarıda ne Olduğınu bilmiyorduk. Belkide şuan okul tutuşmuştu ve biz de içinde yanıyorduk.
Dışarıya çıkmayı önerdim. Onun burayı bildiğini düşünüyordum. Çünkü ; Kerem sürekli yalanlasa da okulu yaptıran kişi - yani müdürün - Kerem'in babası olduğu dedikoduları her yere yayılmıştı. " Biliyor musun çıkışı? " Dedim umutluydum. " Sen buraya kaç kere geldiysen ben de o kadar geldim yani hiç. " diye cevap verdi. Buradan çıkmalıydık, çünkü ölebilirdik burada kalırsak. Tek tek duvarlardan geçtik ve iki kapı çıktı Önümüze ortada bir levha asılıydı ve bir Kapıya tuzak kurulmuş, tuzaksız Kapıdan geçmeyi becerebilecek misiniz bakalım? Yazıyordu. Dalga geçer gibi. " Nasıl ya?" Dedim. " Demek ki bildiğimiz yıllık okulumuz o kadar da masum değilmiş." dedi. Haklıydı. Bilmediğimiz Şeyler de vardı. Şuan bize kalan bu kapı bilmecesini çözmekti. Birden burnuma duman kokusu geldi. Bunun psikolojik olması için dua ettim ve " Kerem burnuna kötü kokular geliyor Mu" dedim. Kerem'in cevabı beni ağlatacak tarzdaydı. 'Geliyor ama bunların psikolojik olması içim dua ediyorum.', " Malesef aynı koku benim de burnuma geliyor diye cevap vermemle beraber Kerem aynı anda iki Kapıya da tekme savurdu ve Kapılar açıldı. O kadar strelenmiştim ki "Harikasın" diye bağırdım. Tuzaklı oda gözüküyordu orada saatli bombalar vardı, biz diğer Kapıdan çıktık ve kendimizi bahçede bulduk. Herkes koşturuyor, çığlıklar, korkudan bayılanlar.. Hepsi bir arada yangınla birleşince aklımdan hiç silinmeyecek bir manzarayı gösteriyordu. Gözlerim bizim grubu aradı.. " Kimi arıyorsun?" Diye sordu Kerem.
- Bizim grubu.
- Kurtulmuşlar.
- Nereden biliyorsun?
- Sadece bir tahmin.
- Tahmin olsaydı bu kadar emin olmazsın eğer onları gördüysem hemen nerede olduklarını söyle.
-...Kerem gerçekten gizemli biriydi. Onunla beraber vakit geçirseniz kendinizi bir gizem yığınında kaybedersiniz.
Birkaç saat sonra geldi itfaiye. Bu çok büyük sorumsuzluktu. Tüm okulu küle dönüştüren Yangını söndürmeye 2 saat sonra geliyorlardı. Müdür ve müdür yardımcıları çok telaşlıydı. Hele onlar Arasında İngiliz olan Selyha Hanım ağlıyordu.
Yangın zar zor söndürüldü ve iki bin Kişilik okuldan Kayıplar vardı. Çok korkmaya başlamıştım, bir yandan Kerem'im bizimkilerin kurtulduğunu söylemesini düşünürken rahatlarken her saniyede telaşlanıyor ve Yüzüm sararıyordu. Bir şekilde diyafon bulunmuştu ve müdürün sesi duyuldu: " Değerli öğrenci Arkadaşlarım, çok büyük bir facia atlattık. Bunun sebebi bilinmiyor ancak bulunacak. Şu durumda sizden istenen tek ve en önemli şey sakin olmanız. Üzülerek söylüyorum yaralılarımız ve ölülerimiz var. Bunların tespitini yapmaya çalışacağız. Okulun yanmayan tek kısmı spor salonu. Spor
salonundaki arşivde dosyalar Korunmuş durumda. Tek tek isimlerinizi okuyarak yoklama şeklimde tespit etmeye çalışacağım. Şimdilik elimden gelen tek şey bu. "Müdür haklıydı, spor salonunuz okuldan ayrıydı uzun bir koridorla Bağlantı sağlanıyordu ve şans eseri spor salonunda bir şey olmamıştı.
Sadece duvar boyaları akmıştı. Spor salonundaki arşiv de korunmuştu böylece..Yarım saat kadar sonra bir yerde toplandık ve yoklama başladı..
