Burada bir tane bilgisayar ve yığınlarca kağıt vardı. Kağıtların hepsinin hiç eksiksiz okunması gerekiyordu. Bilgisayarı ise Murat inceleyecekti, çünkü o bilgisayar mühendisi olmak istediğinden çok bilgiliydi. Kağıtları göz kararı bölüşüp elimize aldık ama asıl iş buradan sonra başlıyordu. Yakalanmamak konusunda..
Bulut ciddi olarak bize baktı ve " Herhalde ellerimizde yüzlerce kağıtla el kol saklayarak dışarı çıkmayı düşünmüyorsunuz." dedi. Aylin ise masum tavırlarıyla " Benim bir düşüncem var." dedi.
Canım arkadaşım benim hep sessizdir zaten.
Hemen ben atlayarak " Söyle Aylin." dedim. Benim kafama yatan Planının " Kağıtları burada bırakıp sırayla alacağımızı söyledi. Sırayla inceleyecektik yani."Yakalanmamanın pek başka bir Çözümü yoktu. Bu konuda karar aldık ve ilk incelemesi gerekenin Aylin Olmadı gerektiğini söyledikten sonra Aylin kendi kağıtları Alıp odasına çıktı. Bütün bir gün odaya kapalı kalacaktı.
Biz de yavaş yavaş odalara çıkmaya hazırlanırken Güneş --hani hikayenin Başında bahsetmiştim Aylin'in yanına oturuyor diye-- ve Halil -- Kerem'in düşmanı-- geldiler yanımıza.
Aslında benim aram Güneş ile iyiydi ama yanımızda çok soğuk geldi. Bizi küçümser gibi bakışları, hiç Yanıma gelmeyişi sinir bozucuydu.Ayrıca Halil'le bir merhabası bile olmayan Güneş'in bencil tavırlarıyla kol kola girmesi hayret vericiydi. " Neler yapıyorsunuz?" Dedi sadece. Kimsenin içinden cevap vermek gelmeyince ben konuyu kapatmak Amacıyla " Hiçbir şey, biz de tam odalara çıkacaktık, değil mi arkadaşlar? Hadi ben kaçıyorum." diye sıyırıp attım. Benim arkamda Merve geldi. Erkekler de kaçmak için " Kızları yalnız bırakmayalım." diyerek gelirlerken Güneş'in benim Yanıma gelmeyişini laf çarpıtarak hatırlatmak için Kerem " Ne de olsa Asya okula girerken biraz yıprandı, daha da kötü olmasın değil mi ?" Dedi. Güneş de şaşırmış Olmalı ki Kerem'in arkasından bakakaldı.
Salondan çıkınca bir kahkaha patlattım, âlemdi Kerem. Omzuna bir tane patlattım ve " Senden korkulur. " dedim.
Yukarı varınca herkes odalarına dağıldı, ben ise Aylin'in odasına gittim. Aylin dinlendirme gözlüğünü takmış, kağıtları karıştırıyordu. " Bir şey bulabildin mi?" Dedim. O ise düşünceli bir vaziyette " İsimlerimiz..." dedi, " Isimlerimiz bir kağıtta yazıyor." ..
" Bu normal yoklama listemizdir." diyince Aylin " Çıktı tarihi bundan yaklaşık üç hafta önce. Ayrıca kağıdın arkasında arşive alındı yazıp 12 gün öncenin tarihi var." diyince soru işaretlerine bir tane daha eklendi.
Eğer bağlı Kuruluşlar olsak normal karşılanabilirdi ama okulumuz bu okulla çok farklıydı, belki de biz öyle sanıyorduk. Yoklama listemizin burada işi neydi?
"Biraz daha oku tatlım." dedim ve ona moral öpücüğü vererek odadan çıktım. Kendi odama geçtim.
Müdürümüz de yok, nasıl çıkacağız buradan diye kendimi yıpratıp durdum. Annemin de dediği gibi bu yaşlar bir kez geliyor insana, değerlendirmek Lazım ama ben kapalı kaldığım bu yerde zaman öldürmekten başka bir şey yapamıyorum. Artık birşeyler yapmamız Lazım diyerek yattım, uyudum. Deliksiz bir uyku çektim. Sabah uyanınca bağırmaları duydum ve Kalkıp üzerime bir ceket geçirdim. " Her zamanki halimiz." diye gülümseyerek kendi kendime, yan odaya girdim.
