Protokol 8

142 75 284
                                    


"Uygarlığımızın esenliği için katil çocuklara sen de bir 'dur' de!"  
Siber Yıldız Şirketi Reklam Panosu
6667. Devinim, İnanna-Yeni Babil

Koyu bir sessizliğin ortasında alev alan püskürtücüleriyle roket motorları çalışmaya başlamıştı. Zırhını süsleyen çarpışma izleri ve avına saldırmaya hazırlanan bir atmaca misali uzanan burnuyla boşlukta asılı halde duran o metal kütle, iticilerinin verdiği ivmeyle istikametini belirlemişti nihayet. Cüssesinden beklenmeyen bir çabuklukla önceden hesaplanmış bir gezinge tutturmak üzere hareketlenmiş, bilinmeyene doğru yol almaya başlamıştı çoktan.

2-G –Dünya yerçekiminin iki katı- kuvvetinde süren 4 saatlik bir hızlanmadan sonra, 25 Mak –ses hızının 25 katı- hızında ve saatte 30 Megametre yol kat ederek hedefine son sürat ilerlemekteydi artık.

Pandora ise gemideki zamanının çoğunu olur olmadık yerleri kurcalayarak geçirmekteydi. Kimi zaman duyduğu, ayak altında dolaşmasına yönelik şakayla karışık şikayetleri fazlasıyla ciddiye aldığındaysa mutsuz bir şekilde kendisini odasına kapatıyor, buna rağmen merakına yenik düşüp yeniden gemiyi keşfe çıkması çok uzun sürmüyordu.

Tayfaya alışmaya başlasa da bazı eylemlerine anlam vermekte hala zorlanmaktaydı. Çoğu zaman Adamen'in kötü şakalarına, Apsu'nun anlaşılması güç beylik laflarına, bazen de Beltis'in katı bakışlarına maruz kalıyor, Estel'i gördüğünde yolunu değiştirip, ikinci kaptanın gölgesinden dahi ürperti duyuyordu.

Nitekim Sagar Demirgazap'ın her zamanki gibi gidişattan yakınıp, yaşlılık kaprisleriyle mürettebatı deyim yerindeyse haşladığı azarlarından nasibini almamak için odasına kaçtığı seferlerin birisinde, sehpasının üzerinde değişik renklere ve hafif bir kokuya sahip tuhaf bir çiçekle karşılaşmıştı. Daha sonradan petunya olduğunu öğreneceği bu çiçek, üzerine vurulan ışığın kuvvetine göre mor, kırmızı ve mavi renkler arasında değişim gösteren canlı yapraklara sahipti.

Sibele sözünü tutmuş olmalıydı. Bilim laboratuvarında onu bulduğunda kibarca teşekkür etmiş, kadın ise başını okşayarak karşılık verdikten sonra "Umarım çiçeksel renk değişkenlerini beğenmişsindir. Seveceğini düşünmüştüm. Yaramazlık yapmadığın ve çiçeğine iyi baktığın sürece diğerlerini de görmeye hak kazanabilirsin ufaklık!" demişti.

"Evet, çok güzeldi. Ama seraya girmemin neden yasak olduğunu hala anlayamıyorum."

"Eğer yolculuk boyunca uyutmamız gereken kimse yoksa, oraya başka kimsenin girmemesi hususunda kaptanın kesin emirleri var. Üzgünüm ufaklık."

Kaptanla yaptıkları anlaşma düştü aklına küçük kızın. Yapılması gereken deneylerden bahsetmişti. Protokol 8... Hala çağırmamış olmasına sevinmeli miydi? Kendisini berbat hissettirecek testler olmasına rağmen işin ucunda, içinde bir yerlerde çağrılmayı istediğini biliyordu kabullenmesi zor da olsa. Sorularına cevap bulma merakı o antika mobilyaların korkusuna baskın geliyor gibiydi. Sahi, kaptanı geminin içerisinde dolaşırken hiç görmemiş olması normal miydi?

"Balsazar! Kaptan odasından hiç çıkmaz mı??" Seyrüseferci önündeki göstergelere gömdüğü başını güçlükle kaldırabilmişti.

"E-Efendim?"

"Kaptan dedim, neden odasından hiç çıkmıyor?"

Genç adam bir süre düşündükten sonra etrafta kimseciklerin olup olmadığını kolaçan etme gereği duymuştu sanki. Kulaklıklarından yankılanan gürültülü müzikle başını ritmik şekilde sallayan Zigan Tezdümen dışında komuta köprüsü oldukça tenhaydı.

Kozmik Yankı | Yıldız ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin