Livyatan

125 70 239
                                    


"'Bir' rakamı pirüpak bir iyiliği rotası bellemiş kahramanın sayısıdır. 
Ya da katıksız bir kötülüğü..."

Rakamların Lisanı, C. Baken Sf. 11

Ekranı çatlamış tabletindeki göstergelere son bir kez daha baktı genç kadın. Sonuçlar kesin gibiydi. Bir kez daha zar setlerinde on puandan fazla fark yemişti. Bobin ise her zamanki gibi önde noktalamıştı oynadıkları eli. Yine erken davrandı. Bir gün beni açık edecek. Zardaki rakama takıldı gözleri. Altı... İstikrar ve düzen. Sebat göstermeliydi. Hayret dolu nidalara eşlik eden bir kahkaha duyuldu tabletin hoparlöründen.

"Nasıl da cukkaladım yine ama!?"

"Senle oyun oynanmaz!"

"Kırdın mı oyunu bobin, doğru söyle?"

"Ne kırması dron beyinliler sizi! Yenildiniz diye mızmızlanmayın."

Ne zamandır gözünün önünde salınan saç tellerini bıkkınlıkla geriye doğru topladı. Tabletin mikrofonuna doğru eğilip, "Bobin anca ceviz kırmaktan anlar. Tadım tuzum kaçtı sayenizde." dedikten sonra da kestirip attı. "Sahra'dan paydos."

Oyun arkadaşlarının karşılık olarak yükselen yakınmaları duymazdan gelip tableti kapattı. Ranzasında doğruldu. Gerinmek üzere kollarını uzattığında kemiklerinin kıtırdamasını takriben eklem yerlerindeki kaynaştırıcıların metal gıcırdamaları çalındı kulağına. Ayağa kalktı. Boşlukta asılı dev kayalardan bir tarlayı andıran asteroit kuşağı manzaralı penceresinde yansımasını izledi bir süre. Bir ardiyeden farksız kamaranın loş ışığı altında esmer teninde parıldayan vidaları gözlemleyebiliyordu. Birer yıldız gibi, geçmişten hatıralar...

B.A.U. Alamet gemisinde geçirdiği kaçıncı devirdi saymayı bırakmıştı artık. Dronlar vasıtasıyla patlattıkları asteroitlerden –madencilerin deyimiyle ceviz kırmaktan- dişe dokunur bir kazanç elde ettiklerini söylemek güçtü.

Dağınık saçlarını karıştırdı. Tabira'nın azarlamalarını duyar gibiydi. "Paspal kız! Bu eşkalle seni servis robotları bile ciddiye almaz!" Dediklerinde haklılık payı var mıydı bilinmez ama bir madencilik gemisine sürülmesinin kılığından ve görünüşünden kaynaklanmadığını pekala bilecek durumdaydı. Son korsanlık denemesinde sebep olduğu felaketin karşılığıydı bu ceza.

Kuşkusuz ona haksızlık ediyorlardı. Şirketin deposundan yürüttükleri raylı topları test edemeden muharebeye tutuşmak zorunda kalmaları, soğutucu hazneleri tazelememiş olmalarından ötürü reaktörün aşırı ısınması, iticilere güç vermek için kapattıkları güvenlik kilitleri yüzünden ısınan reaktörün infilak etmesi ve nihayetinde yaşam destek ünitesi jeneratörünü tamir etmeyi unutan salak mühendis yüzünden neredeyse tüm tayfanın havasızlıktan boğularak ölmesi geminin kaptanı olarak Sahra'nın suçu olamazdı ya.

İletişim cihazında adının yankılandığını duyunca düşüncelerinden sıyrılıverdi. Arayan yine o toksin ağızlı Bobin'di.

"Güzel söğüşledik ama avarelleri!"

Bu adamın 'Kurusıkı' oyunundaki gereksiz özgüveni bir gün başına bela açacaktı. "Az daha belli ediyordun mankafa! Kaç kez dedim üst üste bu kadar el kazanma, sırrımızı açık edeceksin diye?"

"Sonuçta programı kıran ben değilim. Ellerinde kanıt yok, boş versene."

Dediğinde doğruluk payı vardı. Nitekim programı kıran kişi Sahra'dan başkası değildi. "Sen dediğimi yap yeter! Bu sefer payımı daha erken istiyorum."

Kozmik Yankı | Yıldız ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin