Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalımmm... 🦋🦋💞
🪶🪶🪶
"Kalbimdeki bu yangın var olduğu müddetçe ben yoktum… "
༄༄༄
Söylemesi en zor kelimeleri söylemiştim az önce. Söylememem gereken ama söylemek zorunda olduğum sözcükler çıkmıştı dudaklarımdan her bir zerremi yakarak. Ben Serkan'a onun ölümüne sebep olan katilini söylemiştim. Ben bu dünyada yaşamama vesile olan babamı itiraf etmiştim sevdiğim adama…
En acısı da buydu işte… Kendime en yakın gördüğüm kişiyi yine kendime en yakın gördüğüm kişiye itiraf etmek… Biri ölü, biri katil… Biri hüzün, biri umutsuzluk…
İkisi de birbirinden berbat duygulardı. İkisi de kimsenin tatmasını istemediğim hislerdi. Ama onlardan kaçış yoktu, nereye gitsem de yine peşimdelerdi. Kaderin bir oyunu gibiydi…
Ondan geriye bana kalan ne vardı ki, Serkan ardında bana ne bırakmıştı? Düşünmeye gerek var mıydı sahiden de? Daha soruyu sormadan aklıma geliyordu cevapları: Vaveyla… Serkan bende derin çığlıklar bırakmıştı, derin ama sessiz. Yüksek ama yavaş. Sûzidil… Serkan bende derin yürek yanığı bırakmıştı. Sancılı, ağrılı, gözyaşlarıyla dolu.
Ondan bana kalan bunlardı işte, ben sadece aşk isterken payıma düşen bu birkaç hecelik kelimelerdi. Onları dil birkaç saniye söylerken kalp yüzyıllar boyunca hissediyordu. Atmasa bile hissederdi, zira o her şeyi bilen, insanın vücudundaki tek organdı.
Serkan'ın altında yattığı soğuk toprağa sarılmış yatarken bedenimdeki gücün emildiğini hissediyordum. Olmayan gücümü de alıyorlardı sanki benden. Neden diye sormadım hiç, nasıl diye de sormadım. Hem niye sorsaydım ki, hiçbir şey umurumda değildi artık. Ölsem de fark etmezdi bundan sonra yaşasam da, benim yaşadığım hayat başlı başına bir enkazdı çünkü.
Ben ayrıydım işte sevdiğimden, bunun başka bir açıklaması yoktu. Kalbime yerleşen bu derin kasvetle yaşamaya mahkum edilmiştim, kaçışım yoktu. İnkar etme hakkım elimden alınmıştı, özgürlüğüm bitmişti. Ben, ben olmaktan çıkmıştım belki de hayatımı başkalarının eline vermiştim.
"Özür dilerim Serkan, çok özür dilerim senden sevgilim. " Ondan özür dilemeye hakkım var mıydı, onun için atan kalbimin bir başkasının olacağını söylediğimden beri onun yanında durabilir miydim? "Biliyorum, sana bundan sonra gelemeyeceğim. Çok istesem de yapamayacağım bunu, yapamam ki… Nasıl yapayım? Ben…"
Dilinin ucuna gelmesi miydi önemli olan yoksa onu söyleyebilmek miydi? Söylemek kolaydı diyelim, ya söylenilenlerin ağır yükü altında ezilmek?
"Ben bir başkasının olmuşken sana gelemem artık. Ben tenimi bir başkasına sunmuşken sana dokunamam artık. Bunu sana yapamam Serkan. O yüzden… " Kabul etmek istemiyordum ama mecburdum buna. Onun beni affetmeyeceğini bilsem de yapmak zorundaydım. "Bir daha gelemem buraya, dokunamam sana. Konuşamam artık seninle, o yüzden bu bir veda Serkan. Bu sana ettiğim ilk ve son veda… "
Ben ona daha önce veda edememiştim, buna gücüm yetmemişti. Hem kim sevdiğine veda edebilirdi ki? Bu mecburi de olsa kimse edemezdi işte, dil söylese bile kalp inkar ederdi. Yapamazdı kimse…
"Hala sende hayallerim varken sana veda etmek zordu ama o hayaller senin bu toprağın altında geçirdiğin günlerle kırıldı. O hayaller bir daha asla toplanmayacak hale geldi ve çöp oldu. O hayallerin yerini geçmiş aldı sadece, zira geleceğe dair her şey bitti. Çünkü sen gittin Serkan, seninle beraber her şey bitti. Ben de bittim, dünya da bitti, hayat da bitti. Tükendi her şey, dibine kadar tükettik her şeyi. " Kelimeler karşımdaydı artık, onlar da bana düşmandı. Benim onlara teslim olmamı bekliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Kalanlar Sûzidil (II)
Literatura FemininaAcılarımla yüzleşmeye ve onları benimsemeye başlamıştım artık, yitirdiğim sevgilim için yaktığım ağıtlarla ve geçip giden o güzel günlerle ayakta kalıyordum artık. Bunun bir sonu gelecek miydi bilmiyordum ama bu halde yaşanamayacak kadar ağırlaşmışt...