BEŞİNCİ BÖLÜM

124 103 25
                                    

İyi okumalar bebekler... 💜
Sarır aralarına yorum yapmayı ve bölümü oylamayı unutmayalım, lütfen... 🌑🌕

🪶🪶🪶

"Beyaz papatyaların kokusu ölüm kokusuyla birleşmişti. "

                                                           ༄༄༄

Canımın acısı her geçen saniye artıyordu. Beni içine çekip bir çıkmazda bırakıyordu. Ben girdiğim bu yerde sıkışıp kalırken hayat üstüme oynamaya devam ediyordu.

Benim ne suçum var hayat, neden beni silmeye çalışıyorsun kendinden?

Yok işte, yoktu bir cevabı. Belki de vardı, sadece bana söylemiyordu. Ama neden, ne suçum vardı ki benim?

Yaşamaktır belki de Mehir, olamaz mı?

Derin, çok derinlerden gelen bir sesti. Afallamıştım, iç sesim değildi. Benimle yalnızca o konuşurdu halbuki, kimdi şimdi bu?

Her şey…

İşte, işte yine duydum onu. Deliriyor muydum acaba, sonunda benim de sonum böyle mi bitecekti? Delirip bir akıl hastanesinde kendimi mi kaybedecektim?

Sana zarar vereceğimi nereden çıkardın?

Yeter, yeter çık artık ortaya. Gizli duvarların arkasından çıkar artık bedenini. Korkuyor musun yoksa?

Senden mi, komik olma lütfen!

Kafamın içindeki sesi yok etmek istiyordum bir an önce, yoksa biliyordum eğer ben onu yok etmezsem o beni yok edecekti. Buna bir an önce son vermeliydim. Vermeliydim de nasıl? Nasıl yok edecektim onu?

Kendinle savaşma Mehir, beni asla yok edemezsin. Hatta beni yok etmeyi bırak aklından bile silemezsin. Senin içine işledi ruhum, senin aklına girdi sesim. Bir daha beni oradan çıkarabilir misin sen? Hayır…

Gözlerimi kapatmıştım, onu görürüm belki diye. Ama yok, görünmedi gözüme. Neden diye sordum, neden gözükmüyor da sesini duyurabiliyordu bana?

Anlamıyordum, tüm bu olanlara bir anlam veremiyordum. Kimdi, neyin nesiydi? Bir ruh muydu, bir acı mıydı, bir gözyaşı mıydı, bir duygu muydu? Belki de hepsiydi…

Gözlerimi pes etmişçesine açtığımda karşımdaki kadının gözleri ağlayan gözlerimde geziniyordu. Az önceki sözlerimden bir şey anlamadığı belliydi. Bana soran gözlerle bakarken bir de sözleri eşlik etti.

"Kızım sen kimsin? " Tabi ya, tanıyamamıştı. Zaman geçmişti üstümüzden, çok zaman geçmişti hem de. Zaman bir şeyleri alıp götürmüştü bizden, benden onu alıp götürdüğü gibi.

"Ben… " dedim kısık bir sesle. O an tüm gücüm çekilmişti işte, yanımda duran ellerimi yumruk yaptım. Güç gelir miydi böyle?

Sanmıyorum…

Hadi kendini göstermekten aciz olan ses, güç ver bana. En azından bir seferlik…

"Biz sizden bir demet papatya almıştık hani, aslında menekşe istemiştik ama siz onlar kokmadığı için vermemiştiniz bize. " Olmuştu işte, o gücü bulmuştum kendimde.

"Evet, evet hatırladım seni. Genç bir delikanlı vardı yanında. " Kadının sözleriyle gözlerim dolduğunda dudaklarım istemsizce büküldü. "O genç nerede? "

Hayır, hayır bu soruyu sorma bana. Acımı bastırdığım bağrımı deşerek çıkarma onu. Oraya gömmem uzun zamanımı aldı, hayır yalan söyledim daha gömemedim, çıkarma onu oradan. Bir daha koyamam içime, bir daha bastırıp hapsedemem onı kendime.

Senden Kalanlar Sûzidil  (II) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin