Bölümü beğenip yorum yapmayı unutmayalımmm🌹🌹🌹 🌙
🪶🪶🪶
"Acı peşimi bırakmıyordu, benden bir parça olmuştu artık… "
༄༄༄
Bu kapıdan çıktığım an bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, bunun pekala farkındaydım. Bu belki de evime son kez gelişimdi, şimdiyse evimden son kez çıkışım olacaktı. Bundan sonra ne ben ailemin yanında olacaktım ne de onlar benimle kalacaklardı. Biz ayrılmıştık bugünden sonra. Oysa size daha hikayeme başlarken 'kimseye zararı olmayan bir aileydik biz' demiştim değil mi?
Affedin beni görememişim, başkalarına değil ama kendimize nasıl zarar verdiğimizi anlayamamışım…
Uzun koridorda yürüyorum yavaş adımlarla. Sırtımdaki yara kanıyor, ama kalbimdeki yara da kanıyor. Durduramıyorum onu, bir yandan yaşıyor bir yandan da kanıyor. Bu ne biçim bir döngü böyle?
Duvarlardan tutuna tutuna ilerliyordum. Bir anda durduğumda elim sırtımdaki yaraya gitti. Tenime bulaşan sıcaklıktan kanamamın oldukça fazla olduğunu sezebilmiştim. Yine de vaz geçmeyip yürümeye devam ettim. Kanlı elimi omzumdan indirip duvarlardan tutuna tutuna giderken saf beyazlıklıklara kanın bulaştığını fark edememiştim. Sadece canımın acısındaydım…
"Mehir! " dedi arkamdan annem. Belki de halimi görmüştü, belki de acımıştı halime. "Gidemezsin bu halde bir yere. "
Giderim anne, hem de öyle bir giderim ki arkamda tozunu dahi bırakmam size.
"Gitmek zorundayım. " Sesim kısıktı ve derin derin nefesler alıp veriyordum içime.
"Yaralısın ve üstelik yaran kanıyor. Bu halde o kadar yolu nasıl gideceksin Mehir? Aklını mı kaçırdın kızım sen? " Keşke sadece aklımı kaçırmış olsaydım anne, o zaman belki bu kadar acı çekmezdim.
"Giderim." dedim kapıyı açarken. "Bu kadar yolu kendi başıma geldim ben, bundan sonra da hallederim siz beni merak etmeyin. "
Acımasızlık mıydı yaptığım?
Belki evet belki hayır.
Bencillik miydi peki?
Kime göre neye göre?
Bana göre mi mesela, bana göreyse evet bencillikti.
Onlara göre miydi ya da, onlara göreyse hayır bencillik değildi.
Sadece hakkın sahibini bulması gibi bir şeydi işte."Bırak gitsin! " dedi babam oldukça sakin bir sesle. Annem anında başını babamdan tarafa çevirirken ben de ağır ağır çıkarmıştım gözlerimi gözlerine.
"Ne? " dedi annem inanamayarak. "Ne diyorsun sen be adam, nasıl gitsin? O bizim kızımız, nasıl vaz geçersin ondan? "
Bu oldukça saçma bir soru değil miydi anne? Babam beni celladın eline verirken vaz geçmemiş miydi zaten benden? Bu koyar mıydı hiç adama?
"Bırak gitsin! " diye yineledi babam kelimelerini üstüne basa basa. "Ama şunu da bilsin, o kapıdan çıktığı an bir daha ne buraya adımını atabilir ne de bizim yüzümüze bakabilir. "
Durmadım, susmadım, bu sefer kendimi ezdirmedim. Yaşamdaki sızıya rağmen dimdik durdum karşısında. Yüzümdeki acı dolu ifadeyi sildim, yerine sahte ama gerçekçi bir gülüş yerleştirdim. Ve öyle konuştum, son kez.
"Ben de zaten bir daha buraya gelmeyi düşünmüyorum. Beni öldürmek isteyen bir adamın yanında daha fazla kalamam. Ailem bile olsanız, bunu daha fazla kendime yapamam. Üzgün değilim, zira üzülmeyi ben değil siz hak ediyorsunuz. O yüzden üzülme kısmını size bıraktım. " Yüzlerinde şaşkınlığın ve acının emareleri kol gezerken harelerime biriken yaşları geri ittirdim. Şimdi onların karşısında ağlarsam eğer bu söylediklerimin ne hükmü kalırdı ki? Ben onlara güçlü görünmeye çalışırken karşılarında ağlamak aptallık olmaz mıydı?
![](https://img.wattpad.com/cover/312714169-288-k723248.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Kalanlar Sûzidil (II)
ChickLitAcılarımla yüzleşmeye ve onları benimsemeye başlamıştım artık, yitirdiğim sevgilim için yaktığım ağıtlarla ve geçip giden o güzel günlerle ayakta kalıyordum artık. Bunun bir sonu gelecek miydi bilmiyordum ama bu halde yaşanamayacak kadar ağırlaşmışt...