Merhaba....
Yeni bölümle geldim ve renkli kalplerinizi bekliyorum 💙💜🤍🤎
Lütfen satır arası yorumlar da yapın.
Oy ⭐️ verdiyseniz, başlayalım 🥰
İyi okumalar
🌸🌸🌸
Şu an nereden geldiği belli olmayan, beyne doğru yükselen garip bir duygunun içimdeydim. Bu his beraberinde soluk keser, ufak çaplı kalp krizi yaşatır. Evet ben şu an utanma hissini yaşıyordum. Bana genelde geçmişte yaşadığım utandırıcı bir olayı hatırladığımda gelen histir. Yani mesela birisiyle konuşurken geçmişte bir pot kırmışım, o birden sebepsizce aklıma geliyor ve aynı duyguyu tekrar yaşayıp dudaklarımı ısırıyorum. Şu anda da o hisleri yaşıyor ve dudaklarımı ısırıyordum.
Aslında nereden geldiği çokta belliydi. Çünkü dün abim Demirhan'la beni uygun olmayan bir vaziyette görmüştü. Olayı ona açıklasak da o görüntüyü onun beyninden silmek şimdilik mümkün değildi.
Ona düştüğümüzü söyledikten sonra piknik alanına dönmüştük, fakat bütün gün gözleri benim ve Demirhan'ın üzerinde olmuştu. Belki de onunla aramda bir şeylerin olduğundan şüphe etmişti. Ama öyle bir şey yoktu.
Kahvemden bir yudum alarak bilgisayarıma yeniden döndüm. Şu an bunları düşünmenin yeri değildi. Fakat bu fikirler beynimin boş anını bulduğu gibi geliyordu.
Telefonuma gelen mesajla birlikte elime aldım.
Ali bey: Merhaba Leyla.
Odama gele bilir misin?Merhaba Ali bey, geliyorum.
Hızla cevap yazdıktan sonra yerimden kalktım be asansöre doğru gittim. Turgay yerinde olmadığından ona haber vermemiştim.
Ali'nin olduğu kata çıktığımda yüzüme gülümseme takınıp Sezen'in masasının önünde durdum.
"Merhaba Sezen hanım. Ali bey çağırmıştı beni," dediğimde dikkati bana yöneldi. "Merhaba. Kendisi müsait, gire bilirsin."
"Teşekkürler," deyip kapıyı tıklattım. İçeriden "Gel," diye seslenilmesiyle birlikte girdim ve kapıyı kapattım.
Ali masasında oturmuştu. Beni gördüğü gibi elindeki kalemi bırakarak gülümsedi. Her zamanki gibi yakışıklıydı.
"Gel Leyla, geç otur," dediğinde başımı sallayıp koltuklardan birine oturdum ve bakışlarımı ona çektim.
"Ne içmek istersin? Ne söyliyeyim?" İstekli sesine tebessüm ettim ve "Teşekkürler, ama bir şey içmek istemiyorum," dedim. Bununla birlikte yüzü biraz düşmüş gibi olsa da hızla kendini topladı ve ellerini masanın üzerinde birleştirdi.
"Biliyorsun Rusya'dan yeni döndük. Şimdi de bazı pürüzler meydana geldi. Bu yüzden yeniden oraya gitmemiz gerek."
Pürüzlerin olması moralimi bozarken sohbeti nereye bağdaştıracağını çözmeye çalışıyordum. "Yani Ali bey?" Ona hitap şeklimle birlikte kaşları çatıldı.
"Yanımızda kimse yok Leyla. Ali diye bilirsin."
Hızla başımı olumsuz anlamda salladım. "Şirket içerisindeyiz Ali bey, lütfen."
Gözlerini bir anlık benden kaçırıp, "Anladım," dedi ve sonra devam etti. "Neyse. Konumuza dönelim."
Onun bana olan isteğini farkediyordum, fakat benim ona karşılık verme gibi ne bir hissim, ne de bir düşüncem vardı. Aslında aramızda erkekler ve kadınlar arasında olan elektriği de alamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menekşe
Romance"Bu yorgun ruhumu bir de sen yorma," dediğinde sesi fısıltı gibi çıkmıştı. "Lütfen... Git Leyla!" Yalvaran gözleri acıttı Leyla'nın kalbini. İzin vermeyecekti. Hayır! Gözlerinin dolmasına izin vermeyecekti. Güçlü olacaktı onun karşısında. Bu yüzden...