tanrısal bakış açısı;
kadın kendini evine attığında hala çok öfkeliydi ve gergindi. olmaması gereken bir şeyi yaşamışlardı ve yaşanabilecek en kötü senaryolardan biriydi bu.
daha önce de öğrencilerinin ona besledikleri hisleri fark etmişti ama bu çocuk her şeyi berbat edip, üstüne izinsizce öğretmenini öpmeye çalışmıştı. kadının kulaklarından yüksek sesli uğultular yükseliyordu, evet yeni bir pişmanlık eklenmişti hayatına ve ruhu ızdırap içerisinde onu içten içe öldürüyordu.
tüm hayatı pişmanlık üzerine kurulu olan kadın kendini güçlü tutmaya çalışıyordu, boyun eğmek istemiyordu ama kalbi sızlıyor cezalandırılmak için yanıp tutuşuyordu.
kadın ruhunu dinlendirmek, hafifletmek için cezasını çekmeliydi.
4 saat sonra.
motosikletli adamdan;
en son nora'dan haber aldığımda daha yeni yeni fakülteden çıkıyordu. peşinde ise bir taksi vardı, onu takip eden kişinin kim olduğunu bildiğini söylemişti bana.
öğrencisi olduğunu söylediği an gelmek istemiştim fakat beni reddetmişti, kendi başına halledeceğini söylemişti. bana anlatması ise tamamen çocuğu küçümsemek içindi. bunu bildiğim ve ciddi bir şey olacağını düşünmediğim için hiç endişelenmemiştim. fakat aradan saatler geçmişti ve önce mesajlarıma sonra ise aramalarıma cevap vermemişti. içimdeki merak artarken onun evine gelmiştim.
şu an kapısının önünde duruyordum ve kapıyı çalıp çalmamak arasında kalmıştım. rahatsız edilmeyi ve birinin evine haber vermeden gelmesini hiç sevmezdi. o benim nasıl sınırlarıma saygı duyuyorsa ben de her zaman onun kurallarına uymuştum ama şu an bunu bozuyordum, çünkü onu merak ediyordum.
kapıyı yavaşça tıklattım, duydu mu bilmiyordum birkaç dakika bekledim. herhangi bir hareketlenme olmadığı için tekrar yüksek sesle kapıyı çaldım. gece saat 2'ydi fakat etraftaki insanları umursamadan tekrar sertçe çaldım kapıyı. yine açan yoktu.
merakıma ve endişeme yenik düşüp; bende olan ev anahtarını deliğe yerleştirdim. biz mahremiyeti ve aramızdaki sonsuz saygı bağına sadık olan insanlardık, şu an bu yaptığım yanlıştı biliyordum.
benim de evimin anahtarı ondaydı fakat hiç beni rahatsız edip, benden izinsiz evime girmemişti. ben ise şu an onun evine izinsiz giriyordum.
çabuk parlayan, sinirlenen biri olduğunu bildiğim için gergindim ama onun için endişeliydim.
içeriye girip kısaca salona göz gezdirdim fakat burada değildi. mutfağa da baktığımda hiç buraya uğramadığı belli oluyordu. odasına doğru yürüdüm ama elbette pat diye girmeyecektim. önce kısık sesle seslendim ona fakat ses gelmedi. biraz kapının önünde durdum öylece bekledim.
kulağıma dolan müzik sesi ayaklarımı koridorun en sonundaki kapısı hep kilitli olan odaya doğru yönlendirmiştim.
buradaydı ama neden buradaydı? ve bu oda neden hep kilitliydi, bilmiyordum.
kapının önünde durdum ve şarkıyı duymaya çalıştım. çalan şarkı sözleri kulağıma doluyordu:
I tried to be someone else
But note I really am inside
Finally found myself
Fighting for a chance
I know now, this is who I really am.dinlediği şarkıyı biliyordum bu yüzden hiç düşünmeden anlık gelişme yüzünden kapıyı açtım.
gördüklerimle şok olmuştum. yere dizlerini çökmüş, sırtındaki tişört yırtılmış, eline sıkı sıkıya doladığı kemer elini kesmiş kanamasına sebep olmuştu. gözlerinin içi kıpkırmızıydı ve yüzünde mimik oynamıyordu. bakışları anında bana döndüğünde kaşlarını çatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher's pain
Short Storyhata yapmaya meyilliyim, en büyük hatam da buydu ya zaten.