12 gün sonra
sınıf grubu
05..a:
duydunuz mu nora geliyormuş okula.05..c:
niye geliyormuş ki o kadın?05..g:
benim midem kaldırmaz onu görmeyi, gelmeyeceğim bugün fakülteye.05..m:
kaos var kaçırmam asla.burak:
neden geliyormuş?05..a:
bilmiyoruz ama kurul toplanacakmış.05..p:
umarım istifasını verir de defolur gider.05..h:
acaba hangi öğrenciyle ilişki yaşamış. çok merak ediyorum.05..g:
kiminle yaşadıysa yaşadı, iğrenç kadın!
utanıyorum ondan.1 saat sonra
05..m:
geldi geldi nora geldi.05..k:
başlasın kaos....
tanrısal bakış açısı;
kurul toplanmıştı herkes yerini almış tek bir isimi bekliyorlardı: profesör nora'yı.
12 gün boyunca yök tarafından kadının özel hayatı da dahil tüm her şey didik didik incelenmişti. önce okuldaki odası incelenmişti, sonra kamera kayıtları. sonrasını anlatmaya bile gerek yoktu, çünkü tamamen rezillikti. evini bile aramışlardı.
her ne kadar umursamaz bir kadın olsa da neyse ki evindeki odayı düzeltip normal bir yere çevirmişti. çünkü bunun okulla ilgili bir bağlantısı yoktu.
kapıdan giren kadına döndü bütün gözler. herkes onu itham ediyordu, vucüdunu izliyordu. çünkü bu kez dövmelerini kapatma gereği duymamıştı. olduğu gibi gelmişti okula. bir profesörden uzak, serserinden farkı yoktu.
kendine bırakılan boş koltuğa oturdu, odak noktası karşısındaki tablo olmuştu sadece. rektörün hemen kafasının üstünde duran tabloya bakıyordu ama diğer öğretmenler onun rektöre baktığını düşünüyordu, aksine kadının umrunda bile değildi rektör.
ya da buradaki herhangi biri.
"nora miller, hakkınızda yapılan suç duyuruları defaatle incelendi ve bir sonuca bağlandı. fakültedeki odanız da dahil olmak üzere herhangi bir şey bulunamadı. kamera kayıtlarında ise sıradışı herhangi bir görüntü elde edilemedi. odanıza gelen öğrencilerin hepsi araştırıldı ve soruşturuldu. hepsinin ifadesi alındı herhangi bir öğrenciden hakkınızda bulunan suç duyurusunu destekleyecek bir sonuç alınamadı. özel hayatınızda yapılan inceleme sonucunda ise herhangi bir öğrenciyle iletişim kurmadığınız, bir birliktelik yaşadığınız kanıtlanamadı. gönüllü olarak verdiğiniz kan ve dna örneğinde okula aykırı hiçbir bulgu tespit edilemedi. size atılan öğrencisiyle ilişki yaşadığı iftirası düşmüştür."
rektör gözlerini bir saniye bile karşısındaki kadından ayırmadan ezberlediği cümleleri söyleyip durdu. kadın zaten bunları biliyordu, sonuca gelmesini istiyordu.
"sözde üniversitemizin itiraf sayfası olan sayfanın kapatılması ve sizin adınıza bu konuda iftira atan kişinin kimliği tespit edilemeyip herhangi bir suç duyurusunda bulunulamadı. özel olarak bu konuyla ilgilenmek sizin en büyük hakkınız, orası size kalmış. öğretmenlik meslek yasası hakkınızda açılan diğer soruşturmayı onayladı. bedeninizde bulunan dövmelerin ve bunu saklamanın cezası olarak profesörlük ve öğretmenlikten men edilmesi, fakat başarılarını ve iyi niyetini göz önünde bulundurarak dövmelerini sildirmesi dahilinde mesleğini icra ettirmeye devam etmesi ama profesör kimliğini kaybetmesine ve meb'in atayacağı herhangi bir yerde yedek öğretmen konumunda çalışmasına karar kılınmıştır."
"tüzükte böyle bir kanun yok." kadının gülerek söylediği cümle rektörü kızdırmıştı. çatılan kaşları bunu ispatlıyordu.
"ahlaki yasa gereğince 3 farklı koldan incelenip onaylı olarak hakkınızda böyle bir sonuca varıldı, herhangi bir itirazınız varsa dilekçe yazarak gerekli yerlere başvurabilirsiniz."
adını bile bilmediği erkek bir profesör konuşunca kadının bakışları ilk defa birini buldu: "hocam, artık öğretmenlerin dövmeleri kanunlarda yer almıyor. hocamızı bu şekilde men etmek gereksiz, bu kurul bunun için toplandı. sizde olmasa da başka hocalarımızda da dövme var."
rektör kahkaha atarak konuşmaya başladı: "hocam söyler misiniz, hangi eğitimcinin vücudu bu şekilde dövmelerle dolu?!" bakışlarıyla karşısındaki kadını gösterdi.
"nora hanım burada eğitim verirken dövmelerini bir kez bile görmedik, saklayabiliyor. verilen ceza çok acımasız."
"eğer ki sizin de bir şikayetiniz veyahut talebiniz varsa, gerekli yerlere dilekçe yazıp verilen karara karşı çıkabilirsiniz."
"sizin hiç uğraşmanıza gerek yok, ayrıca siz beni men edemezsiniz. ben istifa ediyorum." sakince söylediği sözler rektör ve dekan olmak üzere birçok profesörü sinirlendirmişti. bu şekilde onları alt ediyordu kadın.
çantasından çıkardığı istifa dilekçesini önündeki masaya fırlatıp ayağa kalktı kadın. son kez masada oturan insanlara göz gezdirdi sonrasında ise kapıya yönelip toplantı odasından ayrıldı.
işte bitmişti, şu an özgür olabilirdi.
yapılan onca iğrenç şeye rağmen şu an özgürdü.
dersliğin önünden geçerken sınıfın kapısının açık olduğunu ve birçok öğrencinin kapıda durduğunu gördü. onların hocalarını güzel hatırlamasını isterdi ama bakışları nefret doluydu, ellerinden gelse onu taşlayacak gibiydiler.
birkaç uğultu duydu, sonrasında ise yüksek sesli bir haykırış duydu.
"hocam, dövmeleriniz olsun ya da olmasın. sizi gerçekten çok sevdim, iki yıldır dersinize giriyorum. sizi dövmeleriniz için asla yargılamayacağım. buradaki insanların aksine benim aklımda hep iyi bir öğretmen olarak kalacaksınız."
kadın sesin geldiği yöne doğru baktı; gözlüklü, siyah saçlı bir kız ona gülümseyerek bakıp aklından geçenleri söylemişti ona. kadın da ona gülümsedi.
sonrasında birkaç alkış ve birkaç uğultu daha duydu. bir iki öğrenci daha buna katılırken çoğunluk buna katılmadığını onun iğrenç bir eğitimci olduğunu yüzüne vurmuşlardı. ama bu onun canını acıtmadı. sonuçta o isteyerek öğretmen olmamıştı. şu an ona öfkeyle bakan eski öğrencilerinin hiçbiri umrunda değildi.
o gün ilk defa çocukla gözleri buluştu. çocuk ona pişmanlıkla bakıyordu, gözleriyle özür diliyordu. onu affetmesini istiyordu ama biliyordu asla bu kadından bir af alamayacağını.
"hoşçakalın." dedi ve yürümeye devam etti. artık iyi kötü hiçbir şey duymuyordu. özgürdü ve mutlu olacaktı. olmalıydı da.
...
%0.0001 ıhtımal olsa bıle eger olumsuz bır sonucu varsa her zaman kotu sey yasanır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher's pain
Short Storyhata yapmaya meyilliyim, en büyük hatam da buydu ya zaten.