burak:
nora, lütfen konuşalım.nora:
ne istiyorsun?burak:
sadece konuşmak.nora:
iki saat sonra beni takip ettiğin daireye gel....
nora:
eski eve gidiyorum.emre:
neden?nora:
burak benimle konuşacakmış.emre:
konuşma onunla.nora:
yerimi bil diye söyledim, hala evimde misin?emre:
evet yatağında yatıyorum. ve hala veda seksi bekliyorum.nora:
iğrenç piç asıl araştırılması gereken sensin.emre:
olur öğretmenim, öpmem de gerekiyor mu?nora:
siktir git lütfen.emre:
yemin ederim bizi tanımayan biri görse bunları sevgili, eski sevgili, flört ya da onun gibi bir bok sanardı bizi.emre:
sanırım aramızdaki o bağı kimse anlayamayacak.nora:
intihar ipine bağlı olan bir bağı kimse anlayamaz zaten.emre:
hayatımı bağışladığın için teşekkür ederim.nora:
sırada benim hayatım var.nora:
bu kez bağışlanmak istiyorum.emre:
taşak geçtiğini biliyorum, siktir git o yüzden.emre:
hala o halimle dalga geçiyorsun. keşke thorun çekici bende olsa da kafana vursam.emre:
nefret ediyorum senden.nora:
ben de senden nefret ediyorum....
2 saat sonra
burak'tan;
her şeyin mahvolduğu binanın önünde duruyordum. benden önce geldiğini umuyordum ama arabası yoktu buralarda. hala gelmemiş miydi yoksa?
demir kapıyı itip merdivenlere yöneldim, kapıyı çalmadan bilemeyecektim çünkü. yukarı kata geldiğimde kapının hafif aralık olduğunu görmüştüm. gelmişti.
adımlarım her ne kadar buradan kaçmak istese de kapıyı itip içeriye girdim, yavaşça kapattım. salon olan yere girdiğimde yine aynı koltukta oturmuş sigara içiyordu. gözleri beni bulduğunda o an ne yapacağımı şaşırdım.
"otur." dedi sadece. yüzünde hiçbir tepki yoktu bomboş bakıyordu gözleri, donuktu.
karşısına oturdum, ben de onu taklit edip cebimden sigaramla çakmağımı çıkardım. sessiz evde çakmak sesi yankılandı, bir anlık bakışları sigarama gitti sonra tekrar yüzüme baktı. o her zaman böyleydi, gözünü bile kırpmadan göz temasını kesmeden karşısındakini delip geçerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher's pain
Short Storyhata yapmaya meyilliyim, en büyük hatam da buydu ya zaten.