Piştt..
Ben geldim. Hoş geldim. Nasıl gidiyor sizce. Arada bir bölümlerde karışıklık yapıyor olabilirim. Aynı an da üç hikaye yazmak insan bazı şeyleri karıştırıyor. Beni uyarın ki birlikte düzeltelim...
@seraheylul bu bölüm senindir...
Klasik...
Ne diyoruz?
Keyifli ve bol yorumlu okumalar tatlişlerim...
Elif konuşmayı mı unuttun? Hadi bu kadar güzel kelimelere sen de bir zahmet bir şeyler söyle. Aç şu ağzını artık. Konuş sen de itiraf et. Ona karşı hissettiklerini anlat. Anlat ki sende rahatla. Gözlerimden boşanan yaşları ne kadar zaman sonra fark ettiğimi anlamadım. O yanıma gelmiş önümde diz çökmüştü. Parmaklarının ucuyla gözyaşlarımı siliyordu. Ben ona bakmaya cesaret edemiyordum. Sandalyesini yanıma çekti. Islak ıslak olan ellerimi ellerinin arasına alıp resmen öpücüklere boğdu. Ay nasıl da tatlı. Ben elimin birini ondan kurtarıp yanağına götürdüm ve
"Ben seni hak edecek ne yaptım Barış?" diyebildim sonunda. Ağzımdan çıkan kelimelere en az benim kadar o da şaşırdı. Gözlerimi doldu ay kıyamam ya. Yanağında olan elimi çekip öptü yine. Şimdi sadece bakışlarımız konuşuyordu. Söylenecek olanları onlar bizim yerimize konuşuyor gibiydi. Kalbim kıpır kıpır. İçim huzurdan bayılacak gibi.
"Artık yanımdan bir saniye bile ayrılmanı istemiyorum." Elini cebine uzattı. Hadi canım daha neler. Saçmalamaz mısın lütfen. O kadar da değil. Değildir dimi? Evet ruhumu teslim etmek üzereyim sanırım. Siyah kadife bir kutuyu çıkardı ve kapağını açtı ve
- Benimle evlenir misin?
"Hı" dedim gözlerimi pörtleterek. Aslında "çüş" de diyebilirdim. Hak ederdi değil mi kızlar. Hep dibiniz düştü farkındayım. Salyalarınızı hemen silin. Gülümsedi.
- Senden ayrı kalamayacağımı söylemiştim. Benimle evlenir misin?
"Yok, artık" dedim salakça
"Var artık" deyip cevabımı beklemeden o harika tek taşlı yüzüğü kutusundan çıkarıp parmağıma taktı. Yani bir evet dememi bekleseydi fena olmazdı.
"Artık benimsin küçüğüm."
"Barış bu kadarı çok hızlı oldu ama" demek geldi aklıma.
"Hayır, geç bile kaldık."
"Bak gerçekten beni çok mutlu ettin. Ama bu çok farklı bir konu! Birbirimizi tanımıyoruz. Ne sen beni ne de ben seni. Bu işler bu kadar hızlı olmaz. Gözlerine baktım masumca. Gözyaşlarım durmuş şimdi ciddi konular konuşulma havasındaydım.
"Bundan sonra daha mutlu olacağız. Vakit kaybetmek istemiyorum. Yarın zaten Amerika'ya gidiyoruz. Annen iyi olduktan hemen sonra evleniriz. O sırada da birbirimizi tanırız. Gerçi benim böyle bir şeye ihtiyacım yok."
Yüzüğe şöyle bir göz atıp sonra Barış'ın gözlerine baktım. O gözler beni gerçekten çok etkiliyordu. Kabul ediyorum beni kendine aşık etmişti ama bu kadarı yeterlimiydi evet demek için onu bilmiyorum. Hayatıma girdiğinden beri her şey o kadar çabuk ilerliyordu ki ! Bu hıza yetişmek gerçekten çok zordu. Annem şuan da bilmediği bir ülkede tanımadığı insanların yanında ve derdini anlatamayacak durumda. Bense gayet rahat bir şekilde kendimi duygularıma kaptırmış bana evlenme teklifi eden bu adamın karşısında oturmaya devam ediyorum. Bu anneme yaptığım haksızlık değil de neydi? Kendime gelmem kısa sürdü. Yüzüğü parmağımdan çıkardım ve kutusuna koyup kapağını kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKAR KIZIMIZ
General FictionMinnoş bir kızın sakarlıkları yüzünden başına gelebilecek en güzel şeydi aşk. Elif ve Barış'ın inanılmaz hikayesinin satır aralarında buluşalım...