Medyadaki şarkıyı dinleyerek okumanızı öneriyorum. <3
Umarım beğenirsiniz. Beğenmediğiniz yerler olursa lütfen söyleyin. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Beni buralardan bulabilirsiniz;
Instagram: palaxia_
Tiktok: palaxia_Keyifli okumalar! <3
~~~~~~~~~~~~
Önceki Bölümden
"Efendim, dünyadan bir ileti alıyoruz. Görsel ve işitsel formda." Herkes bir anlığına nefesini tuttu. Uzak yörüngedelerdi ama buna rağmen farkedilmişlerdi. Farkedilmeleri ne anlama geliyordu?
**************
Bu gezegenin nükleer silahları vardı. Elbette bir tehdit algılarlarsa bunu kullanmaktan çekinmezlerdi.
"Ekrana ver." dedi Kaptan gür sesiyle. Köprünün büyük camı aynı zamanda dev bir ekrandı. Teğmen Gojk iletiyi ekrana yönlendirdi. Karşılaştıkları şey kafalarını karıştırmıştı.
"Standart selamlama." dedi Rüya. "Birileri farketmiş ve standart selamlama gönderiyor. Her dilde merhaba ve temel matematik, asal sayılar, müzik çeşitlerimiz vesaire." Kaptan, Rüya'ya döndü.
"Peki bu ne demek oluyor? Yanımıza gelmek için yıllar sürecek bir hazırlık yapmaları gerekir, bunu biliyoruz ama bize saldırma ihtimalleri var mı?"
"Hangi ülkenin farkettiğine bağlı. Büyük ihtimalle halka açıklanmaz ama farkeden ülkenin yönetim organında kaosa sebep olur. Herkes korkar. Mantıklı bir tepki beklemeyin. Bence en kötüye hazırlanmalıyız." dedi Rüya. Herkes sustu. Rüya'nın sözleri köprüde bir bomba etkisi bırakmıştı. Herkes nefesini tutmuş Kaptan'ın vereceği kararı bekliyordu. Derken Teğmen Gojk tekrar konuştu.
"Bir ileti daha alıyoruz. Bu kez yörüngeden. Ve standart bir kayda benzemiyor. Sadece ses var."
"Kaydı aç."
"Hey merhaba, beni duyuyor musunuz? Sizi daha yeni tespit ettik ama hangi ülkeden olduğunuzu bilmiyoruz. Sadece kim olduğunuzu merak ettik." dedi bir kadın sesi. İngilizce konuşuyordu. Rüya yıllarca uzay bilimine çalışmıştı. Bu alana merakı vardı. Bu yüzden belki yardımı dokunabilirdi.
"Büyük ihtimalle bizi göremiyorlar. Sadece radarlarından tespit ettiklerini tahmin ediyorum. Bizi diğer istasyonlardan biri sandılar. Tek yapmamız gereken onlara yalan söylemek. Ve bunu dünyadaki merkezlerine doğrulatmamalarını umut etmek." Kaptan ona bakıp başını salladı.
"Evrensel çevirmen bize onların söylediklerini çeviriyor ama bizim söylediklerimizi onlara çeviremez. Bu yüzden onlara kendi dillerinde yanıt vermeliyiz." Rüya'nın çocukluğundan beri çalışıp durması sonunda bir işe yarayacaktı.
"Ben yapabilirim." dedi Rüya. Kaptan başını salladı ardından Teğmen Gojk'a eliyle işaret verdi. Telsiz açılmıştı.
"Merhaba, biz çin istasyonuyuz. Sanırım radarınıza girdik." dedi Rüya. İngilizce konuşmuştu.
"Tamam, anlaşıldı." dedi tekrar kadın sesi. Ve telsiz kapandı. Herkes rahat bir nefes almıştı.
"Şimdi sadece merkezi aramamalarını umut edelim." dedi Rüya.
"Belki bunu engellemenin bir yolu vardır. Geçici süreliğine iletişim sistemlerini bozabiliriz." dedi Kaptan Martel. Ve bunu yapması için Teğmen Gojk'a baktı. Teğmen başını resmi bir şekilde salladı ve istasyonuna döndü. Ardından Kaptan söze devam etti.
"Zaten en fazla bugün öğlene kadar işimiz var, sonrasında gidiyoruz. Bu yüzden gezegenden gelen selamlama şimdilik bizim için sorun teşkil etmez." Ve gerçekler Rüya'nın yüzüne bir kez daha çarptı. Bu sabah son testleri yapacaklardı ve sonra Rüya Dünya'ya dönecekti. Dönmek zorundaydı. Kaptan'a burada kalmayı teklif etmeyi düşündü. Acaba mümkün müydü? Denemekten zarar gelmezdi. O bunları düşünürken Kaptan tekrar konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Rüyası
Science Fiction19 yaşında bir köylü kızı. Bir gün tarlada görünmez bir uzay gemisi bulur. Rüya etrafında gördüğü insanlara şaşkın şaşkın bakıyordu. Onlar insan değildi. İnsansı oldukları kesindi ama kesinlikle insan değillerdi. Her ten renginden, her boydan, vücut...