Umarım beğenirsiniz. Beğenmediğiniz yerler olursa lütfen söyleyin. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Beni buralardan bulabilirsiniz;
Instagram: palaxia_
Tiktok: palaxia_Keyifli okumalar! <3
***********
"Tamam baba!"
Kapı arkasından çarparak kapanırken hızlı adımlarla yürüdü Rüya. Bakkaldan 3 tane ekmek almalıydı. Babası söylemişti, ona evlenmesi gerektiğini söyleyen de oydu. Rüya evlenmek için çok genç olduğunu düşünüyordu. Daha 19 yaşındaydı. Ama köyde onunla evlenmek isteyen bir genç vardı, 22 yaşında, Taner. Ondan biraz ürküyordu Rüya. Çünkü daha önceleri onu çokça rahatsız etmişti. Tabii babasına bunları anlatamazdı ki anlatsa da babası onu Taner'e iftira atmakla suçlardı. Rüya'nın hayatı çok zordu. Annesi öldükten sonra daha da zorlaşmıştı. Abisi Umut ve babası ona karşı cephe almışlardı. Sanki annesinin ölümü onun suçuymuş gibi acılarını Rüya'dan çıkarıyorlardı.
Rüya öyle çok düşüncelere dalmıştı ki hızla köşeyi dönerken sert bir şeye çarptı. Bu bir adamdı, daha doğrusu adamın elinde tuttuğu garip, metal alete çarpmıştı kafası. Canı yanmıştı ama belli etmedi. Onun yerine kafasını kaldırıp çarptığı kişiye baktı. Kafasını oldukça kaldırması gerekmişti çünkü çarptığı kişi iki metreden uzundu. Soluk tenli, zayıf, açık kahve saçlı ve düzgün bir fiziğe sahip bir erkekti bu. Rüya köydeki çoğu kişiyi tanırdı, bu adam yabancıydı. İlçeden ya da şehirden yeni gelmiş olmalıydı.
"Özür dilerim." dedi adam. Ardından şaşkın şaşkın elindeki cihaza baktı.
"Önemli değil." diye mırıldandı Rüya. O da cihazın ne olduğunu merak etmişti. Hayatında daha önce hiç böyle bir şey görmemişti. Adam da Rüya'yla aynı şeyi düşünüyordu. Daha önce hiç böyle bir şey görmemişti. Hayır bu ilk görüşte aşk falan değildi. Adam cihazına baktı, ardından kıza, sonra tekrar cihaza, ardından tekrar kıza. Ve sonunda karar verdi, aradığını bulmuştu.
Rüya her ne kadar cihazı merak etse de üstünde durmamaya karar verdi ve "Geçebilir miyim?" diye mırıldanarak adamın yanından geçip gitti. Bakkaldan ekmekleri alıp hızlı adımlarla eve döndü.
Sessiz bir şekilde kahvaltılarını ettiler. Kahvaltıyı tabi ki Rüya hazırlamıştı. Annesinden sonra ev işleri Rüya'ya kalmıştı.
"Ben haftaya evleniyorum." deyiverdi babası durduk yere. Abisi şaşırmış gibi görünmüyordu. Bu basbayağı Rüya'ya verilen bir haberdi. Rüya her ne kadar şaşırsa da sesini çıkarmadı. Kafasını salladı sadece.
"Bu akşam yemeğe çağırdım onu." dedi babası. "Güzel yemekler yap."
"Tamam." diye mırıldandı Rüya.
________________________________________Akşam olmuştu. Rüya, babası ve abisiyle akşama kadar tarlada çalışmıştı. Akşam yemekleri yapabilmek için eve biraz erken dönüyordu. Dönüş yolu tenhaydı fakat Rüya alışkındı. Köy insanları tanıdıktı. Rüya tarlaların arasından geçerken insanlarla selamlaştı. Ve en çok nefret ettiği tarlaya ulaşmıştı; Taner'lerin tarlası. Rüya orayı hızlı hızlı geçmeye karar verdi. Etrafına çok bakmayarak yürüdü.
"Rüya!" Fakat Taner onu görmüştü işte. Rüya duymamış gibi yapmaya karar verdi. Adımlarını daha da hızlandırırken kalbi korkudan çıkacakmış gibi atıyordu.
"Hey Rüya!" dedi bu kez Taner. Artık Rüya duymamış gibi yapamazdı çünkü Taner'in sesi çok yakından gelmişti. Rüya dönüp baktı. Ona doğru gelen yapılı, esmer genci gördü. İçi çekildi Rüya'nın. Taner tarafından defalarca tacize uğrayışı geldi aklına. Ama kendini toparladı. Korkmadan baktı Taner'in yüzüne. Taner yüzünde sinir bozucu bir gülümsemeyle iyice yaklaştı Rüya'ya.
"Babanlar yok mu?" derken aynı anda koluna dokunmaya çalıştı Rüya'nın ve dokundu da. Rüya midesi bulanırken mırıldandı.
"Yok."
"Neden erkenden dönüyorsun?" diye sordu Taner.
"Yemek yapacağım." diye soğuk bir sesle cevapladı Rüya. Artık bir an önce oradan gitmek istiyordu. Gitmek için hareketlendiği sırada bu kez belinden tuttu Taner. Gitmesini engelledi ve konuştu.
"Yalnız gitme, seninle geleyim." Rüya korku içinde cevapladı.
"Gerek yok, kendim giderim." O sırada etrafına bakındı Rüya. Yakınlarında kimse yoktu. Rüya iyice korkmaya başladı ve panik içinde konuştu.
"Bırak beni." diyerek Taner'in belindeki elini itti. Tabii ki kurtulamamıştı. Taner ondan kat kat daha güçlüydü. O sırada yan taraftaki diğer tarladan hışırtılar duyuldu. Taner bir anlığına biri geliyor sanıp geri çekildi. Rüya'da bundan faydalanıp hızla atıldı ve yürümeye başladı.
"Bekle." diye seslendi Taner. Rüya'nın ardından koşup belinden tuttu. Rüya iğrendi. Taner bu kez hiçbir şey söylemeden Rüya'yı iki tarlanın arasında sınır gibi duran çalıların arasına çekti ve kafasını boynuna gömdü. Rüya korkudan buz kesmişti. Neden sonra kendine geldi ve olanca gücüyle bağırdı.
"Ne yapıyorsun! Bırak beni!" Taner uzaktaki insanların onları duymasından korkmuş olacak ki Rüya'ya sarılı kollarını bir anlığına gevşetti. Rüya'da kalan son gücüyle kollarını itip kurtuldu ve koştu. Ağlarken koşmak zordu ama Rüya'nın elinde değildi ağlamamak. Babasına anlatsa ona inanmaz, inansa da namusumuzu lekeledin der Taner'le onu daha erken evlendirmeye çalışırdı. Rüya okumak istiyordu. Köy ve ilçe kütüphanesindeki bütün kitapları bitirmiş ve sürekli üniversiteye gitme hayali kuruyordu. Hayatı Taner'le evlenerek mi sona erecekti. Bunun olmasındansa ölmeyi tercih ederdi.
Nereye gittiğini bilmeden koştu Rüya. Bir tarladan diğerine geçti. Durmadı. Ev yolunda değildi ama şuan onu düşünebilecek durumda da değildi. Neden sonra yavaşladı. Durdu. Yere çöktü. Taner'in, boynundaki dudaklarını ve dilini hatırladı. Daha çok ağladı. O kadar iğreniyordu ki ondan, öğürmeye başladı. Midesinde öğle yemeğinden kalan ne varsa kustu. Kusunca biraz olsun rahatlamıştı. Zorlanarak ayağa kalktı. Kustuğu için tansiyonu düşmüştü. Eve dönüş yolunu bulmaya çalıştı. Belli ki kaybolmuştu. Ama birazdan tanıdık birine rastlar, köye giden yolu öğrenirdi. O yüzden rastgele yürümeye başladı.
Rüya bir tarlayı boydan boya yürüyordu. Derken bir şeye çarptı. Yere düştü. Neye çarptığını görmek için kafasını kaldırdı ama hiçbir şey göremedi. Kafasını tutarak ayağa kalktı Rüya. Çarptığı yere doğru elini uzattı. Bir şey yok gibiydi. Biraz daha ilerledi. Eli soğuk bir yüzeye değiverince irkildi. Elini korkuyla, aniden geri çekti. Ardından cesaret edip tekrar uzattı. Bu da neydi böyle? Görünmez bir duvar? Rüya şaşkındı. İki elini de yüzeye koydu, duvar düz gibiydi. Duvar boyunca ilerledi Rüya. Ama ortada duvar falan yoktu, hiçbir şey yoktu. Derken bir çıkıntıya rastladı. Açılabilirmiş gibi bir çizgi halinde çıkıntı. Açmak için parmaklarını araya soktu. Asıldı. Tabii ki açılmadı. Açılmasını beklemiyordu ama yine de denemek istemişti. Rüya yüzey boyunca ilerlemeye devam edip başka bir çıkıntı ararken arkasından gelen bir sesle irkildi. Çalılıkların arasından gelen bir hışırtıydı bu. Yine. Taner'in yanındayken de bir hışırtı duymuşlardı. Rüya takip ediliyormuş hissine kapıldı. Taner miydi? Korktu fakat cesur olmalıydı. Arkasını döndü. Sesin geldiği yöne baktı.
"Kim var orada?" Yüksek sesle söylemişti ama sesi korkudan biraz titremişti. Boynunda hissettiği bir soğuklukla aniden gözleri karardı. Bayılmıştı.
___________________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Rüyası
Fantascienza19 yaşında bir köylü kızı. Bir gün tarlada görünmez bir uzay gemisi bulur. Rüya etrafında gördüğü insanlara şaşkın şaşkın bakıyordu. Onlar insan değildi. İnsansı oldukları kesindi ama kesinlikle insan değillerdi. Her ten renginden, her boydan, vücut...