13. Bölüm

164 23 1
                                    

21 Eylül 2009,

Bu cümleyi son zamanlarda çok fazla kullanıyorum ama bugün gerçekten çok garip bir gündü! Babamın dükkanında oturmuş dün olanları düşünüyordum. Kızgındım. Denize de kendime de. Peki nerde hata yapmıştım? Güvenemeyecek miydim kimseye? Gerçekten değişmiş miydi dünya bu kadar?...

Ben bunları düşünürken ,pat diye açılan kapı ve kapının üstünde duran çanların çıkardığı ses sıçramama neden oldu.

-Hadi Zeynep kalk gidiyoruz.

-Nereye?.. Gelmiyorum hiçbir yere!

-Zeynep, gidiyoruz dedim.

-Gelmiyorum dedim Deniz! Hem sen bu dükkana böyle giremezsin!

-Girdim ama.

-Ya kim olduğunu zannediyorsun sen?!

-Bunu ancak gelirsen öğrenirsin Zeynep. Hadi gel!

-Gelmiyorum! Kim olduğun da beni zerre kadar ilgilendirmiyor.

Sonra ben ne olduğunu anlayamadan beni kolumdan tutup ahşap kapıya doğru sürükledi. Açık yazısını tersine çevirdi, kapıyı kapattı ve beni bildiğin sürükleyerek götürmeye başladı. Asıl kötü olan o sırada esnafın, ki çoğu babamın arkadaşıydı, bizi görmesi oldu. Aslında o an bağırıp yardım isteyebilirdim. Ki o zaman kesinlikle Deniz hastanelik olurdu, ama yapmadım. Onun yerine ,Allah ne verdiyse Deniz'e vurmaya başladım. Sırtına, giydiği dar, mavi gömleğin içinden ben buradayım diye bağıran kaslı kollarına ,omzuna... Neresine gelirse vurdum. Bir yandan da bağırıyordum.

-Allahın cezası bırak beni!

Ne yaptığını sanıyorsun sen!

Benim babam polis!(Bunu niye söyledim bilmiyorum ama dedim işte. Kesin salak olduğumu düşünmüştür. Sayemde adam babamı benden iyi tanıyor!.)

-Zeynep!

-Allah belanı versin!!

Hayvan!!

-Zeynep!!

-NE!?

-Sakin ol ,kaçırmıyorum seni! Kuğulu park'a gidiyoruz!

-Gelmiyorum ben kuğulu parka muğulu parka bırak beni!! Yemin ederim bağırırım sapık var diye!

-Bağır!

-İMDAA::.. ( ağzımı eliyle kapattı ama milletin ilgisini çekmiştik bile! Herkes bize bakıyordu. Ülkücü tipli adamlar her an gelip Deniz'i dövmeye hazırdı. Ama o gülümseyerek bir işaret yaptı ve millet önüne döndü!)

-Zeynep sus artık!

Böyle bağırış çağrışa ,kavga ede ede durağa gidip otobüs beklemeye başladık.

Yani nasıl bir gündü anlamıyorum. Nasıl bir hikaye bu onu da anlamıyorum? Milleti yakışıklı sevgilileri ,badboylar , playboylar kaçırır, son model arabasına bindirip ailesinin 3 katlı yazlık evine götürür, bizim Deniz beni EGOyla Kuğulu parka götürüyor!

Her neyse, otobüsten indikten sonra kuğulu parka geçip ordaki banklardan birine oturduk. Bu arada hava kararmaya başlamıştı.

Çocukluğumdan beri buraya gelmeyi hep çok sevmişimdir. Neden bilmiyorum ama sevmişimdir işte. Yeşilliği bana memleketimi hatırlatıyor diye belki de? Bilmiyorum..

Karımın GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin