Kötü Çocuk Tavırları

10K 397 278
                                    

  Okulun bahçesinde giriş kapısına en yakın olan çardakta sırtımı çardağın tahtasına yaslamış gözümde güneş gözlüklerim, hemen yanımdaki deri ceketimle duruyordum. Yüzümdeki ciddi ifadeyle ortamda dönen gogoyu seyrederken Fetih'in bim kasiyerinden nasıl dayak yediğine dair anlattığı anısına gülmemek için kendimi kastım. Kesin karın kası yapmıştım. Fakat ne olursa olsun sakin ve soğuk olmalıydım çünkü kötü çocuklar böyle olurdu.

Cemil ve Serhat Fetih'in anlattığına anırarak gülerlerken böyle durmaya çalışmak ne kadar canımı sıksa da bu alın yazıma ulaşabilmek için yaptığım ufak bir fedakarlıktı sadece. En sonunda hayatımın kadını gelip kazara bana çarpacak ve 'Ah! Önüne baksana be öküz!' diyecekti. Tabii bana kapılmak için çarpışmayı beklemesine gerek yoktu çünkü ben tam takır hazır bir şekilde bekliyordum zaten.

Etrafa aşırı fazla karizmatik ve çekici bakışlarımı atarken sınıf başkanımız olan biricik, canım, güzeller güzeli, aşık olunası Elif çardağın girişinde dikilerek hepimizi güzelce süzdü.

"Günaydın hayvanat bahçesi simülasyonunu yaşayan sınıf arkadaşlarım." Kötü çocuk modum açık olan ben kendi havamda takılırken Cemil Fetih ve Serhat altta kalanın canı çıksın oynuyorlarmış gibi değişik şekil ve durumlarda oldukları için dediğini hiç üzerime alınmadan çok rahat bir hareketle hemen yanına gidip çardağa tek omzunu yasladım ve güneş gözlüğümü hafifçe aşağıya indirdim. Yüzümdeki hafif sırıtma ve gözlerimdeki muzip bakışla üstten gözlerine baktım ve etkileyici kötü çocuk sesimle selamladım..

"Günaydın güzelim." Ortamda oluşan kısa süreli tuhaf bir sessizlikten sonra arkadaşlarım anırarak gülmeye başlarken Elif yüzündeki hafif iğrenmiş hafif de alaylı ifadeyle bana bakıyordu. Ah kesin hepsi takıldığım kötü çocuk tavırlarıma düştükleri için değişik tepkiler vererek etkilendiklerini belli etmemeye çalışıyorlardı. Gerçekten anlaması çok basit insanlardı.

"Sana gün bir farklı aymış herhalde Yaver hayırdır ne bu tavırlar?" Diyen Elife cevap için daha ben ağzımı bile  açamadan şerefsiz Serhat tüm mimiklerini de devreye sokarak atıldı "Bak Elif sana söyleyeyim, aman dikkat et de bu çocuğun mükemmel etkileyici bakışlarına ve gizemli havalarına düşme çünkü bu çocuk, işte tam olarak burada duran bu çocuk seni üzer."

"Ne üzmesi ananı bile si-" Cemil'in cümlesini bitirmesine izin vermeden bi tekme savurdum ama pislik kaçmayı başardı. Onlar hep beraber anırmaya devam ederken ben hemen Elife döndüm ve ona etkileyici bakışlar atmaya devam ettim.

Hepimize 'siz iflah olmazsınız' bakışlarından atarken "Neyse ben söyleyeceğimi söyleyip gideceğim iyi dinleyin, Necdet hoca bizzat gelip bana 'Arka dörtlüye hocalardan çok şikayet geliyor dersleri sessizce dinlesinler ve hocalarına karşı saygılı olsunlar. Özellikle de o Cemil büyükleri olmasına rağmen ilkokul çocukları gibi davranmasın.' dedi ve size iletmemi istedi."

"Ulan ben bu Nejjjjjjjdet denen hocanın belasını vermezsem neyim lan!" Cemil'i zar zor tutarken Elif yanımızdan ayrıldı. Necdet hoca bizim edebiyat ve aynı zamanda da sınıf hocamızdı. Kafa bir adamdı. Kafa olmasının sebebi bizden yaşça çok da büyük olmaması olabilirdi belki de. Adam atanır atanmaz bizim okula gelmişti ve şuan 26 yaşındaydı. Nasıl bu kadar kısa sürede atanabildiğini bilmesem de iyi ki atanmış diyebileceğim bi hocaydı.

Tek sıkıntısı -ki benim için pek de sıkıntı değildi- hoca Cemil'e kafayı takmıştı. Sebebiyse Cemil'in bir derste Necdet hoca kendini kaptırmış eedebiyatın edebiliği hakkında konuşurken Cemil'in kimsenin  duymayacağını sanarak bize 'hoca niye boş şeyler anlatıyor' demesi ve tüm sınıf dahil hocanın bunu duymasıydı. O günden sonra Necdet hoca derslerde Cemil'e ya laf geçiştiriyor ya da edebiyatı sevdirmeye yemin etmiş gibi  bir şiir, kitap veya yazar öneriyordu.

Cemil'i sonunda sakinleştirebildiğimizde hepimiz çardağa yığıldık. Cemil çabuk sinirlenen biraz agresif bir tipti ama yeri gelince de sakinliğini korumasını biliyordu. Sinirliyken onu sakinleştirmek de bize düşüyordu yoksa bir şeyleri kırıp dökmesi kaçınılmaz oluyordu.

Serhat yerine iyice yerleşip güldü. "Kanka sende de nası bir şans varsa adam daha yeni gelmişken sana taktı." Kafamla dediğini onayladım. Serhat genel olarak alaycı ve komik bir tipti ama tanımadığı insanların yanında sessiz ve utangaçlaşıyordu. Ne kadar yakınsan onun yanında o kadar gülüyordun anlayacağın.

"Cemil'in şansı mı var amına koyayım." Ben kötü çocuk tavırlarımla ufak bir gülüş bırakırken diğerleri Fetih'in dediğine yine yüksek notalarda gülmüşlerdi.

Fetih tam olarak ortamın soytarısıydı. Bir kere adamın yüzü garip bir şekilde komikti ve bakınca bile gülesiniz geliyordu. Hiçbir şey demeden bile bizi güldürebilmesinin ya da yaptığı espiri o kadar komik olmasa da anırarak gülmemizin sebebi de buydu aslında.

"Birazdan zil çalacak, kötü çocuk olma yolunda ilerlemem için derse girmemem daha mantıklı olurdu ama annem kızar o yüzden girmek zorundayım. Yani hadi kalkın." Onlar bu dediğime gülerken annemle babamı derse girmeme konusunda ikna edemediğim için tekrardan üzüldüm.

Annem ve babam beni çok seviyorlardı. Ama gerçekten çok seviyorlardı. Ben de onları seviyordum tabii. Annem ve babam lisedeyken tanışıp sevgili olmuş ve lise bitince hemen evlenmişler. Üniversite okumadan, aşçılık yeteneklerine güvenerek kafe tarzı bir dükkan açmışlar. Daha evliliklerinin birinci yılı bile dolmadan annemin hamile olduğunu öğrenmişler ve 8 ay 24 gün sonra 24 Mart akşamı saat 22.38'de dünyaya gelmişim. Evet doğduğum dakikaya kadar biliyordum çünkü annem benimle ilgili her detayı biliyordu. Kesinlikle mükemmel bir ailem vardı.

Cemiller sohbet ederek arkamdan gelirken deri ceketimi sırtımdan sarkıtıp güneş gözlüğümü de yakama takıp okula doğru havalı havalı yürümeye başladım. Tam bir adım daha atacaktım ki ateş rengi gözlerle göz göze gelince duraksadım.

Bizim çardağın hemen yanındaki bankta tek başına oturuyordu. Nasıl daha önce hiç farkına varamadığımızı anlamadığım gibi bana neden avını gözüne kestirmiş bir aslanı andıran şekilde baktığını da anlayamamıştım.

Biraz daha bakarsam aklımı okuyacağını hissettiren gözlerden gözlerimi kaçırdım. Bu sefer havalı olup olmamasını umursamadan hızlı adımlarla çoktan ilerlemiş olan Fetihlerin yanından hızlıca geçip okula girdim. Arkadan bana attıkları lafları duyabiliyordum.

♤♧♡◇

Aşırı yoruldum be. Eveeet girişi yaptık artık gerisinin gelmesini ummaktan başka yapabileceğim bir şey yok. Burada sizin yorumlarınız devreye giriyor sanırım.

İlk bölüm nasıldı? Biraz eleştiriye ihtiyacım var çünkü bu benim ilk yayınladığım kitabım ve eksiklerinin nerede olduğunu öğrenmek istiyorum. Şimdiden teşekkürler♡♡

Arkadaşlar shiplerinizi kitap boyunca olabildiğince söylemeye çalışın çünkü benim de hoşuma giderse o shipler gerçek olabiliiiiiiir.

Şimdiki shiplerinizi de şöyle şuraya alayım bakayıım.

Herneyse olabildiğince sık bölüm paylaşmaya çalışacağım inşallah ortaya güzel bir şeyler çıkar. Bir dahaki bölümde görüşürüüz♧♧.



Kıçımın Kötü Çocuğu ~bxb -ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin