Harlanan Ateş

5.8K 358 297
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım...İyi okumalar

♤♧♡◇♤♧♡◇

Elif, en yakın arkadaşı Seda ve bizimkiler kahkahalar atarken yüzüm biraz daha asıldı. Yaptıkları hiç hoş değildi gerçekten.

"Ay ay gülmekten nefes alamadım ya" dedi Elif cümlenin sonunda kısa bir kahkaha daha atarken. Yapma be Elif herkes dalga geçsin ama sen benimle dalga geçme.

"Ulan Yaver rezil olmadığın an yok be! Tanımadığın bir kız sana 'adres sorabilir miyim?' deyince 'Kalbime giden adresi soracaksan eğer söylememe gerek yok, sen zaten yolu biliyorsun' niye dersin ki?!" Diyen Cemil de sonuna kahkahasını eklemişti.

"Yalnız sende de ne cevherler varmış ha. Stilini değiştirdiğinden beri ağzından tatlı laflar eksilmez oldu." Stilini dediği yeri özellikle bastırarak söylemişti. Kötü çocuk olma kararımdan bahsediyordu. Onlara kimseye kötü çocuk olmaya çalıştığımı söylememeleri söylemiştim. Bu yüzden dikkat ediyorlardı. Ah ne güzel arkadaşlar diye düşünmüş olabilirsiniz ama onları bizim kafeden bedava hiçbir şey vermemekle tehdit ettiğim için söylemiyorlardı aslında. Malesef gerçekte benimle dalga geçmek için her şeyi yapabilecek arkadaşlarım vardı.

"Hakikaten Yaver, madem böyle şeylerin vardı niye göstermiyorsun hiç bize. Ben de arada güzel sözler duymak isterim senden." Diyen Fetih son cümlesini söylerken omuzlarına gelen uzun kumral saçının bir tutamını parmağına dolayarak daireler çizmiş bal rengi gözlerini de kırpıştırmıştı.

Herkes fetihin dediklerine ve hareketlerine gülerken Elif'in güzel kahkahası sinirimi birazcık alıp götürmüştü. Ah canım Elif'im.

"Evet evet! Hadi yaver bize de göster, görmek istiyorum. Hatta Elif'in üzerinde dene hadi." Seda Elif'i omuzlarından tutmuş tam karşıma getirmişti. Şimdi herkes merakla yüzüme bakıp harika şairane konuşmamı bekliyordu.

Elif ile Seda'yı hayal kırıklığına uğratmamak için Elif'e bir adım daha yaklaştım ve masmavi gözlerine baktım. Elimi kaldırıp gözünün önüne gelen kumral saçı kulanın arkasına atarken ezberlediğim sözlerden duruma en çok uyanı söylemeye hazırlandım. Öhöm öhöm..

"Gözlerin için şiirler yazmak isterdim aslında Elif..ama bu güzellik karşısında tüm kelimeler kifayetsiz kalıyor."

Etraftan o'lamalar yükselirken gözlerimi kırpıştırıp etrafıma baktım. Koridordaki tüm öğrenciler bize bakıp aralarında fısıldaşıyor bazıları beni cesaretimden dolayı alkışlıyor ve havada helal olsunlar uçuşuyordu. Elif bu olanlara karşı utanıp etraftakilere yanlış anladıklarını söylerken ben arkamdaki duvara yaslanıp etrafa kötü çocuk sırıtmasıyla bakışlar attım.

Bakışlar atmaya devam ediyordum ki tekrardan o içimi yakan ateş gözlerle göz göze geldim. Gözlerindeki ateş harlanmış öfkesini ortaya çıkarmıştı. Gözleri ne kadar öfkesini ortaya çıkarsa da dışına hiç yansıtmıyordu, hareketlerinde bir ağırlık vardı. Eh boşuna dememişlerdi Ahi'ye ağır abi diye.

Tüm dikkatler yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalışan Elif'teyken yürüyerek ağır ağır yaklaştı. En sonunda yanıma ulaştı ve bana bakmadan yanımda durdu. Yürümesi bile karizmaydı adamın be. Boyu benden bir iki santim kısaydı. Evet annem ve babamın mükemmel genleri sağ olsun 187 boyum vardı ve buna göre de Ahi'nin boyu 185-186 falan oluyordu.

Yanıma gelmesiyle haliyle benim bir yerlerim tutuşurken belli etmemeye çalıştım ve sonraki hamlesini dikkatlice beklemeye başladım. Ahi yavaşça kafasını çevirdi ve gözlerimizi birleştirdi. Yakından gözleri daha bir yakıcıydı. Yavaşça yutkundum.

Kıçımın Kötü Çocuğu ~bxb -ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin