Sevgi

2.7K 218 200
                                    

İyi okumalaaaaar..

♤♧♡◇♤♧♡◇♤♧♡◇

Tuğkan'dan

Haberi aldığımdan beri kalbimdeki sızı geçmiyordu. Oğluma bir şey olacak düşüncesi aklımı kaybetmişim gibi hissettirmişti. Duyduğum gibi ilk uçağa atlayıp Türkiye'ye gelmiştim zaten.

Ahi'nin annesi Filiz'le üniversitede tanışmıştık. Dostlukla başlayan ilişki Filiz'in bana bir adım atmasıyla flört sonra da sevgili evresine girmişti. Sevgili olduktan sonra aramızda bir şeyler de yaşanmıştı haliyle.

Fakat daha sonra Filiz'i aslında sevmediğimi, sadece bir arkadaş olarak ona değer verdiğimi anlamış ve bunu Filiz'e de söylemiştim. Ne kadar üzülse de daha fazla üzülmesini istemediğim için ayrılmamızı doğru bulmuştum. Konuşarak gayet güzel bir şekilde ayrılmıştık fakat ayrıldıktan 2 ay sonra Filiz beni arayarak buluşmak istemiş, buluşunca ise hamile olduğunu söylemişti.

Ne hissedeceğimi tamamiyle şaşırmıştım. Daha baba olmaya hazır değildim. İyi bir ebeveyn olabileceğime karşı bir inancım yoktu. Buna hazır değildim. Fakat Filiz buna hazır gibi duruyordu. Üstelik bir çocuğum olması düşüncesi içimde bir sıcaklık yayılmasını sağlıyordu. Belki de baba olmayı öğrenebilirim diye düşünmüştüm.

Bu olay üzerine evlendik. Evlendikten aylar sonra bebek doğdu ve Ahi'yi kucağımıza aldık. Ahi bebekken de çok güzel bir çocuktu. İlk gördüğümde benim çocuğum olduğundan bile şüphe etmiştim.

Derken aylar yılları kovaladı. Ahi büyüdü ama ben baba olmayı öğrenemedim. Babalar çocuklarının kahramanı olduklarından onun önünde sert ve disiplinli tavrımdan taviz vermedim. Oysaki ben bu kadar katı biri değildim. Haftada bir kez oğlumu kucaklamamam için izin veriyordum kendime çünkü çok samimi olursam benden hoşlanmaz ya da sıkılır diye korkuyordum.

İşte böyle böyle on yıl geçti. Ahi on yaşındayken Filiz bizi ve dünyayı terk etti. Kalbimde öyle bir boşluk oluşmuştu ki Ahi'yi unutup kendimi odaya kapatmış aylarca çıkmamıştım odadan. Aşık değildim fakat seviyordum Filiz'i. Filiz ve ben çalıştığımızdan dolayı Ahi'ye tuttuğumuz bakıcı olmasaydı ne olurdu düşünmek bile istemiyordum.

Aylar sonra kendime gelmeye başlamıştım. Fakat bu sefer de kendimi işe vurdum. Ahi'yi çok boşladım. Ama bunu isteyerek yapmadım. Psikolojik durumum iyi değildi.

O zamanlar beni mutlu etmek için çizip getirdiği resmi onu başımdan savar gibi aldığımı ve odasına gönderdiğimi hatırlıyorum. Ahi'ye baktığımda Filiz'i hatırlıyor kendimi suçlu hissediyordum. Bu yüzden olabildiğince kaçıyordum ondan.

Sonunda yastan çıkabildiğimde ise Ahi benden oldukça uzaklaşmıştı. Ona yakın davranmaya çalıştığımda benden uzaklaşmış ve hatta bir keresinde dokunduğumda sanki korkunç bir varlıkmışım gibi kaçmıştı. O zamandan beri baba olmaktan uzaklaştım. Artık Ahi'nin sadece biyolojik babasıydım.

Ahi ve o insanların arasından çıktım ve girdiğim kapıya doğru yöneldim. Hasan'ı aramıştım yani yakında burada olurdu.

Kafamı duvara yaslandım ve derin bir nefes aldım. Ahi'ye bir şey olmadığı için çokça şükretmem gerekiyordu.

Hızlı adım sesleri ve kafamın hemen yanından gelen pat sesiyle gözlerimi araladım.

Az önce içeride bana bağıran adamdı bu. Ama bu pozisyon neydi lan? Yüzüne ne yaptığını anlamlandırmak için tip tip bakarken o da sanki beni çözmeye çalışır gibi bakıyordu. Bir anda kafasını bana yaklaştırmaya başlamasıyla şaştım kaldım. Dudaklarımda hissettiğim dudaklarla ise kaskatı kesildim.

Kıçımın Kötü Çocuğu ~bxb -ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin