Kıçımın Kötü Çocuğu ~bxb -ARA VERİLDİ

Eşofman

İyi okumalar..

♤♧♡◇♤♧♡◇

Yüzümdeki yaralara alnımın moru da eklenince yüzümde sanat yapılmış gibi bir görüntü oluşmuştu. Ahi'ye gerçekten sinirleniyordum. Şu güzelim yüzümü getirdiği hale bakın ya. Annemin yüzüme yaptığı bakımla yaralarımı bir güzel sarmış kimine merhem sürmüş kimine ise yarabandı yapıştırmıştık. Yaralı yüzümle bile gayet iyi görünüyordum. Kavgadan yeni çıkmış asi bir kötü çocuk...

Öğle arasının gelmesiyle bizimkilerle kantine doğru yol aldık. Yolda kimin kantin sırasına gireceğini tartışırken taş kağıt makas oynadık ve malesef yenilen ben olduğum için kantin sırasına girmeye hak kazandım. Sonunda kantine geldiğimizde henüz tamamiyle dolmamış sırayı görüp hızlıca sıraya doğru gittim. Girdiğim gibi de bir anda bir sürü arkama doluştu, ben de haliyle önümdekine doğru savruldum. Ve işte o zaman fark ettim..

Kantin tezgahına kollarımı yaslamış önümdeki Ahi'nin ensesiyle bakışıyordum. Fazla yakındık. Aşırı fazla. Tam o sırada Ahi kafasını hafifçe arkaya çevirdi ve yan gözle arkaya doğru baktı. Benimle karşılaşınca şaşırdı ve bir süre öyle kaldık. Daha sonra kafasını iyice çevirerek kaşlarını çattı ve sinirli sinirli bana baktı. Ne var be! Kavgalıyız diye yemek de mi yemeyelim?

"Onca dayaktan sonra akıllanamadın sen herhalde, daha çok istiyorsun." Uğultunun arasından sadece benim duyabileceğim bir kısıklıkta konuştu. Sesinde çok büyük bir tehditkarlık vardı.

Tam ağzımı açmış cevap verecekken arkadan ittirmeleriyle öne yapıştım. Arkama dönüp sövecektim ki alt tarafımda olanları fark ettiğim gibi sesim çıkmadı. Çıkamadı. Şuanda resmen Ahi'ye dayıyordum çünkü amına koyayım! Üniformamızla aynı renkte olan bir üst giymemize okul izin veriyordu. Bu yüzden de ikimizde eşofman giyiyorduk ve dolayısıyla da şuanda her şeyi çok net hissedebiliyordum.

Ahı iki elini tezgaha dayamış derin derin nefesler alıyordu. Ben de elimi tezgaha dayayıp kendimi geriye çektim. Çekmemle de kıçımda bir baskı hissettim. Hasiktir! Tam olarak aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık olayını yaşıyordum. Dayanmaktansa dayamak daha iyi gözüktüğü için kendimi geri ittirdiğim gibi hızla ileri çekmiş daha sonra da Ahi'den gelen ufak erkeksi inlemeyle yaptığımı fark edip büyük bir küfür etmiştim kendime.

Resmen kendimi Ahi'ye itmiştim. Ve o da inlemişti. Öncekinden daha da fazla hissedebildiğim kalçalara bir bakış attım. Ahi iyice tezgaha yapıştırdı kendini ve kantinci abi artık ona gelsin diye parasını ileriye doğru uzatmaya başladı. Birkaç dakika sonra Ahi'nin bana dönen şok olmuş yüzüyle sıçtığımı sıvadığımı anladım. Çünkü şuan aletim kalkmış bir şekilde Ahi'ye dayıyordum.

Ahi'nin bakışlarına boynumda damarım atarken 'bilerek yapmıyorum valla' bakışlarımla cevap verirken derin bir nefes aldım. Ahi birkaç saniye daha bakmış sonra hızlıca önüne dönüp parayı daha ileriye doğru uzatmak için tezgaha eğilmişti. Ama yaptığı çok yanlış bir hareketti çünkü ona yaslı aletim kalçasının hafif havaya kalkarak hareket etmesiyle iyice yerine yerleşti ve ağzımdan da kulağının dibindeyken bir inleme çıktı.

Kaskatı kesilmiş bedenine iyice yaslandım. Kafam gitmişti artık. Alnımı omzuna yasladım, belinin iki tarafından tuttum. Etrafın kalabalık olmasına ve kenarda köşede kalmamıza güvenerek yavaşça kendimi dolgun hissettiren kalçaya sürttüm. Sürttüğüm gibi kafamda hissettiğim eller saçlarımı çekmiş ve kafamı kaldırmıştı. Bayık gözler, şakaklarımdan akan terle nefes nefese Ahi'ye baktım. Dişlerini sıkıyor ve derin derin nefes alıyordu.

Göz göze gelince bir süre bakıştık. Ateş rengi gözlerini ve yüzünü gördüğüm gibi alt taraflarıma pompalanan kanla derince yutkundum. Ahi tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki kantinci abi buraya yöneldi. Hemen saçımı bıraktı ve önüne döndü. Abi ne istediğini sorunca hızlıca saymaya başladı. Elimi saçlarıma atıp karıştırdım ve alnımdaki teri sildim. Biraz sonra yapacağım şey için beni öldürebilirdi belki ama kendimi tutamadım. O kantinci abiye istediklerini sıralarken aletimi kalçasına iyice bastırdım. Bastırmamla Ahi konuşmayı kesti ve bir süre durdu.