5) Şirin mahalle

439 10 0
                                    

Seelllaaam bu aile mevzuları derinlemesine gitmeyecek sadece Şuleyi germe peşindeyim kdkdkskxkxmdkd iyi okumalar. Yorum ve oylarınızı bekliyorum 🥹🤍











Batu, Can ve Merte haber vermiş ve şu an sabahki kadroyla başka bir hastanedeydik. Can ve Mertin suratları değişikti. Olduğum durumu bırakıp "Zeynep nasıl? Nesi varmış?" diye sordum Can sinirlendi, her halinden belliydi bu. Onun bu halini görünce gerçekten Zeynepe bir şey mi yaptım diye sorguladım kendimi. Mert "bırak onu şimdi her zamanki şımarıklığı sen kendini düşün yeğenimi düşün." dedi. Rahatlamamıştım vardı bi bokluk ama çıkardı kokusu. Beklediğimiz odaya 5 kişilik bir aile girdi. Tam karşımıza oturdular.

O sırada hiç olmayacak bir şey oldu ve Fırat aradı. Ona sadece keremle ilgili bir şey olursa beni ara demiştim. Belki haksızlıktı ama Fıratla ne zaman konuşsam Kerem aklımdan hiç gitmiyordu. Yanımızda elinde evraklar olan doktor konuşmaya başlamıştı ama ben telefonu elime alıp ayaklandım. Batu yüzüme sorarcasına baktığında "Fırat" dedim sadece. Can sinirle telefonu elimden alıp çıktı. Arkasından gidecekken Mert durdurdu beni "Senin burda olman daha doğru sanki." Diyerek yandaki aileyi gösterdi. Yerime geri oturdum.

"Dinçer ailesi ve Şule Çetindağ... öncelikle hastanemiz adına özürlerimi sunmak isterim."
Dinçer ailesinden genç çocuk sinirle konuştu "Ne özürü Kadir bey böyle bir şeyin özrü mü olur uzatmayın da gerekeni yapın."  Babası sakince oğlunun bacağına elini koyup "Demir sakin ol." diye uyardı. O sırada Can içeri geçip elini omzuma koyarak yanımda durdu. Deli gibi merak ediyordum ne olmuştu? Eğilip kafamı öptüğünde bakışlarım karşıdaki aileyi buldu gözlerini benden ayırmıyorlardı. Can "Şimdi ne yapılması gerekiyorsa bir an önce yapabilir miyiz? Şule için zor bir gün oldu." dediğinde Kadir bey "tabii test için bir örnek alacağız ve bir hafta sonuçları bekleyeceğiz." 


Onayladığımızda beni bir odaya götürdüler Can ve Batu yanımdan ayrılmadı ve içeri benimle gelmek istediler doktor bir sorun olmadığını yalnız gelmem gerektiğini söylese de Can ısrarla tek gitmemi istemiyordu. Beni yalnız bırakmak istemediğini biliyorum ama bu kadar koruma da artık canımı sıkmıştı. Doktor zor bela ikna olunca gözlerim Defneyi buldu. Dolu dolu gözlerle bana bakıyordu. Yanına gidip elini tuttum "biri gelicekse illa Defne gelsin onu istiyorum yanımda." dedim içeri girdik örnek alındı ve çıktım. Dinçerler ailesine baktığımda kızlarının başını okşuyorlardı. Adının Demir olduğunu öğrendiğim adam "Bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek biliyorsun değil mi? Zaten ne diye tutturdun bu kadar bulmak istiyorum diye anlamadım." diye konuştu. Ne yani karıştığım kız mı bulmak istemişti beni.

Beni görünce yanıma geldi. "Ben Canan. Arkadaşlarınla geldin galiba belki de evlisin soyadın değişmiş ama aileme nasıl ulaşabilirim?" diye sordu. Şaşırmıştım nasıl bu kadar emindi bilmiyorum ama bir an için üzülmüştüm onun için aradığı ailesi ölmüştü. Tabii eğer karışan kişi bensem. Demir, Cansunun yanına gelip "Hiçbir şey belli değil. Belli olunca konuşursunuz." diyip kardeşinin kolundan tutarak gitti.

Arkamı döndüğümde Mert "bu cidden senin kardeşinse ben bunu döverim ki." diye sinirle konuşunca hepimiz kahkahayı patlattık.

Eve dönüşte Canı sıkıştırdım ve Fıratın ne dediğini sordum. Seni merak etmiş arama demişsin dayanamamış dediğinde şaşırdım. Boşuna kuruntu yapmışım.

Bir hafta sonra

Aynı hastanedeydik ve gergindim. kalabalık olsun istememiştim ama yine kimse beni dinlemiyor ve her yere 6 kişi gidiyorduk. Şimdi ne olacaktı. Gergince oturduğum yerden kalktım. Dinçerler içeri girmişti. Orta yaşlardaki kadın kızının elini tuttup oturdu. Annemi çok özlemiştim. Yanımda olsa her şey çok farklı olurdu diye geçirdim içimden. Kadir bey sonuçların pozitif çıktığını benim bir Dinçer olduğumu söyleyince tüylerim ürperdi Defne bir yandan Gizem bir yandan elimi tuttu. Onlardan destek alarak ayaklandım. Bir hafta içerisinde hem bebeğim hem de biyolojik ailem olmuştu.

Dışarı çıktığımızda Adının Meryem olduğunu öğrendiğim kadın "konuşsak iyi olur dilersen bize gidelim yemek yer birbirimizi tanımış oluruz." dedi. Gitmek istemiyordum ama konuşmamız gerektiğini de biliyordum. "Olur fark etmez." dedim Can bana yaklaşıp biraz ortamdan uzaklaştırdı "çok kalabalık olmayalım benim bir işim de var sen Defne ve Batuyla git Mert bana lazım. Olur mu?" dedi "Tamam senin işin ne ?" diye sordum gayri ihtiyari
"Çok mühim değil ama aradan çıksın Gizemin de son bir bütü var onu da bırakırız tamam ?" onaylayıp kalabalığa dahil oldum mert "bişi olursa ararsınız" dedi Can ise"çok gerilme biliyorsun iyileştirmemiz gereken bi bebeğimiz var." dediğinde tüm samimiyetimle güldüm.


Aşşşşırı tatlı bir mahalleye girmiştik. Ama ben çok gergindim. Ne konuşucaktık ki? Tatlı bal rengi bir apartmana girdik. 4. Kata çıktığımızda hoş döşenmiş bir evdeydik Meryem hanım hızla Cananla birlikte sofrayı kurdu. Yardım etmek istemiştim ama hem çekindim hem de yaşananlar çok yormuştu ve bebeğimi daha fazla gerginliğe atmak istemediğim için durdum.

Masaya geçtiğimizde Meryem hanım bana bakarak konuşmaya başladı "Şule biliyoruz çok şaşırtıcı bir durum ama seni tanımak istiyoruz neler yaparsın nasıl bir hayatın var?" BOK GİBİ diye bağırmak istesemde sakin kaldım "yani zor genel olarak mimarlık okuyorum 3. Sınıfım, bu şekilde." Ne anlatabilirdim bilmiyorum.

İki abim vardı biri Demir diğeri Murat. Murat rahat tavrıyla konuştu "23 yaşındasın kaç kere girdin ki sınava hala 3. Sınıfsın?" diye sordu gözlerimi gözlerine dikip "Zor olduğunu söylemiştim ara vermek zorunda kaldım 2 seneye yakın bir süre." dediğimde Hakan bey sakince "olur öyle şeyler okul bu uzaması bir şeyi değiştirmez değil mi murat." diye de uyardı oğlunu.

Yemeğin devamında onlardan bir şeyler öğrenmiştim. Çok umrumda değildi çünkü ailem gibi hissetmiyordum onları. 

Her şey iyi gidiyordur Cananın densiz laflarına kadar
"Şu an sahip olduğun her şey aslında benim dimi Şule?" dediğinde Batu masanın altından bacağımı tuttu sakin ol dercesine. 'Mal varlığımdan ne ara haberin oldu abi' diye sorguladım kendimi. Defneye baktığımda sinirden güldüğünü gördüm.
"Ne demeye çalıştığını anlamadım Canan." dememle gülerek" evler arabalar şirket... devam edeyim mi?" dediğinde gür bir kahkaha patlattım. "Sen ne ara öğrendin ya bunları?" diye sordum. Bunlar için mi beni bulmak istemişti ısrarla ?
"Öğrendim işte. Dava açarsam hepsini alabilirim biliyorsun değil mi?" diye devam etti. Keyfim yerindeydi akıllı kızdı ama eksikler vardı. Diğerlerine baktığımda hepsi şaşkınca Canana bakıyordu. Onlar da anlamamışlardı
"Canancım araştırman harika ama biraz eksik. Üzerimde sana ait olan tek şey Gülbağda bir ev. Başka da hiçbir şey yok." dediğimde sinirle gözlerini yumdu. "Beni kaldırabileceğini mi sandın Şule? Tüm mal varlığından haberim var." yine güldüm
"Ah her şeyi de planlamış kıyamam. Canım bilmediğin şeyler var ya hani sen benim soyadım farklı olunca evlendim sandın ama öyle değil, biyolojik ailen hastene çıkışında trafik kazasında öldü ve onlardan geriye sadece bir ev kaldı. İstersen hemen tapusunu verebilirim davalık bir şey yok ortada."  Sinirle kalkıp masaya vurdu "sen beni salak mı sandın onca yıl orta düzeyde yaşadım ama sen paralar içinde boğulmuşsun bunu sana bırakmam."
Demir şaşkınca "Canan ne diyorsun sen? Bunun için miydi onu bulma çaban?" Güldüm
"Canancım ben 7 yaşıma kadar çocuk esirgeme kurumunda büyüdüm sonra o mal varlığını sorguladığın ailem beni yanlarına aldı. 18 olunca da nüfuslarına. Anlatabildim diye düşünüyorum." Tam ağzını açınca yeniden araya girdim. "İyi bir ailen var değerlerini bilmeyip bu şekilde konuşmam çok yazık. Onun dışında benim bir ailem var bu gün gördüğünüz insanlar bana yetiyor ayrıca başımda bir ton dert varken bir de bununla uğraşamam rica ediyorum Canan kızınız mış gibi devam edin hayatınıza. Sonuçta onun biyolojik ailesi vefat eden kimsesi yok sizden başka." masadan kalkıp Defne ve Batuyala çıktık ve evin yolunu tuttuk.





Canana bakın hele

KAYIP HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin