İyi okumalar...▪︎▪︎▪︎
Küçükken hayal kurmayı çok severdim. Severdim çünkü oynayacak bir oyunum olmayınca ben de çareyi hayal kurmakta buluyordum. Oynamış gibi sayıyordum her seferinde kendimi.
Okuldan hariç bir yere çıkamadığım için oynayamıyordum. Annem dışarıya salmıyordu. Eve hapis olmuş bir şekilde yaşıyordum. O ise dışarlarıda bir yerlerde oluyordu sürekli.
Bazı geceler koskoca evde tek başıma kaldığımı bile biliyordum. Tek başına, karanlıktan korkmadan...
Çünkü bunlara katlanırsam annemin beni daha fazla seveceğini düşünüyordum. Evet, saçma. Evet, çocuk düşüncesi işte...
Ama sorunsuz bir çocuk olursam, hiç ağlamazsam annem beni sever sandım. Bu zamana kadar içimde ukte kalan tek kişi annemdi.
Şimdi ise yılların çabasının karşılığını alıyordum. İhanetle...
Kırk yıl düşünsem, belki de daha fazlası bir şekilde düşünsem yine de bir kere olsun onun bana bunu yapacağı aklımın köşesinden geçmezdi.
İhanetle sınanmamalıydım. Yaptıklarımın karşılığı, onu bu kadar sevmemin karşılığı bu olmamalıydı. Bir adama satılmamalıydım.
Bulunduğum oda bana çok yabancıydı. Fazla büyük, beyazlarla döşenmiş, nerede olduğumu belli eder gibiydi. Burası benim evim değildi.
Kim olduğunu bilmediğim bir adamın evinde bir odadaydım. O adam benden ne isteyecekti bilmiyordum ancak aklımdan geçen şeyi istememesini diledim.
Bedenimi ona sunmamı istememeliydi. Ama eğer isterse ne yapardım bilmiyordum. Ya da beni başkalarına yem etmesini istemiyordum.
Üzerimdeki kırmızı elbiseye baktım. Daha çok nefret ettim bu elbiseden. Ellerimle sıkmaktan eteğini buruş buruş etmiştim ama bunu umursamadım.
Annemin aldığı ilk ve son hediye diye saklamak istemiştim ama keşke saklamasaydım. Bu elbise her şekilde benim lanetimdi. İlk giydiğim günde başıma gelmeyen kalmamıştı, bu gece tekrar giydiğimde de...
Elimi açık saçlarımdan geçirip sakinleşmeye çalıştım. Ama gözlerimden akan yaşları bir şekilde durduramadım.
Ben bunu hak etmemiştim...
Mislina Safir, şu ana kadar yaşadığı hiçbir şeyi hak etmemişti. Ancak neden buna rağmen, yaşadıklarıma rağmen hâlâ daha haksızlığa uğruyordum?
Bunun bir sonu yok muydu?
Odanın kapısı açılınca gözlerimdeki yaşları sildim. Kurumuş olan rimeli fazla süremediğim için yüzüme bulaşma gibi bir risk yapmazken içeriye giren kişiye baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KECBAZ +18
Romance"Buradan kaçamazsın Mislina! Yuvandan kaçamazsın!" Arkamdan gelen sert ses beni korkuttu ama durmadım. Ağaçaların içerisinden geçerken bir çıkış arıyordum. Kahrolası bir çıkış! "Bırak beni lanet olası!" Diye bağırdım karşılık olarak. Aldığım nefes b...