50

1.1K 120 17
                                    

"Jungkook aç şu lanet kapıyı! Sabrımı sınıyorsun ve şunu bil ki pek de sabırlı biri değilimdir."

Yoongi sinirden yumduğu gözleri ve sıktığı dişlerinin ardından söylenirken Jungkook açtığı gibi iki gencin yüzüne kapattığı kapının arkasına yaslanmış kararsızlıkla içeriye doğru bakıyordu.

Jimin salonda uzanıyordu ve uyandığında beri keyifsiz bir şekilde gözleri boşlukta geziniyordu. Ne söylerlerse söylesin, olumlu bir tepki vermiyordu kesinlikle. Üzgün olduğunu kilometrelerce uzaktan bile anlayabilirlerdi ama Jungkook sebebini tam olarak bilmediği için ve Jimin de henüz iletişime hazır olmadığı için bir şey yapamıyordu. Yoongi'yi görmek istiyor mu yoksa o da cehenneme kadar yolu olduğunu mu düşünüyor bilmiyordu mesela. Yoongi'yi görmek ona iyi mi gelecek yoksa kötü mü bilmiyordu. Sabahki gibi görmek istemiyordu asla hyungunu. Hem hala Yoongi'yi iyice bir benzetmek istiyordu olanlardan dolayı. Kendini çok arada, ne yapacağını bilemez hissediyordu Jungkook. Farkında olmadan stresten dolayı tırnaklarını yiyordu durduğu yerde.

Böyle kararsızlıkla geçen birkaç dakikanın ardından telefonuna gelen bildirim sesiyle yerinden zıplamıştı korkuyla. Mesaj Taehyung'dan geliyordu.

Taehyung:
Jungkook
Senden rica ediyorum aç şu kapıyı
Bırak yüzleşsinler
Jimin bunu Yoongi'ye borçlu

Jungkook okuduğu mesajlarla kaşlarını çatmış ve kimin duyduğunu umursamadan öfkeyle kapının diğer tarafındaki Taehyung'a bağırmıştı.

"Hiç kimseye hiçbir şey borçlu değil Jimin, saçma sapan konuşma Taehyung." demişti sinirle. Taehyung belli ki olan bitenin farkında değildi de hala o aptal arkadaşını savunuyordu. Jimin'i savunmak da bana kaldı o zaman, diye düşündü Jungkook. "Bir de bana nutuk çekiyordu ilişkilerine karışma sen, şöyle yanlış anlıyorsun, böyle düşünmeden konuşuyorsun diye." diyerek söylendi. Sert bir şekilde konuştu Taehyung'un saçma mesajına olan tüm öfkesiyle. "Beni sinirlendirmeyin ve gidin kapımın önünden yoksa polis çağıracağım."

Taehyung şokla Yoongi'ye bakmış ve onun sinirle güldüğünü görünce bir tık gergin ve aynı derecede şaşkın bir şekilde kapının arkasındaki gence ithafen konuşmuştu.

"Yuh Jungkook, az daha abart istersen. Polis ne alaka ya? Biz barış için geldik buraya kavga etmeye değil."

Jungkook kaşlarını çatıp söylenmişti. "Bir de kavgaya gelseydiniz Taehyung." Sonra duraksamış, "Yapmadığı şey sanki senin o hyungunun gerçi unutmuşum." diye devam etmişti cümlesine.

"Jimin uyuyor. Gidin kapımın önünden bak son kez uyarıyorum yoksa Seokjin hyunga dövdürürüm sizi. Fena benzetir ikinizi de demedi demeyin. Tanıyamazsınız kendinizi."

Taehyung gözlerini devirerek bir adım geri gitmiş ve evin basamaklarına oturmuştu.

Yoongi sıktığı dişlerini gıcırdatıp telefonunu çıkarmıştı. Jimin'le konuşmalarına girip kısa bir mesaj yazmıştı.

Yoongi:
Kapıdayım
Ya çıkarsın
Ya da çıkarsın
Seni görmeden gitmeyeceğim bu kez çünkü
Sabaha kadar beklerim gerekirse

Jimin:
(Görüldü ✓✓)
Ne?/
Kapıda mısın?/
(Yazıyor...)

(Görüldü ✓✓)

Jungkook ne işler çeviriyorsun yine tanrı aşkına?/
(Yazıyor...)

Yoongi:
Sadece iyi olduğunu görmek istiyorum tamam mı?
Lütfen
Sadece seni görmeme izin ver
Birkaç dakika bile olsa
Buna ihtiyacım var

Jimin:
Neredesin?

Yoongi:
...
Kapının önünde

Jimin:
Nasıl?
Evimi bilmiyordun ki

say something | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin