bölüm 10.

164 14 1
                                    

İyi okumalar~~~

-Kırmızı şarap dudaklarıma hakimdi. Utanmaz sözler değil.

Bilinmeyen birisi°°

♧♧♧

Uzun geçen bir haftanın ardından, bu gün Jeon ve Taehyung ikisi evine dönüyordu. Taehyung oldukça mutluydu. Çünkü evini, yaşadığı yeri özlemişti. Onun için her yer yabancıydı. Sadece kendi evinin sıcaklığını istiyordu. Kendi evinden başka hiç bir yer ona sıcak gelmiyor, rahat edemiyordu.

Çağırdıkları taksi onları hava limanından almış ve evlerine doğru götürüyordu. Taehyung Jeon'un kolları arasına girmiş başını onun göğsüne yaslamıştı. Bu bir kaç haftada yaşadıkları ona oldukça ağır geliyordu. Bu kadar olay yaşamamıştı hayatında. Jeon'un işleri nedeni ile bir çok kez eve polis gelmişti ama hiç onu kaçıran yada ona bu denli zarar veren olmamıştı. Yaşadıklarını bir ders olarak kendi zihnine yerleştirmesi gerekiyordu.

Bir kaç saatin ardından taksi tam yaşadıkları , yani Seoulün en yüksek sayılan binasının önünde durduğunda, Taehyung'un vücuduna korku pompalanlmıştı.

Evinin yolunu gördüğünde bile aklına dolan manzara onun soğuk-soğuk terler akıtmasına neden oluyordu.
Jeon gözleri endişe dolu eşine bakarak derin bir nefes almış ve kendi tarafında olan kapıyı açarak arabadan inmişti. Arabanın etrafında dolanarak arabadan inmeye niyeti olmayan eşinin tarafına gelmişti. Kapıyı açarak Taehyung'un inmesini beklemişti fakat Taehyung oldukça tedirgindi. Evini özlemişti evet, ama korkusuna da söz geçiremiyordu. 

Jeon elini uzatarak Taehyung'un tutmasını beklemişti. Taehyung kararsız kalsa bile en sonundan Jeon'un elini tutmuş ve arabadan inmişti. Şöför valizlere çoktan binanın kapısının önüne bırakmış, Jeon'un ödemeyi yapmasını bekliyordu.
Jeon cebinden cüzdanını çıkartarak taksi şoförüne ödemeyi yapmış ve Taehyung'un elini tutarak eve doğru adımlamaya başlamıştı.

Binadan içeri Jeon elinde iki valiz ile girdiklerinde asansörün önüne gelmiş ve zemin katta olan asansöre binerek kendi katlarına çıkan, yani yirmi dördüncü katın düğmesine basmıştı. Asansör yavaş bir şekilde yukarıya doğru çıkarken Taehyung Jeon'a sokulmuş ve kolunun altına girmişti. Jeon onun bu hâline hafif bir şekilde gülümsemiş ardından Taehyung'u tamemen kendine çekerek sarılmıştı.  İkiside oldukça yorgunlardı ve bir süre dinlenmek isteselerde işlerini oldukça aksatmışlardı. Üstelik kütüphanenin işleri oldukça zordu ve Taehyung'un düşündüğü tek şey Namjoon'un orada nasıl yalnız başına çalıştığıydı. Bu yüzden dinlenmeyi bile düşünmüyor yarın erkenden işe gitmeyi planlıyordu. Namjoon'u oldukça yorduğunu düşünüyordu. Oldukça mahçup hiss ediyordu kendini.

Asansör uzun bir sürenin ardından yaşadıkları katta durduğunda, Taehyung Jeon'a yardım amaçlı valizlerden birini sürmeye başlamış ve kapılarına doğru yönelmişti.  Jeon onun hemen arkasından gelerek kapıya kadar susmuşlardı. Taehyung daha önceden Jeon'un ona verdiği anahtarı çantasından çıkartmış ve oldukça yavaş bir şekilde kapıyı açarak içeri adım atmıştı. Derin bir nefes almış valizi kapının kenarına bırakarak ayakkabılarınıda çıkartmıştı. Jeon'a aynı onun yaptığı gibi valizi kenara bırakmış ayakkabılarını çıkartarak terliklerini giyinmişti. Taehyung'a baktığında ise Jimin'in onu iterek başının kanamasına neden olan nerdiven korkularına bakıyor olduğunu görmüştü. Tüm dikkatini bir noktaya vermiş ve oldukça ürkek bir şekilde bakıyordu. Jeon endişeli bir şekilde Taehyung'a yaklaşmış ve bileğinden tutarak kendine çekmiş yavaş bir şekilde sarılmıştı ona.

"Güzelim? Ne oldu biranda sana?" Sesindeki tedirginliği kendisi bile fark etmişti jeon. Taehyung'un bu denli korkması onu oldukça üzmüştü.

Korkulu rüyyâm { taekook } [18+]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin