Selam güzellerim♡
İyi okumalar ~
Hikaye yazarın bakış açısından devam edecek♡
Vote göremiyorum. Bölüm o yüzden gelmiyor.
______
Jungkook'un hayatı yalandı.
Gerçek anlamdı Jeon Jungkook'un hayatı yalandı.
Söylediği cümleler, verdiği sözler. Yalan üzerine kurulmuş bir hayatda mutlu olmak için can yakan bir insan. Nereye kadar böyle devam edip, mutlu ola bilir.?
Canından çok sevdiği insana, hayatı ile ilgili yalan söylemiş, onu büyüten, okul masraflarını karşılayan, karnını doyuran, iş sahibi olmasını sağlayan birisini öldürmüş, suçu olmayan, masum bir çocuğun canına canice kast etmiş, intikam için yanıp tutuşan üvey kardeşini hapislerde çürütmek için her fırsatı değerlendiriyordu.
Nasıl olurduda gönül rahatlığı ile yaşamaya devam ediyordu Jungkook.?
Geceleri nasıl olurduda huzurla uyuya biliyordu.?
Sanki hayatında hiç bir sorun olmamış gibi gözlerini sabahın ilk ışıklarına açıyordu.
Nasıl peki.? Sebebi nedir bunun.? Bu kadar huzurlu olmasının nedeni nedir.?
Taehyung...
Hayat arkadaşı, ilk aşkı, saf sevgisinin sebebi ve bir çok yalanının sebebi.
Jungkook kendini bildi-bileli Taehyung'a adamıştı. Yalanlarının çoğusu onun içindi. Kendince büyüttüğü bu korumacı tavır onu dahada kötü birisine çevirmişti sanki.
Gittikleri her hangi bir ortamda eşine yan gözle bakan birisini görürse daha sonrasında o şanssız kişiyi nefes alamayana kadar döverdi.
Bunları kim duysa onun psikolojik bozukluğu olduğunu, sinir hastası olduğunu yada sorunlu birisi olduğunu düşünürdü. Ama kimse bilmiyordu. Taehyung bile.
Bazı zamanlar aniden duraksayan Jungkook içinden 'Bu gün ona her şeyi anlatmalıyım' dese bile, ardından 'Ya beni terk ederse.?' düşüncesi ile bundan vaz geçiyordu.
Hayatında hiç bir şeyden korkmuyordu Jungkook. Korkacağı bir Tanrısı yoktu. Jungkook Tanrı'ya inanmayan birisiydi. Belkide bu yüzden insan canına kıymak bu kadar kolay ve iğrenmeyecek bir şeydi onun için.
Gerçi şu hayatta korktuğu tek şey Taehyung'tu. O ve onu terk etmesi. Bu gerçek onun yüzüne soğuk su gibi çarpıyordu her geçen günde.
Görünüş açısından sert görünen Jungkook, iç karakterinin dahada kötü olduğunu kimseye göstermiyordu. Zira eğer bunu göstermiş olsa tanıdığı insanların ondan kaçmak için delik arayacağını biliyordu.
Huzurlu sanılan sabahın ilk ışıkları ile gözlerini açmıştı güzeller-güzeli Taehyung. Ne kadarda masumdu değilmi.?
Eşinin uykudaki hâlini seyr ederek onun ne kadar iyi kalpli olduğunu ve onu ne kadar çok sevdiğini düşünüyordu.
Her zamanki gibi erken uyanmıştı. Eşinin yüzünü seyr etmişti bir süre. Yetmemiş olacak ki, zarif parmakları ile Jungkook'un yanağına dokunmuştu. Ardından kaşlarına, göz kapaklarına, dudaklarına, sert çene çizgisine, alnına dokunmuştu. Doyamıyordu eşine Taehyung.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkulu rüyyâm { taekook } [18+]
Fanfiction*** "Meğersem ben hayatımı bir yalancıyla geçirmişim... Değilmi efendim.?" İşte o an, göz yaşları belkide, hayatlarının mahf olmasına şahitlik etmişti. "Susuyorsunuz, çünkü haklıyım efendim...." gülen gözlerinin yerini alan, param-parça olmuş umutsu...