İyi okumalar♡~
Geç atıyorum çünki hikayeme vote ve yorum gelmiyor. Bu yüzden itiraz edecekseniz etmeyin.
Smut bölümlere ara veriyorum çünki artık olaylara odaklanmamız gerekiyor. Final yapmıyorum hün üz ama açığa çıkması gereken çok olay var. Bu yüzden smut bölümleri özleye bilirsinizzzzz
Sorry♡ :{(
____
Aşk, sevginin tutkulu ve derin biçimidir. Aşkın en önemli özellikleri; sadakat, bağlılık, ve şefkattir. Bu üç hususiyet, aşk ile sevgi arasındaki farkı gösterir. Âşık olan kişide önceliği duygular almış ve muhakeme ikinci plâna düşmüştür. İhtirasla seven kişilere ‘delicesine âşık’ denilmesinin sebebi de budur. Âşık, sevdiği için kendi çıkarını terk eden kişidir.
Aşkta hoşlanma ve sevgide yaşanandan farklı olarak şefkat vardır. Genel olarak aynı doğru üzerinde bulunduğu düşünülse de sevgi ile şefkat birbirinden ayrı şeylerdir. Bir insanın aşık olup olmadığı onun şefkatine bakarak anlaşılabilir. Ayrıca şefkat, karşılık beklemez ve şarta bağlı değildir. Şefkat hisseden kişi aşık olduğu insanı ne pahasına olursa olsun mesut etmek ister. Ona asla yalan söylemez.
Âşık, ‘Onu mutlu etmeliyim’ düşüncesiyle hareket eden, sevdiğine karşı her türlü fedakarlığa hazır insandır. Hakiki aşk, tanımlanarak yaşanan aşktır. Aşk, samimiyet ve içtenlik taşıyan bir histir. Âşık, ‘sevdiğime bütün sırlarımı anlatabilirim ve o hayatımdaki en özel kişidir’ diye düşünür. Ayrıca aşkta mantığın ikinci plânda olduğu, tutkunun yaşandığı bir boyut vardır.
Aşk ile bağlılık arasında da yakın bir ilişkiden söz edilebilir fakat her aşk bağlılık, her bağlılık da aşk demek değildir. Bazı insanlar bir birlerine bağlı olduklarını zannetseler de onları bir arada tutan, doğrular ve ortak menfaatleridir. Çıkar ortadan kalktığında sevgi ve aşkta uçar. Menfaat özellikle mecazî sevgilerde görülür.
Benim Jungkook'a olan Aşkım asla tekrarlanamaz bir olaydı. İlklerimi yaşadığım ve sevgiyi onunla birlikte tatdığım birisi benim için çok değerli ve özel birisidir. Ve bu kişide Jungkook'tur. En küçük ayrıntılarımı bile onunla paylaşıyordum, konu ne olursa olsun. Belki benim kendim ile ilgili bilmediğim şeyleri Jungkook biliyordu.
Sorun şu ki. Ben ona bunları yaparken, ona karşı duygularımın en dibini yaşarken, onun bana yalan söyleme ihtimalinin olmasıydı. Her kesten beklerdim. Ama onun yalan söyleme ihtimalinin olması beni üzüyordu.
Göz pınarlarımdan akmış ve yanağımda kurumaya yön tutmuş yaşları elimin tersi ile silmiştim. Konuşmaması beni hem üzüyor hemde mahv ediyordu. Bir şeyler söylemesi gerekirken bana kahve rengi irisleri ile bakıyordu.
Diz çöktüğü yerden kalkmış ve elinin tersi ile göz yaşlarını silmişti. Ciddi ve sert karakterine geri dönmüştü.
"Bu konu ile ilgili konuşmak istemiyorum." Demişti kısaca. Ardından yüzüme bile bakmadan yatak odasından çıkmıştı.
Bu işin peşini bırakamazdım. Kendimde bulduğum cesareti tekrar kayb edemezdim. Eğer kayb edersem bir daha bu konu açılmazdı ve ben hiç bir şey bilmeyerek yaşayamaya devam edecektik. Yalan üzerine kurulmuş bir ilişki istediğim son şey bile değildi benim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkulu rüyyâm { taekook } [18+]
Fanfiction*** "Meğersem ben hayatımı bir yalancıyla geçirmişim... Değilmi efendim.?" İşte o an, göz yaşları belkide, hayatlarının mahf olmasına şahitlik etmişti. "Susuyorsunuz, çünkü haklıyım efendim...." gülen gözlerinin yerini alan, param-parça olmuş umutsu...