Etrafları 10'a yakın adamla sarıldığında histerik bir şekilde güldü ve ellerini ceplerine koydu boksör. Dertleri her ne ise, bu gıcık edici karşılama yüzünden şimdiden reddetmeye karar vermişti. Patronlarını getirmedikleri birbirlerinden bu kadar uzak durmalarından belli oluyordu. Üstelik silahsızdılar.
"Ne işiniz var burada? Neden evimin etrafını sardınız?"
Uzun boylu ve direkt olarak karşısında duran adam lafa girdi. Ukala bir tavrı vardı.
Yüksek rütbesi egosunu şişirmiş.
Minho onun kibirli gülüşünü soldurmaktan keyif alacaktı.
"Patronumuzun sana bir teklifi olacak. Seni ona götürmeye geldik."
Minho'nun zaten karşısındakileri ciddiye almadığını belli eden gülümsemesi genişlemişti. Bu herifler kendilerini ne sanıyorlardı?
"Beni kimsenin ayağına götüremezsiniz. O patronunuz çok görüşmek istiyorsa kendisi gelmeliydi. Şimdi eğer burdan basıp gitmezseniz alacağınız fiziksel hasardan ben sorumlu değilim. Bu sokakta-... Daha doğrusu Bu mahallede güvenlik kameraları sadece bir şehir efsanesidir."
Karşısındaki adam küçümser bir şekilde kahkaha attığında Minho yumruklarını sıkmaya başlamıştı bile. Onun üzerinde nasıl çalışmalıydı? Dişlerini mi dökmeliydi yoksa çenesini mi kırmalıydı? Karar vermek sorun olacaktı.
"Patron senin gibileriyle görüşmez. Ben bile konuştukça kendime hakaret ediyormuşum gibi hissediyorum."
Kafasıyla adamlara bir işaret çakmıştı. Karşılarındaki kişinin kim olduğu kasıtlı olarak söylenmemiş 10 adam dövüşe girmek için fazlasıyla heyecanlı ve kibirli gözüküyordu.
"Kimse sana gelmek istemeyip istemediğini sormadı. Sen gelmezsen biz zorla götürürüz."
Hepsi birden Minho'ya doğru hareketlendiğinde Hyunjin onların haline acımıştı. Minho'yu ne yapayım der gibi dürttüğünde büyük olan da kendisine dönmüştü.
"İlk yardım çantasını alıp gel sen Hyunjin. Elimin ayarı kaçacakmış gibi hissediyorum, ölmelerini istemeyiz değil mi?"
Adamların birkaçının suratlarındaki kibir azıcık da olsa duyduklarıyla silindiğinde içlerinden biri Minho'dan ilk yumruğu yemişti bile.
Adamın tek yumrukla savrulması Minho'yu dahi şaşırtmıştı.
Patronunuz her kimse ,sizinleyken başı belada.
Adamlar biraz daha çekingen ve kalabalık halde Minho'ya geldiklerinde ise merkezdekine geçirdi sert tekme ve diğer ikisinin kafalarını kavrayıp birbirine tokuşturması ile diğerlerine döndü. Daha üst sınıf oldukları ifadelerinden bile anlaşılan dörtlüden biri sağlam bir sol kroşe ile hamle yaptığında ön koluyla onu bloke etmiş ve bileğini kontrolü sağlayacak şekilde kavramıştı kızıl saçlı olan.
"Fena değildi , ama vurmak kadar kaçmak da dövüşün bir parçasıdır."
Hızlıca söylediği cümlenin ardından kavradığı bileği ters yönde çevirerek yumruğunu zamanında çekmeme gafletinde bulunan adamı kilitlemiş, üzerine doğru gelen ikilinin üzerine savurup üçünün birden yere kapaklanmasına neden olmuştu.
Sızdırmaya başlayan yarasını farkettiğinde ufak bir küfür savurup lekenen beyaz tişörtü kapatması adına hırkasının fermuarını çekse de gri hırka yoğun kan birikintisini gizlemeye yardımcı olmamıştı.
Başından beri konuşan adamdı şimdi karşısında kalan tek kişi ise. Birbirlerine tehditkar bakışlar yollamalarının ardından adamın bakışları Minho'nun karın boşluğunun sol tarafına kaydı. Kanamasını görmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cage // Minchan
FanfictionChris , çetesini temsil etmesi adına Güney Kore'nin en iyi kafes dövüşçüsünü ararken bulacağı kişinin zarif bir fiziğe sahip, güzel yüzlü ve anemik bir genç olacağını tahmin etmiyordu. Ana Ship : Minchan Side Shipler : Jaywon , Hyunsung TW // Kan, ş...