No Games

1.3K 140 442
                                    

"Daha sert , daha sert!"

Jungwon aynı şeyi her tekrarladığında Minho vuruşlarının şiddetini arttırıyor, lapalara inen seri ve güçlü çeşitli yumruklar ve tekmelerin sesi odada yanıklanıyordu. Bir ay birlikte çalışmalarının ardından Jungwon ve Minho artık birbirlerine fazlasıyla aşinaydı ve antremanlar hız kesmeden devam eder olmuştu. İkisi de birbirinin dinamiğini güzelce yakalamıştı ve her antreman Minho'yu daha da güçlendiriyordu rakipleri karşısında.

Öbür yandan , Hyunjin ile ilgili konuşmadan sonra Chan ile Minho pek karşı karşıya gelmemişti. Arada bir Chan , antreman sırasında yanlarına uğrayıp ne durumda olduğunu kontrol ediyor olsa da, Minho böyle zamanlarda kafasını çevirip ona bakmaya bile tenezzül etmiyordu. Mafya lideri o gece haddini aşmıştı. Minho, bir özür bekliyordu. Asla gelmeyeceğini de bildiğinden , yarışmayı kazanana kadar onunla konuşmamayı göze almıştı bile. Bu durumdan çok da mutsuz sayılmazdı. En azından fiziksel olarak daha iyi olacağına emindi. Son konuşmalarında mafyanın boğazını sıktığı yerlerdeki morluklar bir süre genç dövüşçünün boynundaki yerini korumuştu.

Hyunjin de o günden sonra tesise hiç uğramamıştı ama Minho, bu durumun Chan'a söyledikleriyle ilgili olduğundan emin değildi. Belki de Chan ile mesafeli olduğundandı , ama son bir aydır doktora ihtiyaç duyacak kadar kötüleşmemişti hiç. Hyunjin çağırılmamıştı ama bunun nedeni buna gerek olmaması olabilirdi.

Diğer yandan Chan ve Minho'nun son zamanlarda pek görüşememiş olmaları mafya liderinin bunu istemediği anlamına gelmiyordu. Chan, Jisung ya da Minho'ya giderek yakınlaşan Jay aracılığıyla onlarca kez Minho'yu çağırmış , her seferinde türlü bahanelerle reddedilmişti. Duruma başlarda kızsa da, yarışmaya az bir zaman kaldığından, hıncını başka bir zaman ya da başka bir şeyden çıkartmaya karar vermişti. Onu asıl sinirlendirenin otoritesi karşı çıkılması olmadığını ise onu birkaç dakikalığına Jungwon'la birlikte antreman yaparken gördüğünde fark etmişti. Her emrini çiğneyip , kendi mekanında Chan'a onlarca kez meydan okuyan ve onu geçiştirme cürretinde bulunan bu çocuğa karşı beslediği en kuvvetli duygu öfke ya da nefret değildi. Onu gördüğünde kalbinin hızla çarpmasına neden olan sinirlenmesi değildi.

Bir şekilde onun varlığından hoşlanıyordu büyük olan.

Kabul etmek istemese de olan buydu.

Jay , Minho ile sohbet ettiği geceleri ya da ona satranç öğretişini , başlarda soğuk görünen gencin aslında ne kadar eğlenceli olduğunu kendisine anlattığında, her şeyden çok sevdiği kardeşinin yüzünü yumruklamak istiyordu Chan.

Tüm bunların ne anlama geldiğini düşünmek kafasını bulandırdığındadı belki de , hissettikleri üzerine düşünmeyi bırakmıştı artık. Sadece o an doğru olduğunu düşündüğü şeylerle hareket edecek ve bir casus gibi hücrelerine sinsice sızan aptal hislere geçit vermeyecekti. İradesinin önüne hiçbir şeyi koymayacak , böylece asıl amacına ulaşacaktı.

Yine , antrenmanın ortasındaki ikiliyi gördüğünde Chan'ın aklından geçenler son bir ayda olan tüm bunlardı. İçeri girmek ve bu kez ne olursa olsun konuşmayı kısa kesmeyip, genç dövüşçüyle iletişime geçebilmek istiyordu. Ne de olsa yarın büyük gündü ve Minho bu durumda ondan kaçamazdı.

Düşüncelerini kafasında bir kez daha tarttıktan sonra, her zamanki tavrından zerre ödün vermeden ringdeki ikiliye doğru ilerlemeye başladı mafya lideri.

"İyi gidiyorsunuz , ama bugün çok zorlama onu Jungwon. Yarın büyük gün , bazı şeyler konuşulduktan sonra gidip dinlensin , değil mi?"

Chan'ı fark ettiklerinde ikisi de bedenlerini ona doğru çevirmişti. Jungwon , saygı gereği hafifçe eğilip patronunu selamladığında Minho istifini bozmadı. Chan ona ve özel hayatına defalarca saygısızlık etmişti , o neden Chan'a saygı duymalıydı ki?

Cage // MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin