No Danger

1.3K 141 210
                                    

"Bırak Hyunjin , iyiyim diyorum sana."

Hyunjin homurdanarak Minho'nun yarasını kontrol etmeye devam etti. İyi olsaydı kendisini çağırmazlardı değil mi?

"Dikişleri atan iyi iş çıkartmış. Ama dikişlerinin patlamasına neden olan şey her ne ise dokuda minik zedelenmelere neden olmuş. Ciddi bir şey olmasa da enfeksiyon riski var Minho. Basit bir enfeksiyon bile tehlikeli olabilir demiştim , dikkatsizliğine inanamıyorum. Bir kez daha temizleyip saracağım. Dikkatli olman gerekecek."

Minho göz devirdi. Aldığı ilk yara değildi bu. Patlayan ilk dikişleri de değildi. İlk kez enfeksiyon riski de taşımıyordu. Ne yapması gerektiğini zaten biliyorken Hyunjin'in aynı şeyleri emir verir gibi söylemesi gıcığına gidiyordu. Yapası varsa da kaçıyordu böyle olduğunda. Dudaklarını büzdü istemsizce. Hyunjin'in sözlerini işittikçe daha da çok kızdığı Chan'ı düşündü. Resmen dikişlerini patlatmış , üstüne bir de dokularını mı zedelemişti?

Hayvan herif.

Hyunjin yarasını sarıp Minho'nun, tişörtünün açıkta bıraktığı karnını örterken kızıl saçlı olan hala içinden Chan'a sövüyordu. Dudakları mızmız bir hal almıştı ve kaşları çatıktı. Kızgın olduğu belliydi ama korkunçtan çok tatlı duruyordu. Hyunjin onun bu haline gülümsemeden edemedi.
Ringde rakiplerini korkudan titreten , yediği her darbede hızını ve gücünü arttırarak saldıran o adamı , Lee Minho'yu , bazen gereğinden fazla tatlı buluyordu.

Tehlikenin farkındaydı ama o tehlikenin sonuçlarından korkmuyordu.

Tehlikeyi yaşamasına izin verilmemesinden korkuyordu.

Minho ile olmanın getirdiği risklerden korkmuyordu.

Minho ile olamamaktan korkuyordu.

Kafasını iki yana hızlıca salladı hep yaptığı gibi. Beyninde dolaşan bu aptal düşünceleri silkeledi.

"İlaçlarını alıyorsun değil mi?"

Minho kafasını olumlu manada sallamıştı soru karşısında.

"Alıyorum. Unutmadığımda~"

"Cevabın politikliği beni korkutuyor hyung."

Minho'yu gülümsetmişti Hyunjin'in cümlesi. Chan'ın kendisini buraya getirdiği günden beri Jeongin ve Hyunjin'den azar işitmeyi , o ikisinin dırdırlarını dinlemeye bile özlemişti. Telefonunu aldığı gün , Chan gittikten sonra Jeongin'i aramış , neden burada olduğunu fazla detay vermeden ama kafalarındaki soru işaretlerini büyük oranda azaltacak şekilde onlara anlatmıştı.

"Teklifini kabul etmen için Chan sana ne yaptı Hyunjin?"

Hyunjin derin bir nefes aldı. Bıkkın görünüyordu. Hatta belki sinirli. Minho, onun gerçekten ikna edilmeye ihtiyacı olduğunu mu sanıyordu?

"Hiçbir şey hyung. Seni düzenli olarak kontrol edebileceğim söylendi ve ben de kabul ettim. Seni mafyanın biriyle aynı yerde yalnız başına düşünmektense o mafya tarafından öldürülmeyi tercih ederim?"

İç geçirdi büyük olan. Hayatını birileri için tehlike içerisinde yaşayarak geçirmiş olsa da birilerinin kendisi yüzünden tehlikeye bulaşmalarından nefret ediyordu. Chan tehlikeli biriydi. Çalışanlarının onun yanındaki temkini , Minho'ya ihtiyaö duymasına rağmen yarasını parmaklarkenki tereddütsüzlüğü , silahının emniyetinin sürekli açık olması... Gerçekten sakınılması gereken biriydi o. Amaçlarına ulaşmaktan başka bir şeyi umursamıyordu görünüşe göre. Bu yolda önüne çıkan tüm pürüzleri kaldırmaya da kararlıydı. Ve dümdüz giden yolunda önüne tek bir kum tanesi çıkarsa tüm çölü yakmaktan çekinmezdi de. Hyunjin'in buraya bu kadar sık gelmesi fikri Minho'yu deli ederdi. Buna izin veremezdi.

Cage // MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin