4.Bölümm

980 61 91
                                    

Bölüme başlamadan söylemek istediğim birkaç şey var. Öncelikle bu hikayeyi eğlenmek amacıyla yazıyorum ve neden kötü yorum aldığımı anlamış değilim. Bissürü hayal et kitabı varken, kendi kitabımı tanıttığımda saçma bulunuyor. Dalga geçiliyor genelde. Aidan fanlarının okuyacağını düşünürdüm ama nefret gördüm anlamadığım bir şekilde.

neyse daha fazla uzatmak istemiyorum. Vote sınırını da geçmemişiz ama ben gene atmak istedim Bayramda benim gibi sıkılanlar için❤️

*Müziğin sesi kulaklarımı rahatsız etmeye başladığında etrafıma bakındım. Anna Robert ile sohbet ediyordu. Robert'la göz göze geldiğimde gülümsedi. Bende ona gülümsedim. Üç bardak içki bile bedenimi etkisiz hale getirmişti. Çok dayanıksızdım ve bundan hiç hoşlanmasamda yapabileceğim bir şey yoktu. Anna'ya hava almaya çıktığımı söyleyip dans edenlerin arasından çıkışa ulaşmaya çalıştım. Sarhoştum, hemde önümü buğulu görecek kadar. Dışarı çıktığımda yanımda duran çöp kovasına kusmaya başladım. Açık olan saçlarımın arkadan toplandığını hissettiğimde hızlıca geriye döndüm. Sapık olma ihtimaline karşı sarhoş halimle tokat atmıştım. Gözlerimi kırpıp açtığımda karşımda ki kişi ile donakaldım. Oydu! Resmen az önce Aidan Gallagher'a tokat atmıştım.

O ise yüzünü yan tarafa çevirmiş öylece duruyordu. Dişlerini sıktığını çenesindeki kasılmadan anlamak çok zor değildi. Yüzünü yüzüme döndüğümde aramızdaki küçük mesafeyi kapattı. Kaşlarını çatarak konuştu:"Ne yaptığını zannediyorsun sen!?" Diye çıkıştığında. boğazım.    düğümlenmiş,kekeliyordum.

"B..Ben çok özür dilerim.." sakince konuşmam sarhoşluğumun verdiği etkiydi. Ama korku ve heyecan çoktan damarlarıma ulaşmıştı. Sarhoş olduğumu anlayınca bakışlarını yumuşattı.

"Ne kadar içtin sen?" Dedi. Yaramazlık yapan çocuklar gibi kafamı yere eğdim.
"Dört tane falan.." diye cevap verdim. Derin bir nefes aldı ve devam etti

"Ben seni kusarken görünce yardım etmek istedim. Amacım seni korkutmak değildi." Dedi. Ben Türkiye'de doğup büyüyen, orada yaşamış olan bir kadın olarak etrafımın kötü insanlarla dolu olmasına hazırlıklı şekilde beklerdim. Burukça gülerek "Ben Türkiyede yaşayan bir kadınım..." diyerek kıkırdadım. Acıdığım şeye gülüyordum. Anlamayan gözlerle bakmaya devam etti. Sonra arkasını dönüp gidecekti ki durdu. Tüm bedenini bana çevirdi.

"Seni burada böyle bırakamam." Dedi. Ayaklarımın yerden bağını kestiğinde kollarımı boynuna sıkıca doladım. Başım deli gibi dönerken olanlara inanmayarak gene gördüğüm rüyaların içinde sanıyordum kendimi. Ya gerçekten öyleysem?

**
Bedenimin soğuk çarşafla buluşmasını bilerek gözlerimi hafif açtım. Beni yatağa bırakmıştı. Benim tabii ki nerede olduğuma dair bir fikrim yoktu ama ona güveniyordum. Yatağın biraz çöküşünden yanıma oturduğunu anladım. Yüzümü inceliyordu. Elmas parçası bulmuş gibi incitmeden, uyandırmadan,  bakışlarını kırmayacak bir şekilde üzerime yönlendiriyordu. Kendimi tutamayıp konuştum.

"Bir şey sorabilir miyim?" Dedim. Birden konuşmamla irkildi. Başını aşağı yukarı sallayarak onay verdi.

"O adam..Seni tehdit ediyor mu?" Diye istemeden sorduğumda dilimi ısırdım. Aferim şimdi iyi bok yemiştim! Kaşlarını gene çattı "David'den mi bahsediyorsun?"diye sordu.
Çaresizce başımı salladım. Yataktan kalktı odanın içinde bir sağa, bir sola yürmeye başladı.

"Nereden çıkarıyorsun bunu?" Dedi. "Öyle bir şey yok. Aptallığını sarhoşluğuna vereceğim." Dedi.

"Madem öyle bir şey yok, neden bunu dediğimde direkt David olup olmadığını sordun?" Dedim. Durup bana baktı. Kaç dakika öyle kaldı bilmiyorum ama içinde düşüncelere daldığı çok belliydi. Cevap vermeyeceğini düşünerek göz kapaklarıma binen uykuyu kabullendim ve gözlerimi kapattım.

HAYAL /Aidan Gallagher İle Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin