28: Doğum Günü

307 27 10
                                    

İyi okumalar..😍

I'm tired of lovin' from afar

And never being where you are

Close the windows, lock the doors

Don't wanna leave you anymore

Ooh-ooh, ah

Ooh-ooh, ah

Ooh-ooh, ah

Don't wanna leave you anymore

Oh, darling, all of the city lights

Never shine as bright as your eyes

I would trade them all for a minute more

But the car's outside

And he's called me twice

But he's gonna have to wait tonight

Gözlerim benim için onlarca kişinin arasında şarkı söyleyen sevgilimdeydi. Herkesin ortasındaki taburede oturmuş, bir dizini kendine koyup gitarını yaslamıştı. Dudaklarından dökülen sözler anlamlıydı. Benim için bu muhteşem partiyi düzenlemişti. Parlayan gözlerle hem bana bakıyor, hem de şarkıya devam ediyordu. Şarkı biter bitmez kollarına atlayacaktım. Hiç bırakmamak için. Onun sadece bana ait olduğunu bas bas bağırarak göstermek için. O benim başıma gelen en güzel şeydi..

Ellerimi çenemin altında birleştirmiş, güzel sesine içimden de olsa eşlik etmiştim. Ancak aptal sırıtmam engel oluyordu..

-Bir gün Önce-

Vakit kaybetmeden Anna'yı aradım. Sabahın dokuzunda umarım uyanmışsındır diyerek mırıldandım. "Alo?" dediğinde sesindeki dinginlik beni mutlu etmişti. "Hey Anna. Rahatsız etmiyorumdur umarım.." dediğimde "Hayır, hayır etmiyorsun. Melis'e bir şey mi oldu?" demesiyle gülümsedim. Arkadaşlıkları iç ısıtan türdendi. "Ah, Melis iyi. Ben Melis'in doğum günü için aramıştım." yarın 8 Temmuz, yani güzel kızımın doğum günüydü. Hiç tahmin edemediğim şanslı günümdü. Melis demek şanstı. Ödüldü. O çekilen acıların ardından gelen zaferdi. Yaraya merhemdi. Benim ödülüm, benim şansım, benim ilacımdı. "Ben bir şeyler planladım. Tuna sen ve ben buluşup konuşmalıyız. Senin için uygun mu diye sorayım dedim." dediğimde çok geçmeden cevap verdi. "Uygun tabii. Kaçta buluşuyoruz?" , " Saat bir buçukta." dediğimde onayladı. Dışarıda buluşmayacaktık çünkü paparaziler vardı ve bu buluşmadan Melis'in haberinin olmaması gerekiyordu.

Telefonu kapattıktan sonra duşa girdim. Daha sonra Melis'e vereceğim hediyeleri hazırlayacaktım. Ona asla küçük bir şeyi layık görmüyordum. O her şeyle mutlu olup yetinebilen biriydi. Ama ben onun minik kalbinin daha da şaşıracağı, unutamayacak şeyler vermek istiyordum. İnternetten hallettiğim işten sonra merkeze inip avmye geldim. Elim kolum dolu alışveriş yapmıştım. Hem ona hem de bana.

Birkaç saat geçmişti. Melis beni arayıp vakit geçirmek istemişti. Toplantım var diyerek onu oyalamıştım. Anna ve Tuna nihayet geldiğinde oturup kara kara Melis'i nasıl kandıracağımızı düşünüyorduk. Bunu içimden tekrarlayınca güldüm.

"Buldum!" dedi Anna. Işıklar yanmıştı. Tunayla dikkatimizi ona verdik. "Ben kız kıza vakit geçirelim iyi hissetmiyorum, Tuna ile kavga ettik diyeceğim.." Tuna'nın kaşları çatıldı. " Konuşmayacak mıyız hiç?" Anna kafasını hayır anlamında salladı. Rolümüzün gerçekçi olması lazım." dediğinde Tuna "Ben seni özlerim kızım" dedi. Aşık hallerine gülmeden edemedim.

"Of Tuna abartma bir güncük dayanacaksın." oflayıp puflayıp kabul ettiğinde planın devamını dinlemeye koyulduk. "Ben onu hazırlayıp mekana getireceğim." detayları iyice konuştuktan sonra gittiler. Ben ise beni arayan Melis'in telefonlarını açtım. Duymamıştım aradığını onu kızdıracaktım. Planın parçası da buydu.

HAYAL /Aidan Gallagher İle Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin