Yeşil gözlerini yüzümde gezdirdi. Nefesi dudaklarıma çarparken yüzlerimiz arasındaki mesafe yok denecek kadar azdı..
Hayalleri için Türkiye'den Toronto'ya gelen Melis'in yaşadıkları bu kitapta!
"Yani şimdi bir ay sonra Türkiye'ye mi gideceksin?" diye sorduğunda kafamı salladım. "Evet, çok heyecanlıyım. Her yerini gezdirmek istiyorum." dedim. Heyecanıma gülümsedi. "Annenler peki, haber verecek misin?" dediğinde "Bak bunu düşünmemiştim." dedim Anna'ya.
Aidan'nın bana hazırladığı mükemmel doğum günü süprizinin üstünden henüz beş gün geçmişti. Bugün hava çok sıcak olduğundan plaja gitmeye karar vermiştik. Şimdi ise beni izleyen Anna ile sohbet ederek çantamı hazırlıyordum.
"Gerçekten anlamamıştın değil mi?" diye sorduğunda güldüm. "Anlamamıştım. Hatta Aidan benimle öyle konuştuğunda ona okkalı bir trip atacaktım ama gerek kalmadı." dediğimde birlikte güldük. Çanta hazır olduktan sonra bikinimi giydim. Üzerine şortumu da giymiştim. Saçlarımı geçici olarak dağınık bir topuz yaptım. Anna her zamanki gibi şapkasını takmıştı. Kahverengi bikinisiyle enfes olmuştu. O altına ince bir etek giymişti.
Ben ise etek giymeyi severdim ancak ilk tercihim hep şorttan yana olmuştu. Aidan ve Tuna aradığında aşağıya indik ve koşarak sevgililerimize sarıldık.
"Seni çok özlemişim." diyen sevgilime güldüm. "Zaten aynı sette çalışıyoruz, hep birlikteyiz nasıl özledin?" dediğimde ise inanmayan gözlerle bana baktı. "Üç saat yirmi beş dakikadır ayrıyız, nasıl özlemem?!" dediğinde ufak kahkaha attım. Sıkıca sarılmasından sonra öne geçtim. Tuna ve Anna arkada sohbet ediyorlardı. Ben ise telefona bakıyorum aidan araba sürdüğü için. Dikkati dağılsın istemezdim.
İnstagram ve benzeri sosyal medya hesaplarımda paylaşım yapıyordum hala. Ama işten dolayı pek zamanım olmadığından aktifliğim düşmüştü. Anlık storyler atmak daha kolay oluyordu. Türkiye'ye gittiğimizde youtube videoları çekmek vardı aklımda. Bunları Scarlet'e planlatabilirdim.
Denize geldiğimizde arabayı biraz uzağa bırakmıştık. Bagajdaki eşyaları aldıktan sonra kısa kumlu mesafeyi yürümeye koyulduk. Kum taneleri ayaklarımı yakıyordu ve canım yanmıştı. Denizin en sevmediğim yanı buydu. Kenardaki şezlonglarda durduk ve oraya kurulduk. şortumu çıkarıp sadece bikiniyle kalırken Aidan'nın gözleri bendeydi.
"Nefes kesicisin." dediğinde utanmıştım. Onun çıplak üstünü gördüğümde benden bir farkı yoktu. Bakakalmıştım. Gözümü daldığı yerden çekmeyerek elimle işaret ettim. "Senin de benden bir farkın yok." dudağının kenarı kalkarken çok yakışıklıydı. Yeşil gözleri güneşten daha delici bir sıcaklıkla bakıyordu.
güneş kremini birbirimize sürdükten sora denize doğru ilerledik. Ayağımın ucu girdiğinde söylendim "Çok soğuk!" arkamdan gelen Aidan gülüyordu. "Birden girersen alışırsın." dedi.
"Giremiyorum işte sorunda bu!" dediğimde bana yaklaştı. "Yardımcı olayım o zaman." Ne yaptığını izlerken beni kucağına aldı. "Sakın aklıma gelen şeyi yapma!" diye çemkirdiğimde kahkaha attı : "Tam da onu yapacağım." kucağındaki benimle koşarak denizin içine ilerledi. Kucağından denize atmıştı. Hızla yüzeye geri çıktım. Bedenim hala denizin içindeydi.
"Kendin savaş başlattın arkanı kollarsan iyi olur!" dediğimde bana üstten bakıyordu. "Küçük bir kızın sesi mi geliyor?" elini çenesine atıp düşünüyormuş gibi yaptığında gözlerimi devirdim. Anna ve Tuna da nihayet eşlik ettiklerinde en az üç saat yüzmüştük. Birbirimizin hesapları için resim çekilmiştik.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
