Henry Cavill
Yurdun önünde durdum, telefondan sesini duyuyordum ve bu beni rahatlatıyordu. Çığlık attığı zamanı aklıma geldiğinde o an nasıl korktuğumu hatırladım. Ona bir şey olucak diye kendimi oturduğum yerden yalnızca ayakkabılarımı giyip arabaya atmıştım. Yurdun kapısında gördüm, bir elinde telefon koşarak bana geliyordu.
Tam arabanın önüne gelip arabaya bindi. Kapıyı kapadığında kendimi tutamadım ve çekip sarıldım ona. Saçlarını kokladım. İlk kez kokusunu hiss ediyordum. Kendini çekmek yerine bana daha da sokuldu. Bana her yaklaştığında mutlu oluyordum. Aramızda bir çekim vardı ve ben onu her an hiss etmek istiyordum. Nasıl kafamı karıştırmışsa ilk gördüğüm andan aklımdan çıkmıyordu. Kendimizi geri çekip yüzünü avuçladım, korkudan bembeyaz olmuştu güzel yüzü, küçücük dudaklarının rengi bile kaçmıştı. Gözlerinden akan yaşı kuruladım küçük ve buz olmuş ellerini ellerimin arasına aldım.-İyimisin küçüğüm?
-Şimdi daha iyiyim - sesi bile kırılıyordu.
Elini sıkıca tutdum ve arabayı çalıştırıp uzaklaştım.Bütün yol boyu avucumdakı eli titriyordu sıkıca tutmuşdum, sanki kayıp gidicek şimdi de gitmesin diye tutuyordum.
Eve geldikde hala yağmur şiddetle yağıyordu. Benim evimde de işıklar gitmişti ama jeneratörüm çalışıyordu.-Bekle - dedim, arabadan inip su olmasını istemiyordum. İnmeden arkaya uzanıp hep arabada bulundurduğum ceketimi aldım ve inip onun tarafa geçip kapısını açtım, başının üstüne ceketi tutdum. Elini belime attı ve koşarak eve girdik. Çamur olmuş ayakkabılarımızı çıkardık. Salona gidip koltuğa oturdu. Mutfaktan su alıp önünde dizimin üstüne oturdum. Hala titriyordu. Çok korkmuştu. Artık karanlıktan ve gök gurultusundan deli gibi korktuğu bes belliydi.
Suyu uzattığımda bir yudum alıp geri verdi.-Nasılsın? - diye ıslanmış saçlarını kulağının dibine tutturdum. Beyaz teni daha da beyazlaşmıştı korktuğundan. Yumuşacık yüzünü elimle okşamaya başladım. Mavili yeşilli gözlerinin beyazları ağlamaktan kırmızı olmuştu artık.
-Biraz iyiyim. - yine gök gurultusu duyuldukta boynuma atılıp sıkıca sarıldı. Hemen ellerimi beline sıkıca sardım. Soğuktan titreyen yaprak gibi titriyordu bedeni kollarımın arasında. Bu kadar korkmasına sebep olucak illa ki, başka şeyler de vardı ama bilmiyordum, tabi çok şey bilmiyorum onun hakkında zaten.
Kollarını gevşetip yüzünü arkaya çekti, dizleri bacaklarımın üstündeydi. Gözlerinden yine yaşlar süzülüyordu. Bu hali öyle canımı acıtıyordu ki. Bir çocuk gibi bir elimle bacaklarından, diğer elimle belinden tutup kaldırdım. Kafasını boynuma yasladı, her nefes alış verişini tenimde hiss ediyordum. Beraber odama girdik. Yatağa oturttum nazikçe. Sırıl sıklam olmuş saçları için havlu almaya gitmek istediğimde sıkıca koluma tutundu, ağlamaktan şişmiş gözleriyle korkuyla yüzümü turladı.
-Havlu getiriceğim, burdayım. - eğilip saçlarını koklayarak öpücük kondurdum. Koşar adım banyodan havluyu alıp yanına geldim. İncecik uzun saçlarını kurulamaya başladım. Aldığı derin ve sakin nefeslerden biraz olsun sakinleştiğini anladım. Havluyu yatağa bırakıp ayaklandım. Üstü de su olmuştu. Dolaptan lacivert tshirt ve siyah eşofman altı çıkardım. Yatağa bırakıp önünde eğildim. Ellerini tutduğumda gözlerini gözlerime çıkardı.
-Ben odadan çıksam, üstünü değiştire bilecek misin? - sorduğumda kafasını olumlu anlamda salladı. - kapının önünde olucağım. - dedikten sonra o ayaklandı ben de dışarı çıktım.
Bir kaç dakika duvara yaslanıp bekledim. Sonunda kapıyı açtı. İçeri geçe bileciğimi anladım. Geçtiğimde üstünde yalnızca tshirtüm olduğunu gördüm. Yanımda rahat olması beni mutlu ediyordu. Benim giysilerimi üstünde görmem ise mutluluğumu daha da arttırıyordu. Bütün dolabımı giye bilirdi. Giysilerini yataktan alıp koltuğa bıraktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn
Любовные романыUYARI!! Arada yaş farkı çok ve 18+ sahneler var. Rahatsız olacaklar okumasın. TAMAMLANDI!. ~ Sanırım gözlerinde kaypoldum..