Gözlerim aldığım hazdan dolayı kapanıyordu. Diliyle göğüslerimi yalıyor bazen ısırıyordu. Buna karşılık saçlarını çekiştirdim.
Yalayarak göbek deliğime indi. Her dil darbesinde kadınlığım sızlıyor, bastırdığı erkekliğinin zonklamasını hiss ediyordum. Kilotumu çekiştirip yere fırlattı. Kendini bastırarak sürtmeye başladı. Kafamı yerinde tutamıyordum. Elleri göğüslerimi avuçlamış, erkekliğini kaldırıp ucunu kadınlığıma sürdü. Sonda onu hiss ede bileceğimin verdiği mutluluk bile vucuduma yeni haz dalgasının yayılmasına neden oluyordu. Elleriyle belimden tutup kendini itmek için hazırlıyordu.
-Mirayy, - diye adımı inledi.-Mirayy - gözlerimi açıp maviliklerini başımın üstünde gördüm. Bana gülümseyerek bakıyordu. - kalkmazsan geç kalacaksın. - neden şuan gözüme bu kadar seksi görünüyordu. - kahvaltı hazırlamaya gidiyorum. - saçlarımı öpüb geri çekildi. Nefesimi tutmuş olduğumu o odadan çıktığında fark ettim. Hızlı soluklarım kafamı yerine getirdi. Bu ne rüyaydı böyle. Çok gerçekçiydi. Elimle kafama vurup kendime gelmeye çalıştım. Yataktan kalkmaya çalıştığımda nasıl ıslanmış olduğumu gördüm.
-Siktir - bu neydi böyle ya. Koşup banyoya girdim.
Güzelce duş alıp bedenimin yorgunluğunu çıkarsam da, aklımdakı gerçekçi görüntüler gitmiyordu. Vucudumu havluyla sarıp ıslak saçlarımı omuzuma atdım. Dişlerimi fırçalamağa başladığımda banyonun kapısı aniden açıldı. Gözlerimi büyütüp kapıya döndüğümde Henry elinde havluyla bana bakıyor ve şaşkın görünüyordu. Hem kapıyı açıyoru, hem de şaşkın görünüyor. Aklıma ahlaksız düşünceler dolmaya başlamıştı bile.-Şey ben, yan odadaydım, sandım ki, sen mutfağa indin. Galiba Kal merdivenlerde oynuyordu ben özür dilerim.
-Bitdi - dedikten sonra eğilip ağzımı yakaladım ve yanından geçip gittim. Arkamca baktığını hiss ediyordum ama, işlerime devam ettim, fönü alıp takdım. Sonra da banyonun kapısı kapandı. Derince nefes verip saçlarımı kurulamaya başladım.
Çantadan bu gün giymem için getirdiğim kombinimi yatağa serdim. Banyodan hala su sesi geliyordu, çabucak giyine bilirdim.Üstümü giyip saçımı dağınık topladığımda Henry banyodan çıktı. Bana baktığını hiss etdiğimde ona döndüm.
-Üşümez misin? - bana yaklaşarak sordu.
Aynaya döndüp rimelimi sürmeye başladım- yok, iyi böyle. - ellerini belime sarıp eğildi ve kafasını açık omzuma koyup derin nefesler almaya başladı. Bazen küçük buseler konduruyordu.
-Üstden bir şey giysen iyi olur. - dediğinde boynumu yavaş yavaş emiyordu.
-Giyeceğim - dediğimde bir kaç öpücük de bırakıp aynadan bize baktı. Sonra saçlarımı öpüb elimden tutdu ve birlikte mutfağa indik.
Kahvaltımızı yaptıkta dünkü balodan, Kal'dan söhbet ettik. Birlikte mutfağı toplamaya başladığımızda ben yaparım diyip onu üstünü değiştirmeye yolladım.
İşimi bitirip odaya kalktığımda kravatı boynunda duruyordu ve kollarını bağlıyordu. Yaklaşıp kravatını bağlamaya başladığımda kollarındaki işini bitirip belimden tutdu. Kravatını bağladıktan sonra ceketini yataktan alıp giymesine yardım ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn
RomanceUYARI!! Arada yaş farkı çok ve 18+ sahneler var. Rahatsız olacaklar okumasın. TAMAMLANDI!. ~ Sanırım gözlerinde kaypoldum..