Buraya geldiğimizin üzerinden iki gün geçmişti. Evden hiç çıkmamıştık, hatta yataktan. Bu kadar doyumsuz olmağımız hiç birimizi rahatsız etmiyordu. Her defasında daha da istekli oluyorduk. Ona hiç doymuyordum. İçime girişi ve dolduruşu aksine beni mutlu ediyordu. Ona aşıktım. Her şeyine aşıktım. Onun bana ait olması, benim de ona ait olmam çok rahatlatıcıdı. Yüzümüz daima gülüyor, bir birimize her şeyimizden bahs ediyorduk. Geceler bazen tavandan gökyüzünü, yıldızları sakince izleyip sonra da uyuyurduk.
Bu gün kuzey işıklarını göreceğimiz için heyecanlıydık. Sabah kalktığımızda biraz alış veriş yapmak ve gezmek için dışarıya çıkmıştık. El ele mağazalarda dolanıp lazımlı şeyleri aldıktan sonra merkezde küçük vitrinlerde insanların sattıkları bezek eşyaları, ev eşyaları, hediyelere falan bakıp bazılarını satın aldık. Eve döndüğümüzde saat 6ya geliyordu. Yemeğimizi kafede yeyip odamıza geçtik. Ben duş aldıktan sonra sıra ondaydı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Pijamalarımı giyip yatağa uzandım. Kitabımı açıp okumaya başladım. Sıkca tavana bakıp ışıkları bekliyordum. Henry banyodan çıkıp büyük işıkları kapayıp boğuk işıkları açtı. Yatağa çıkıp uzandı ve kafasını göğüslerime yasladı.
-Ya ışıklar hala yoklar - alt dudağımı sarkıttım. Kafasını kaldırıp bana baktığında kıkırtayıp dudağımı dudakları arasına alıp emip bıraktı.
-Biraz daha beklemek gerek, eğer görünmeseler demek ki, görmeyeceğiz.
-Ya ama ben görmek istiyordum.
-Gelen yıl bir daha geliriz küçüğüm. Üzülme. - boynumu öpmeye başladı. Huylanıyordum.
-Yaa Henryy huylanıyorum. - ittirmeye çalıştım ama hırlar gibi öpücükler bıraktıkta bir eliyle de kıdıklamağa başladı. - durr, ya yapma. - kahkalarımız bir birine karıştığında yeniden dudaklarıma yapışıp öpüşmeye başladı. Üstüme çıkıp ayaklarımın arasına girdi.
-Kuzey işıklarını beklerken boş kalmayayım hm? - yüzüme öpücükler kondururken söylendi. Kendini biraz yukarı çekip erkekliğini bana dayadı.
-Doymadın mı sen ya? - boynumu emerken inleryerek sordum.
-Sana açım. Sen istemiyor musun daha? - birden durup yüzüme baktı üzgün suratla. Uzanıp dudaklarını öptüm.
-Sana doyamıyorum ki. - yeniden yapıştı dudaklarıma. Elimi kalçalarına atıp sıkarak kendime bastırdım. Yoğun şehvetle öpüşüyorduk. Öpüş seslerimiz odayı dolduruyordu. Dilini çıkardığında uzanıp tutdum ve emmeye başladım. Isırdığımda ağzıma doğru inledi. Geri çekildiğimde boğuk sesini duydum.
-Ben de tatmak istiyorum. - çenesinden dudağına kadar yaladığımda dilimi tutup emmeye başladı. İnleyerek gözlerimi açtığımda gördüğüm manzarayla Henry'nin kafasına ittirip yatağa saldım.
-Henry işıklarrr.
-Işıklar için resmen beni fırlattın ya yuh.
-Sus ya telefonum nerde? - yatağın ucundakı telefonumu alıp bir kaç fotoğraf çektim.