Doğumumdan 2 ay geçmişti. Bazen sızılarım oluyordu, ama can yakan acılar değillerdi. Salonda oturmuş Daniel de kucağımda emziriyordum. Saate baktığımda 6yı geçiyordu. Henry markete gitmişti, nerde olsa gelirdi şimdilerde. Ki, bahçeden araba sesi geldi.
-Oğlum hadi, iyice doyuzdur karnını, zaten başka şey yemiyorsun. - az süt içiyordu. Doktorun önerdiği mamadan da bazen veriyordum ama, ondan da az yiyordu. Böyle olmasının normal olduğunu söyleselerde, içim rahat etmiyordu. Süt'üm de baya çoktu. Bazen öyle durduğum yerde bir kaç damla akıyordu. Ama Daniel de çok içmiyordu işte. Henry içeriye girdiğinde hava öpücüğü atıp elindekileri mutfağa bırakıp banyoya girdi. Temizliğe daha çok önem veriyordu. Dışarıdan gelirse banyoda güzelce yuyunup ellerini falan dezinfeksiya edip öyle geliyordu. Gelenlere bile yaptırıyordu. Yanıma gelip oturduğunda hala emziriyordum. Bize taraf bedenini dönderip oğluşunun ayakları ve elleriyle oynamaya başladı.
-Henry yapma, başını katıyorsun hiç yemiycek. Zaten çok az içiyor. - büyük ihtimalle boş yere kaygılanıyordum, çünkü çok şükür ki, bebeğim iyiydi. Ama biraz fazla yemesini istiyordum. Elini çekip bize bakmaya başladı. Daniel ağzını açıp kafasını döndermeye çalıştı.
-İstemiyor musun annecim? Çok az içtin ama, birazcık daha istermisin? - yine kafasını dönderdiğinde Henry'nin kucağına bırakıp sütyenimi kaldırdım. Rahat olmak için kazağımı çıkartıp öyle emziriyordum. Şimdi de yalnızca sütyenle kaldım.
-Uykun mu geldi miniğim? - diye koklaya koklaya öpüyordu Henry.
- yatırayım mı? - bana sorduğunda kafamla onayladım. Yukarı çıkardığında bebek telzisine baktım, açıktı. Telefonu elime alıp gelenlere bakıyordum. Telzisten Henry'nin mırıldanmaları duyuldu. İstemsizce gülümsedim. Telefona kapıldığımdan Henry'nin gelmesini duymadım. Yanıma oturduğunda telefonu kapayıp sehpaya bıraktım.-Hadi bakalım - elindeki tatlı badem yağını gösterdi. Hamilelik boyu da o sürerdi karnıma çatlaklar için. Şimdi de bir iki tane vardı diye yine sürüyordu, onları görmemden rahatsız olduğumu biliyordu. Kendisi koltuğun koluna yaslanıp açtığı bacaklarının arasını pat patladı. Sırtımı onun göğsüne yaslayıp ayakları arasında yerimi aldım. Eline dökdüğü yağla karnımı okşamaya başladı. Anındaca elinin verdiği hisle mayışmıştım.
-Uyudu mu?
-Hmm - diye onayladı. Kulağımın dibindeki nefesleri, elinin sıcaklığı beni tamamen şehvete bürüdü. Saçlarıma öpücükler kondurmaya başladığında ellerimle dizlerini ve bacağını okşuyor, sıkıp bırakıyordum. Kulağıma eğilip kulak mememi emmeye başladı. Kaç aydır bir birimize dokunmuyorduk. Bazen sızılarım da olduğu için hiç yaklaşmıyordu ama onun da nasıl istediğini biliyordum. Ona dönüp kucağında tam erkekliği üstüne oturdum.
-Yapmayalım, ağrıların oluyor. - diye mırıldandı, elleri ise çoktan bedenimi turluyor, kalçalarımı sıkıyordu.
-Seni istiyorum - dediğimde nefesi hızlandı. Dilimle dudaklarını yalayıp şehvetten lacivert olmuş gözlerine baktım - en azından rahatlatalım bir birimizi.
Dememle gözleri parladı resmen. - ama eğer küçük bile olsa ağrın olursa hemen durduruyorsun, anlaştık mı? - kafamla onaylamamla dudaklarıma yapıştı. Şehvetle ve sertçe öpüşüyorduk. Ayların özlemi vardı üzerimizde. Eliyle kalçalarımı sıkıp kendisine bastırıyordu. - sürtün - öpüşmelerimiz arasından inledi. Kendimi bastıra bastıra sürtünmeye başladım. Kadınlığıma değen artık sertleşmiş erkekliğinin zonklaması aklımı kaçırmama neden oluyordu. Saçlarını çekiştirip mümkünmüş gibi daha da yaklaştırdım. Elleriyle eşofman altımı çekişdirdiğinde dudaklarımızı ayırıp dizlerim üste kalkıp çıkardım. Onun da eşofmanını çıkardığımda son parçayla kalmıştık. Yeniden sertçe üstüne oturup sürtünmeye başladım. İnlemelerimiz artmıştı. Boynuma yönelip emip ısırıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn
Roman d'amourUYARI!! Arada yaş farkı çok ve 18+ sahneler var. Rahatsız olacaklar okumasın. TAMAMLANDI!. ~ Sanırım gözlerinde kaypoldum..