Artık ekimdeydik. En sevdiğim sonbahar bitiyor yerini kışa bırakıyordu. Kışı da severdim ama, sonbaharda özel nedenim de vardı. Bu da kocam Henry'di. Hamileliğimin dokuz ayındaydım, haraketlerim daha da kısıtlıydı. Salondan mutfağa geçerken bile yoruluyordum. Henry de zaten izin vermiyordu ve her şeyi kendisi yapıyordu.
Yağmurlu mis gibi hava vardı. Bayılıyorum bu havaya. Henry'i çay ve çikolata falan için mutfağa gönderdim. O odadan çıkmasıyla Emo'nun geçenlerde Henry'den habersiz getirdiği kamerayı yatağın ben tarafına bırakıp, Henry tarafa yani kapı tarafa oturup yatak başlığına yaslandım. Üstüme battaniye örtüp ayaklarımı doğum yaparkenki gibi batteniyeden çıkarıp açtım bacaklarımı. Bir tane şakayı da benden yesin yani. Kameranın iyi çektiğine emin olduktan sonra üstüne yastıkları koyup görünmez yaptım. Komodindeki su bardağını alıp bacaklarımın arasına döktüm birazcık, inandırıcı olsun diye, elime de döküp yüzüme, saçlarıma, gözlerime falan sürdüm. İnandırıcı olsun, terlemem, ağlamam ve suyumun gelmesi gibi. Oyunculuğum güzeldi tabikide, şimdi hep beraber izleyecektik. Geçenlerde aldığım küçük oyuncak bebeyi battaniye altına soktum. Üstümde Henry'nin kazağı olduğu için rahattım. Sonra nefes alışlarımı hızlandırdım, tabikide rolden yapıyordum. Derince nefes alıp hazır olduğuma karar verince çığlığı bastım. Öyle bağırmıştım ki, kendim bile hayret ettim. İsmimi ve adım seslerini duyunca devam ettim.
-Henryy - intikamımı alıcaktım ne de olsa. - ahhhhh ıh ıh - diye yalandan ıkındım. Öyle hızla geliyordu ki, kapını ittirmesiyle kendini tutamayıp dizleri üste düştü ama sonra yeniden kalktı. Kıyamam ya, ama kıyıyorum da.
-Miray, güzelim, nol-
-Bebek, bebek geliyor ıhhh , Henry tut - elleri titriyordu, rengi gözümün önünde bile kaçıp beyaz oldu.
-Ben be. Nası.. ben. Yapa- diye kekelemeye başladı. Ya, nasıl korktu ama.
-Hadi aşkım, yaparsın, çıkıyor tut. Ahhh - yine çığlığa bastım. Ayaklarım arasına oturdu.
-Hash hastaniye gidelim - diye yine kekeleyerek yüzüme baktı ama elini de battaniyenin altına uzattı. Benim aksime o gerçekten terlemişti. Yüzünde boncuk boncuk terler vardı. Tüm bedeni titriyordu.
-Henry saçmalama, çıkıyor zaten - dediğimde uzattığı eline elimdeki oyuncak bebeğin kafasını dokundurdum. Gözleri anındaca irileşti. Artık ağlıyordu da.
-Bebeğim, kafası .. beni. - kekelemeye başladığında kahkahamı zorla tutuyordum.
-Evet aşkım ıhh - diye yine ıkındım. Hem bağırıyordum hem de ıkınıyordum.
-Hadi yaparsın sen, hadi küçüğüm - ağlamaklarının arasında tek nefese dedi.
-Henry çıkıyor ahhhh - dediğimde biraz daha yaklaştı. Göz yaşları sel gibi akıyordu resmen, gerçek doğumda napıcaktı bu ya. - tut - diyip yüksek bir bağırma yaptığımda battaniyenin altından oyuncak bebeği kucağına fırlattım. Bebek düzecekmiş gibi olduğu için Henry de heyecandan ilk anlayamadığı için bebeğin kafasını tutup yataktan yere düştü. Ben kahkahalar atıyordum. Henry'e baktığımda elindeki oyuncak bebeği inceleyip yatağa fırlattı. Yaşlı gözleriyle bana bakıp kalkıp odadan çıktı. Ya resmen alındı. Ben de kahkahalarla kalkıp ardından gittim.
-Aşkım bekle. Ya Henry. - salona geçip koltuğa oturdu ve kafasını elleri arasına aldı. Yanına gelip kafasına öpücük bıraktım. Biraz daha sokulup saçlarıyla oynadım. - ya şaka yaptım Henryiyiyi.. - kafasını kaldırıp burnunu çekti ve bana döndü. Bakışları sertti. Biraz gerildim.
-Ya Miray nasıl korktum haberin var mı? - istemsizce o halleri aklıma geldi ve gülmemek için dudağımı dişledim. - nasıl yaptın ya, ben size bir şey olucak diye kafayı yiyecektim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn
RomanceUYARI!! Arada yaş farkı çok ve 18+ sahneler var. Rahatsız olacaklar okumasın. TAMAMLANDI!. ~ Sanırım gözlerinde kaypoldum..