Evden ayrılacaksın dedim sana!" Babamın bağırmasıyla gözlerim doldu. "B-bu valizler, bunun için miydi?"
"Hesap mı soruyorsun sen bana!" Deyip saçımdan tuttu. "Benim eşcinsel bir oğlum olamaz!" Cümlesini bitirir bitirmez tokat atmıştı.
"B-ben eşcinsel değilim." Kısık sesle söylemiştim. Çünkü yalandı. Benim için cinsiyet fark etmiyordu.
"Bu evden gidiyorsun dedim! Zaten fazlalıktan başka bir şey değildin!" Tekrar tokat attığında gerileyip gülümsedim. Gözlerinin içine bakarak gülümsedim.
"Herkes anne, baba olmamalı. Siz de bunun en büyük örneğisiniz." Baba dediğim adam üstüme gelirken geriledim.
"Senin ne haddine..." Sözünü tamamlamasına izin vermeden konuştum. "Evet eşcinsellim. Bunun için mi terk edeceksiniz beni." Alaylı bir gülüş sunmuştum onlara.
Babam elini havaya kaldırıp bana yumruk atacakken elini tuttum. "Bu zamana kadar saygımdan susuyordum. Peki ya siz? Sanırım artık benim için anne veya baba sıfatına sahip olmadığınızdan açık konuşacağım."
İkisininde affalamış suratları beni güldürmüştü. "Ben saygımdan dolayı sustukça siz iyice benimsediğiniz ve asla size layık olmayan ebeveyn sıfatını yanlış anladınız."
Babam sözüme devam etmemi istemiyor olacak ki bana bir tekme savurdu. Fakat kaçabilmiştim. "Bu yanlış anlaşılmalar gittikçe büyüdü, büyüdü ama ben saygımı korumaya devam ettim. Sonuçta bana baktınız, büyüttünüz beni diye düşündüm."
Derin bir nefes alıp devam edecekken babam bana tokat atmak için -yine ve yine- elini kaldırdı. Ama izin vermedim. "Fakat sonra anladım ki, büyütmek her şey değilmiş, ruhumu öldürdükten sonra. Ve bu size son sözüm olsun anne, baba,"
Annem dehşetle beni izlerken babam sadece öfkeliydi. İğrenç bir adamdı. Öyle ki bu ailesinin bile önüne geçmiş, gözünü hırs bürümüştü.
"Şimdi bu evden gideceğim. Tek geçim kaynağınız bu evden gidecek. Merak etmeyin ilerde büyük bir insan olup size para gönderirim. Merak etme baba, kumarda harcamana karışmam ne de olsa mahvedebileceğin bir ailen olmayacak artık." Biraz durup devam ettim.
"Merak etme anne, o çok özenip sürekli benimle kıyasladığın, kendini hor görmemek için beni hor gördüğün komşu çocuklarının anneleri gibi pahalı elbiseler alabileceksin. Tıpkı benim aç olmamı umursamadan dışarıda zengiler gibi yiyip, içip, eglenip, açlıktan bayıldığımı fark etmediğin gün gibi harcayabilirsin."
"Şimdi eşyalarımı alıp bu evden çıkacağım fakat şunu unutmayın siz hiçbir zaman ebeveyn olmadınız. Evlilik dışı ilişkiye girip iki dakikalık zevkiniz için hayatımı kararttınız. Keşke aldırsaydınız beni de böyle bir ailem olmasaydı. Neyse söyleyeceklerim bu kadar. Bir gün bana ulaşmak isterseniz, ulaşmayın lütfen."
Hızlıca odama çıkıp bütün eşyalarımı valize doldurdum. Pek bir eşyam yoktu zaten. Valizime kıyafetlerimi, -kendi paramla aldığım- bilgisayarımı falan koymuştum.
Büyükçe bir sırt çantasına ise kulaklığım, telefonum, kitaplarımı koymuştum. Yani, bu tarz şeyler yeterdi zaten.
Aşağıya inip ailemin yüzüne bile bakmadan portmantodan montumu alıp çıktım. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Aklıma gelen isimle gülümsedim.
"Lee teyze..." Seslice düşünüp, numarasını tuşladım. "Merhaba Lee teyze."
"Merhaba oğlum, bu saatte bir sorun mu var?" Buruk bir gülümseme sundum.
"Yok. Evden kovuldum sadece." Lee teyzeden bir süre ses gelmedi.
"Sen ailenle yaşamıyor muydun?" Kovan ailemdi zaten!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba/Yoonmin
FanfictionPjmn: Zorbasın Min Yoongi Ve bu seni havalı yapmıyor Min Yoongi: Ne saçmalıyorsun velet?