"Aay aşkım! Ağzında kalmış." Min Ho, Ryung'un ağzındaki yemek kalıntılarını peçete yardımıyla silip bize döndü.
"Ee siz sevgili misiniz şimdi?" Ryung'u kafamı sallayıp onayladım. "Ben ısınamadım buna. Ters ters bakıyor bize."
Min Ho bana doğru eğilmiş, fısıldayarak konuşuyordu. Ama gayet de duyuluyordu. Aynı şekilde karşılık verdim. "Zorla odasından çıkarıp salona oturttuğunuz için olabilir ki hm?"
Kafasını sallayıp yeni anlamış gibi onayladı. "Arkadaşımızın sevgilisini tanımak isteriz. Anlatsana kendini biraz." Ryung sevgilisine zıt olarak fazla olgundu.
"Ne anlatayım?" Yoongi soğuk sesiyle sorduğunda şaşırdım. Cevap vermesini beklemiyordum. "Ya da şöyle yapalım! Birbirinizi ne kadar iyi tanıyorsunuz."
Kafamı sallayıp onayladım. Sevgili olalı iki hafta geçmişti ve bu iki haftada bilmediğim ne varsa öğrenmiştim. Yoongi'nin öğrendiğini düşünmüyordum.
Yoongi kaşlarını çatıp bana baktı. Ona omuz silkip önüme döndüm. "Hadi o zaman, sırayla soru soracağız. İlk ben soruyorum. Yoongi'nin en sevdiği renk?"
"Beyaz." Ryung'un sorusunu sakince cevapladığımda Yoongi başıyla onayladı. "O zaman sıra ben de! Jimin'in en sevdiği renk?"
Min Ho da aynı soruyu sormuştu. "Sarı." Ryung ve Min Ho bana dönmüşlerdi. "Doğru."
"O zaman... Yoongi'nin en sevdiği hayvan?" Kaşlarımı çatıp Yoongi'ye döndüm. "Kedi. Kendisi de kediye benziyor ama kabul etmiyor!" Yoongi kaşlarını çatıp reddetti. "Kedileri sevdiğim doğru ama kediye benzediğim doğru değil."
Yoongi hariç hepimiz buna güldüğümüzde Yoongi hepimize çok kötü bakıyordu -gerçi bana bakamıyordu çünkü bana döndüğü an bakışları değişiyordu-.
"Tamam Jimin'in en sevdiği hayvan?" Yoongi düşünüyormuş gibi yaptı. "Civciv." Gülümsememi saklamaya çalışıp onayladım.
"Bunlar çok basit. Hadi tabuu oynayalım."
////////////////////////////////////////////////
"Nasıl ya? Yok abi inanmam ben! Kesin hile var bu işte." Ryung'un sitemine karşılık Yoongi'ye çak yaptım.
"Hayatımın en büyük yenilgisini yaşıyorum şuan. Zaten neden 15 tur oynadık ki oğlum?" Min Ho da Ryung'a katılmıştı. Benle Yoongi ise oturmuş, onları keyifle izliyorduk.
"14-1 ne lan!?" Ryung'a gülerek cevap verdim. "O bir hileyle alındı. Kum saatini kırdın lan. Kronometreyle devam ettik senin yüzünden."
Ryung omuz silkip sevgilisine döndü. "Hadi, başka bir şey yapalım." Sorar gibi Ryung'a baktığımda Min Ho söze atladı.
"Durun burada! Geliyorum hemen." Min Ho heyecanlı bir şekilde evden çıkmış, arkasında meraklı bizi bırakmıştı.
"Senin sevgilin baya acayip bu arada." Yoongi umursamaz sesiyle konuşmuştu.
///////////////////////////////////////////////
"Olmaz, Jimin içemiyor." Kaşlarımı çatıp Yoongi'ye baktım. "İçiyorum bir kere! Oyunu anlat artık." Min Ho heyecanlı heyecanlı oyunu anlatmaya başladı.
"Bak şimdi, şişeleri önümüze koyuyoruz ve içimizden birisi bir şey söylüyor. 'hiç öpüşmedim' yapanlar içiyor, yapmayanlar içmiyor. Haa derseniz ki ben içmeyeceğim, o zaman ceza alırsınız."
Hepimiz kafamıza onaylayıp az önce kalktığımız alçak masaya yine oturduk. "Ben başlıyorum o zaman." Diye atıldı Ryung. Hiç öpüşmedim." Dördümüzde biralarımızı kafaya diktik.
"Bende bende!" Sıra Min Ho'daydı. "Daha önce hiç kaç kişiyle öpüştünüz peki? Söylemek zorunlu! Ya da ceza alırsınız." Min Ho oyunu düzgün oynamıyordu. Ama benlik bir sorun yoktu çünkü sadece Yoongi ile öpüşmüştüm.
"Ben bir kişiyle..." Dedim. "Ben 3..." Dedi Ryung. Min Ho umursamayarak konuştu. "Ben 5 galiba." Gözlerimi büyütüp Min Ho' ya baktım. "Cezam ne?" Şaşırarak Yoongi'ye baktım.
Kaç kişiyle öpüşmüştü acaba. "Bir düşüneyim... Bence Jimin'i 5 dakika boyunca kucağında taşıyabilirsin?"
Yoongi'nin bir eli ayaklarımı bir eli ise sırtımı bulup beni kaldırdı. "5 dakika çok bence." dedim. "Değil ya bence."diye öne atıldı Min Ho. "5 dakika bitmişti ve biz yerlerimize geri geçtik.
"Hiç stalk yapmadım." Yoongi hariç hepimiz içmiştik. "Sen nasıl yapmadın ya." dedi Ryung, Yoongi'ye ithafen. "Gerek duymadım diyelim."
"Pekâlâ, en son kime yaptınız?" Yine Min Ho sordu. "Ben Ariana Grande'ye yaptım." dedim. Ryung ve Min Ho ikilisi gülmeye başladığında Yoongi sadece sırıttı. " Neye gülüyorsunuz? Bir ünlüye yapamaz mıyım?"
"Yaparsın da ne bileyim. Neyse ben kuzenimin arkadaşına yapmıştım. Min Ho kadar olamasa da iyi çocuktu." dedi Ryung. Min Ho ise ne düşüneceğini şaşırmış vaziyetteydi. "Neyse, övdun beni sonuçta." deyip devam etmişti. "Ben dayıoğluma yaptım. Ne bok yiyor diye."
"Sıkıldım." dedi Yoongi. "Bence de başka bir şey yapalım artık." Ryung kafasını iki yana sallayıp reddetti. " Biz gidelim bence artık."
///////////////////////////////////////////////
"Kaç kişiyi öpmüşsen artık." Yemek yaparken söylenmesi ihmal etmiyordum. Yoongi de domates keserken konuştu. "Senden başkasını öpmedim." Ciddi olmadığını biliyordum.
"Hey! Sorun değil. Merak ettim sadece "
"Ciddiyim. Senden başkasını öpmedim." Yoongi yöne konuştuğunda inanmamıştım. O zaman niye ceza istesin ki?
Bir anda Yoongi'ye arkamda bulunca ne yapacağı şaşırdım. Sırtımı tezgaha yaslayıp ona döndüm. Dudaklarını dudaklarımla birleştirmişti.
Sesli öpücüklerimizin yerini sessizlik alırken Yoongi konuştu. "Gerçekten kimseyi öpmedim." Kaşlarımı çatıp sordum. "Niye öyle söylemedin o zaman." Omuzlarını silkip konuştu.
"Cezayı merak ettim. Ayrıca seninle ilgili bir şey vereceklerini biliyordum." Tezgaha yaslandığı ellerinin altından geçip yemeği karıştırdım. "Jin ile Namjoon çıkmaya başlamışlar bu arada."
"Nasıl? Ne zaman?" Yoongi kıkırdayıp cevapladı. "Namjoon'la barıştığınız gün kalkmışlardı ya masadan meğer Namjoon çıkma teklif etmiş, Jin'e." Kafamı sallayıp onayladım.
"Sevindim onlar adına. Ama Hoseok tek kaldı." deyip gülmüştüm. O da bana katılmış, gülüşe gülüşe yemek yapmıştık.
/////////////////////////////////////////////////////
Selamlar.
Öncellikle hepinize kocaman sarılmak istiyorum.-Tabii telefondan biraz zor oluyor.- Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.
Ve kafama sıçayım. Sürekli geç atıyorum bölümleri. KUSURA BAKMAZSİNİZ AMA DEGİL Mİ??
Neyse oy atıp yorum yaparsanız çok sevinirim. Çünkü çoğunuz oy atmiyorsunuz😠.
Yoonminle kalın hoşçakalın.
Öptüm cook😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba/Yoonmin
FanfictionPjmn: Zorbasın Min Yoongi Ve bu seni havalı yapmıyor Min Yoongi: Ne saçmalıyorsun velet?