"Of, neden sizinle arkadaşım ben ya!" Bar taburelerinde oturup bizi izleyen Jungkook'u umursamadan Yoongi ile kahvaltı hazırlamaya devam ettik. "Ya size diyorum! Taehyung ile kavga ettik diyorum."
"Üzgünüm Jungkook, benim üzerimden iddiaya girmeden önce düşünseydin." Omuz silkip konuştuğumda Jungkook pişman bir sesle konuştu.
"Ya ama yalan söylemedik sonuçta. Cidden ev arkadaşlarıydılar Tae ile! Biz sadece Yoongi ile kalmayı kabul edip etmeyeceğin konusunda iddiaya girdik." Üzgündü. Ben değildim ama öyle gibi davranıyordum.
"Özür dilerim, hyung." Jungkook'a dönerek gülmeye başladım. Yoongi de gülmeye basladığında Jungkook neye uğradığını şaşırdı. "Ne gülüyorsunuz ya!"
Gülerek konuştum. "Yardım edeceğiz sana. Çok konuşma yeter ki. Sabahtan beri Tihyhing ile kivgi ittik -Taehyung ile kavga ettik- diye başımın ettini yedin."
Yoongi de yemekten kafasını kaldırmadan onayladı. "Ben pek yardım etmeyi düşünmüyordum aslında. Jimin ikna etti de biraz daha konuşursan vazgeçeceğim."
Jungkook ışıldayan gözlerle bize bakıp üstümüze atladı. "Sizi seviyorum ya! Bazen çok büyük sanıyorsunuz kendinizi ama seviyorum yine de yani." Boğuluyordum.
"Bıraksana lan! Boğuluyorum." Yoongi benim yerime konuştuğunda Jungkook bizi bıraktı. "Ee yemekte ne var?" Saliselik mood değişimine şaşırmamak elde değildi cidden.
"Zıkkımın kökü var. Yiyecek misin?" Jungkook ise gülerek "Siz yiyeceksiniz ben de yerim." dedi.
/////////////////////////////////////
"Planımız ne?" Jungkook'un sorusuyla planımızı anlatmaya başladık. "Bak şimdi, Taehyung'a bizim eve çağırıcağız önce." Yoongi söze atladı. "Kalanı çok basit. Biz onu içeriye alıp kapıyı kilitleyeceğiz."
Bu sefer söze atlayan bendim. "Çünkü o senin burada olduğunu bilmeyecek. Ve seni görürse gitme ihtimali var. Sonra da işte konuşacağız."
Söze devam ettim. "Bu arada siz niye kavga ettiniz lan?" Jungkook utana sıkıla konuştu. "Onu sinirlendirdim azıcık. Kıskandırmaya çalıştım." dedi dudağını büzerek.
"Salaksın işte." dedi Yoongi.
/////////////////////////////////////////
"Hoşgeldin." Tae suratı beş karış şekilde kapıda dikiliyordu. "Hoşbuldum." Elimle içeriyi gösterdim. İçeriye doğru adımladığı anda yavaşça kapıyı kilitleyip kilidi eşofmanımın cebine koydum.
"Ne bu halin?" Jungkook saklanıyordu. Çünkü önce Tae'yi yumuşatmamız gerekiyordu. "Önemli bir şey değil." Deyip konuyu kapatmaya çalıştı.
"Emin misin?" Taehyung ise kafasını evet anlamında salladı. " Sadece jungkook ile biraz kavga ettik." Yoongi mutfaktan atıştırmalıkları getirip masaya koydu.
"Nasıl bir kavga?" Sahte bir şekilde öksürüp Yoongi'yi uyardım. Bu kadar merak göte yar-. "Sorun değil Jimin. Ama en çok neye üzüldüm biliyor musunuz? Beni çocuk gibi kandırmasına. Kuzenini eski sevgilisi gibi gösterdi resmen! İnanabiliyor musunuz?"
Jungkook'un haklı bir tarafı yoktu. Niyetinin kötü olmadığını herkes anlayabilirdi ama işin içine Taehyung'un aşkı girdiğinde niyetin önemi kalmıyordu. Çünkü Tae zaten hassas bir kişiliğe sahipti. Ve Jungkook'un kuzeninin önünde rezil olmak isteyeceğini sanmıyordum.
"Bence niyeti kötü değildi. Sadece tepkini merak etmiş olabilir. Elbette haklı değil. Ama birbirinizi bu kadar severken kavga için saçma bir neden değil mi sence de?" Konuşmamı bitirdiğimde Tae konuştu.
"Hayır. Anlamıyorsunuz. Sorun orada değil zaten. Sorun olay yaşandıktan sonra bile kendini haklı çıkarmaya çalışması. En azından özür dileyebilirdi." Kafamı sallayıp Tae'yi onayladım.
O sırada Yoongi konuştu. "Bu ilk kavganız değil. Son kavganız da olmayacak. Ne kadar uzarsa uzasın sonunda barışacaksınız zaten. Çünkü birbiriniz için yaratıldınız. Bu sadece birlikte geçirebileceğiniz vakitleri boşa harcamak olur."
Işıldayan gözlerimle Yoongi'ye baktım. Ne zamandan beri bu kadar romantikti? "Bu arada benim odama geçin siz ben geliceğim şimdi. Size bir şey göstermem gerek." deyip mutfağa gittim. Mutfak ile odam yan yanaydı zaten.
"Ben de atıştırmalıkları getireyim sen git." dedi Yoongi. Sonunda Tae odaya girdiğinde hızlıca mutfaktan çıkıp kapıyı kilitledim. İçeride Jungkook da vardı. "Barışmadan çıkamazsınız." Deyip güldüm.
///////////////////////////////////////////////////
"Ne yaptılar sence?" Diye sordum. Neredeyse bir saat geçmişti ve hala bir gelişme yoktu. Biz ise benim odamın karşısında olan odada -Yoongi'nin odasında- oturuyorduk.
"Bilmiyoru-" İçerden büyük bir ses geldiğinde ikimizin de gözleri fal taşı gibi açıldı. Dolaylı yoldan katil mi olmuştuk. Koşa koşa Yoongi'nin odasından çıkıp beni odama gittik.
Kapıyı açıp içeriye daldığımızda her şeyi bekliyorduk ama öpüşürken yanlışlıkla komidinin üstünde duran vazoyu kıran bir ikiliyi beklemiyorduk.
"Ya madem barıştınız gidin evinizde öpüşün! Benim odamda niye yiyişiyorsunuz be!?" Sonunda bizi fark edip öpüşmeyi bırakan ikiliyi Yoongi tişörtlerinden tutup dışarı sürükledi.
"Gidin evinizde yiyişin." Diyip ikiliyi kapı dışarı etti. "Keşke kovmadan önce şu vazo parçalarını temizlettirseydik." İkimizde gülüyorduk.
"Neyse, geç oldu. Hadi yatalım sevgilim." Yoongi'yi kafamla onaylayıp odasına adımladım. Sarılıp yatarken tek düşündüğüm ne kadar güzel olduğuydu.
Onunla her an güzeldi. Onunla yemek yapmak güzeldi. Onunla maç izlemek güzeldi. Onunla içmek güzeldi. Onunla yatmak güzeldi. Hatta onunla tartışmak bile güzeldi. O her zaman, her şekilde çok güzeldi.
/////////////////////////////////////////////
Ne zamandır bölüm atamıyorum kusura bakmayın. Hocalar sagolsunlar. Hatalarım varsa kusura bakmayın. Oy atıp yorum yaparsanız sevinirim.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
Yoonminle kalın hoşçakalın.
Öptüm çok😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba/Yoonmin
FanfictionPjmn: Zorbasın Min Yoongi Ve bu seni havalı yapmıyor Min Yoongi: Ne saçmalıyorsun velet?