1.5 /Birlikte Yatmak/

2.1K 159 94
                                    

Sonunda eve gelebilmiştim. Kapıyı elimdeki poşet yüzünden zar zor açıp içeriye girmiştim. Şansımı denemek için içeriye doğru seslenmiştim. Ama evde değildi.

Derin bir iç çekip salona girdim. Televizyonu açıp basket maçının olduğu kanalı bulduğumda sıra biramı açmaya gelmişti. En son Yoongi ile içtikten sonra hiç içmemiştim.

"Neymiş efendim, birine sözü varmış. Hah! İnanabiliyor musun ya? Ne demek başkasına sözüm var!?" İyice manyağa bağlamış, televizyonla konuşuyordum. "İnanabiliyor musun Jordan? Başkasına sözü varmış! Lan ben onun için basketbolcuların isimlerini ezberlemiş insanım ya!"

Neye bu kadar çıldırdığımı bilmiyordum. Gurur? Umrumda bile değildi. Ama sanki biraz kıskanıyordum. Haklıydım! "Edward, Bella için neler yapıyor be! O ne yapıyor? Hiçbir şey! Tabi Edward vampir ama bu engel değil. İsteyen vampir bile olur!"

Bira mı kafa yapmıştı yoksa sorun bende miydi anlamıyordum. Çoktan ilk şişemi bitirip ikici şişeye geçmiştim. "Ya bira 3.000 won olmuş, sen nasıl yanıma gelmezsin?" Olayları çorba yapmıştım. Konu biradan Yoongi'ye gelmişti.

"Gol mü!? Gol bee! Gol! Aferin sana Jordan! Bu arada sen hangi takımdaydın ya? Unuttum ben." Gol? Basket diyeceğim yere gol demiştim.

"Ee işte sen de anlat bir şeyler. Kendimi mal gibi hissettim böyle. Duvarla konuşuyormuş gibi falan." Çokta farkı yoktu aslında. Ha televizyon ha duvar. Sanırım bira cidden kafa yapmıştı.

"İyi konuşma benle be! Ama bak ya gelmedi hala! Saat kaç? Dur bakayım." Telefonumdan saate bakıp televizyona geri dönmüştüm. Saat 10 olmuş! Ben birazcık dışarda dolanmış olabilirim ama o yok diye dolandım ben. Gelsin artık ya! Jordan, duyuyor musun beni? Hey!"

Maç başlayalı yarım saat ya olmuştu ya olmamıştı ve ben sarhoş olmuştum! Kore'nin birasında bir sorun vardı bence. Kesinlikle öyle.

Kapı çaldığında kapıya doğru koşmuştum. Düşmemi saymazsak gayet de kafam yerindeydi. Kapıyı hızla açtım. Karşımdaki isimle olabilecek kadar büyük bir gülümseme sunmuştum ortaya. "Sarhoş musun sen? Kaç şişe içtin." Kaç tane içmiştim?

"Bilmiyorum. Geçsene." Düzgün konuşamıyordum. Sonunda ikimizde salona geçtiğimizde Yoongi kanepeye uzanmıştı. "Hey! Keyfimi bozma benim. Ben uzanıyordum orada." Kanepe oldukça büyüktü. Hala beden üç kişilik olduğunu sorguluyordum.

Kenara kayıp kanepeyi patpatladı. İkiletmeden yanına uzandım. Dipdibeydik. Yüzüm ona dönüktü. O ise televizyon yerine bana odaklanmıştı. "Nerdeydin?" Yarım ağız gülüp cevaplamıştı. "Eğlenceli bir yerdeydim."

Başlarım eğlencene! Sahteden gülüp konuşmuştum. "Nasıl eğlence bu?" Gülümsemesini silmeden konuştu. "Güzel bir eğlence." Ben de sinirden kaynaklanan gülümsememi bozmadan karşılık verdim. "Sevindim senin adına. Ama eminim bundan eğlenceli olmamıştır." dediğimde dudağım dudaklarını sardı. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum.

"Kesinlikle bundan eğlenceli değildi." Gülümseyip gözlerine baktım. "Şimdi cidden sevindim." Kafamı göğsüne yaslayıp konuştum. "Ha bu arada, bu sefer karşılık veren ben değildim." Deyip göz kırptım. Dediğim şeyle gülümsemesi büyümüştü. "Hadi kalk yatağa." Dediği şeyle kaşlarımı çattım.

"Tamam." deyip odama ilerleyecekken beni durdurdu. "Nereye?" Kaşlarım hala çatıkken ona döndüm. "Odama." Soğuk bir şekilde cevapladığımda sırıttı. "Yanlış tarafa gidiyorsun." deyip yanıma geldi. Beni omuzlarımdan tutup ters çevirdiğinde hiçbir şey anlamamıştım. "Ama bu senin odan."

Dediğim şeyle kıkırdamıştı. "Biliyorum. Bu gün sen de burada uyuyacaksın." Onayladığıma dair birkaç mırıltı çıkarıp odaya ilerlemiştim. Sonunda o çok sevdiğim odaya vardığımda hiç durmadan kendimi yatağa attım.

Zorba/YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin