SELAM DOSTLARIM! ÇOK ÜZÜCÜ BİR HABERLE GELDİM.
BÖLÜMLERİM SİLİNMİŞ YA! LUNAPARK BÖLÜMÜNÜ ÖNCEDEN YAZMIŞTIM AMA İNTERNETİM OLMADIĞI İÇİN YAYIMLAYAMAMIŞTIM SONRA BİR GİRDİM PUF! BÖLÜM YOK OLMUŞ!
AMAN TANRIM DİDİM..
BÖLÜM GERİ GELDİ VE BEN BU BÖLÜMÜ BOŞUNA YAZMIŞ OLDUM YİNE DE BAKIN DİYE YAYIMLIYORUM HANGİSİ DAHA GÜZEL GELDİYSE SÖYLEYİN GÜZEL OLMAYANI KALDIRAYIM.
_________________________________________
Erken geldiğimiz için Meray Hanım elbette ki odaya gelecekti, ve sonra geldi de. Bir güzel fırça çekmeden önce fırçasının açıklamasını yaptı.
"Bak yavrum fırça nasıl oluşur biliyor musun? Bir odunun üstüne.." şaka şaka. Elbette böyle bir şey söylemedi.
"Daha önceden odana gelmeyi planlıyordum ama sanırım bir arkadaşınla konuşuyordun o yüzden odana girip rahatsız etmek istemedim. Bu arada saydırdığın küfürlerin hepsini duydum." Yeşim'in yanakları al al olurken ben kıs kıs gülüyordum.
"Ya anne valla egoist şerefsizin teki bana sardı ben de önce kibarca uyardım, ama dinlemedi ben de bu yola başvurdum vallahi normalde ağzımdan asla bir küfür duymazsın-" Yeşim sözünü kesen Meray Hanım'la durdu.
"Sakin ol kızım kızmadım sana, aksine gurur duydum. Kendini savunmayı bilmen güzel bir şey." Yeşim rahat bir nefes alırken benim gülüşüm solmuştu. Ne hoş eğlenecektim şurada ya!
"Pardon, yine çok konuştum. Anne benim sana bişey söyl-" bir kez daha sözü kesilen Yeşim sinirlenmişti. Ama sözü annesi tarafından değil annesinin telefonu yüzünden kesilmişti. Üniversitedeki hocalarından biri birkaç saat önce yaşanan olayları anlatmıştı Meray Hanım'a. Meray Hanım'ın yavaş yavaş kaşları çatılırken bense yaptığım en iyi şeyi yapıp Yeşim'i körüklüyordum.
"Selalar okunuyor Yeşim kaç kurtar kendini!" Yeşim beni umursamamaya çalıştı ve gözlerini annesinden kaçırdı.
"Neler olduğunu sorabilir miyim Yeşim Hanım?!" Meray Hanım'ın otoriter sesi odayı doldururken Yeşim derin bir nefes aldı ve annesine çevirdi gözlerini. Sırayla teker teker olayları anlatırken Meray Hanım Yeşim'in sözünü kesmeden sessizce dinliyordu. Yeşim anlatmayı bitirdiğinde Meray Hanım Yeşim'e sıkı sıkı sarıldı.
"Afedersin kızım, bana en başından anlatsaydın sana kızmazdım boşu boşuna. Yine beni gururlandırdın, iyi ki benim kızımsın." Yeşim gülümseyip annesini sarmalarken aşağılarda bir yerlerde bir hareketlilik oldu. Bu hareketlilik küçük Kadir'den başkası değildi.
"Küstüm, bensiz sarılmaca oynuyorsunuz." Kadir hem söylenip hem sarılırken üçümüz de onun bu tatlı haline kahkaha attık.
"Özür dilerim kuzum, bir sürü şey olunca aklımdan çıkmışsın." Kadir somurtmaya devam ederken yüzünde çocuksu şeytani gülümsemesini yerleştirdi.
"Özür olarak beni lunaparka götürebilirsin ablacığım." Yeşim fırsatçı Kadir'e bakıp koca bir kahkaha atarken geri çekildi ve kollarını bağdaştırdı.
"Çok fırsatçı bir çocuk yetiştirdiğinizi söylemeli miyim Meray Hanım?" Meray Hanım tek kaşını kaldırıp Yeşim'e dik dik baktı.
"Kanında varsa bu benim sorunum değil. Sen de çocuğumsun ama sende o kan yok, acaba seni hastanede karıştırdık mı?" Meray Hanım düşünür gibi yaptı.
"Ya anne, tamam sustum!" Somurtan Yeşim'e şaşkın bakışlarımı gönderdim
"Ne oluyor Yeşim Hanım, ne bu alınganlık?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ İSPİYONCU
Mizahhiç daha önce konuşan bir içses gördünüz mü? Bence gördünüz. ama bizim içsesimiz diğer içseslerden farklı. Neden mi? çünkü o ispiyoncunun teki. romantizmin içine eden ve ambiyansı dağıtmayı her zaman başaran baş rol olan içses aynı zamanda insanlarl...