1.1

761 62 204
                                    

yıldıza basıp bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen, keyifli okumalar 🌌

talya: şişt
ne oldu
ne olduuuuuu
mesajlarımla taciz ederim seni cevap vermezsen
cevaaaaappp

aybike: ne

talya: dün gece noldu
ne geçti aranızda 👉👈

aybike: hiçbir şey?

talya: sen çok kırıcı olmaya başladın
ne demek hiçbir şey
o kadar kaan'ı getirdik
elinden tutup döndürmeler, karaokeler falan
kudurup ilanı aşk etmedi mi b.ö. ?

aybike: etmedi talya
uyuduk sadece
sarılarak uyuduk ama, kokusu.../
çarpıcı resmen, büyüleyici/
çok güzel kokuyor/

talya: BERABER?

aybike: bu sefer evet

talya: hiiiiiii
oldunuz siz
tamam çok güzel oldunuz hatta
madem öyle, çabuk kalk hazırlan

aybike: niye bir yere mi gidiyorum?

talya: kaan'la buluşman var haberin yok mu?

aybike: ne
benim niye bundan haberim yok

talya: artık var
hadi hadi hadi hazırlan
berk'i de bize bırak kudurtcaz

aybike: görüşürüz talya
sal beni bi de nolur

.

üstünü değiştirmek için kıyafetini çıkardığında berk'in evde olduğunu hesaba katmayarak odasından çıkmıştı. üstünde sadece sütyen vardı ve susamıştı, mutfağa gitmeliydi.

dün geceyi anımsadı, berk'le sarılıp uyumalarını. berk'in çenesine bıraktığı naif öpücükleri. onun kızıl kısa çıkmış sakallarında ellerini gezdirişini, ardından berk'in onun burnunun ucunu öpüp göğsüne sarışını. olurlar mıydı bilmiyordu ama eğer olurlarsa çok güzel olacaklardı.

berk, mutfağa girdiğinde gördüğü manzarayla sertçe yutkunurken kendine sahip çıkması gerektiğinin farkındaydı. kızın pürüzsüz teninde kıyafet yoktu, siyah sütyeniyle duruyordu sadece ve fazlasıyla çekiciydi.

yeniden mutfaktan çıkıp geri döndüğünde kızın omzuna hafifçe dokundu.

aybike, boş boş duvara bakıp dün gecenin hayalinde kurulurken omzunda hissettiği elle arkasına döndü.

kızıl, elindeki tişörtü kıza uzatırken de ne yaptığını anlamaya çalışan bakışlarla bakıyordu kız.

"kıyafetini giymeyi unutmuşsun tatlım."

"yoo, unutmadım." dedi kıyafeti eliyle ittikten sonra kollarında ince parmaklarını gezdirirken. boynuna çıkıp kollarını doladığında kızılın boynuna nefesini üflemişti.

"aybike... yakma beni."

güçlü kolları kızın belini sardığında bacak arasında hissettiği sızıyla küfretti kendi kendine. kızın kıyafeti yoktu ve çıplak beline temas etmişti.

belini okşayıp usul usul yukarılara çıktığında gözleri kızın taşmış dolgun göğüslerinde gezerken ip askılarında dolaştı parmakları.

tekini koluna indirip pürüzsüz omzuna dudaklarını değdirdiğinde genç kız, kızılın kollarını sıkmıştı. onun yaptığı gibi nefesini boynuna üflediğinde de kızın yutkunduğunu gördü, sadece o yanmamalıydı.

genç kız ise kolay lokma değildi, kızılın kollarında yakarca gezdirdiği elleriyle tehlikeli yollar izlemesiyle koyulaşmış gözlerinin odağını kızın pembe dudakları yaparken genç kız fısıldadı.

"kaan'la buluşacağım birazdan, ne giyeyim sence?"

kızıl, sütyen kopçasında arsızca gezinen ellerini çektiğinde kaşlarını çattı. kaan... dün gece karaokede beraber şarkı söyledikleri çocuktu.

"nasıl ya? ne ara tanıştınız da buluşuyorsunuz anlamadım ki."

kızılın boynuna yeniden sardığı kollarıyla vücudunu ritmik bir şekilde hareket ettirdi aybike.

"aşkın ne zaman nerede karşına çıkacağı belli olmuyor berk'çim, ben de anlamadım ne ara olduğunu."

yanından geçip gitmeye çalışan kızı kolundan tutup tezgaha yasladığında üzerine eğilmişti.

"madem aşktan konuşuyoruz, o zaman daha dün tanışıp beni kıskandırmaya çalıştığın kaan'ı değil de ımm, üç senedir sakladığın ceketimi konuşalım mı bebeğim?"

genç kız ela gözlerini kocaman açıp dilini kuruyan dudaklarının üstünde gezdirdiğinde bir eli kızılın ensesinde diğeri de kalbinin üstündeydi.

"ben... saklamak istedim. kokunu, seni."

bir elini kızın yanağına koyduğunda yoğun bakışları karşısında hissizleşiyor, uyuşuyordu genç kız. dudaklarını okşayan sıcak nefese karşı ne direnmek ne de bir şey söyleyebilmek imkansızdı.

"nasıl yani?"

kızılın gece uyumadan önce de yaptığı gibi saçlarıyla oynamasıyla kapanan gözlerine savaş açarken geri çekildi zorla.

"berk... benim hazırlanıp çıkmam lazım artık. görüşürüz."

"aybike! dur bir dakika güzelim."

heyecanlı kızın yanına adımlayıp küçük parmağını uzattığında genç kızın sorgular bakışlarına karşı gülümsedi. başka bir şekilde aybike'yle vakit geçiremiyordu. her geçirmek istediğinde kız ondan kaçıyordu ve berk son çare olarak bu yolu bulmuştu.

"ladese girelim mi?"

alaycı gülmesini tutmaya çalışan kız ise pek başarılı olamamıştı.

"sebep?"

"eğleniriz biraz güzelim, fena mı olur? ben hep yeniliyorum ya sana karşı. bir kere de senin yenildiğini görmek istiyorum."

gülümsedi genç kız. küçük parmağını çocuğunkine uzattığında da ona doğru bir adım atmıştı.

"kabul, bir kez daha bana yenildiğini izlemek çok keyifli olacak özkaya."

"ee, kaybedince ne yapacaksın bakalım bana?" gözleri arsıca kızın dudaklarını süzmeye ve içindeki ateş de büyümeye devam ediyordu.

"kaybetmeyeceğim. olur da sana yenilme gibi bir hataya düşersem de, ne istersen."

"sınır var mı?"

"yok."

dudaklarına fısıldayan kızdan kendini uzak tuttuğunda hafifçe eğilerek boylarını eşitledi.

"o zaman kaybeden kazananın bir gün boyunca istediği her şeyi yapacak." her kelimesine yoğun bir vurgu yapmıştı. "sınır olmadan."

genç kız aldığı imayla yutkunup başıyla onayladığında kızılın yakalarını düzeltti.

"kazanacağımdan emin olabilirsin kızıl."

"ilk kez sana yenilmeyeceğimden emin olabilirsin yavrum."

kim kazanır acaba?

saudade | ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin