bölümümüzde +18 yerler bulunmakta, yıldıza basıp bolca yorum yapmayı unutmayın. keyifli okumalar 🌌
eve doğru şiddeti azalan yağmurun altında yürürlerken berk, gamzeli gamzeli gülümseyen sevgilisine baktı. kızın utangaçça önüne dönmesiyle elini kavradı.
genç kız, birleşmiş ellerine ve berk'e baktığında çocuğun gülüşüne güldü bir şey söylemeden. elini tutuşuna karşılık o da sıkıca kızılın elini kavradığında apartmana girip asansörün önüne gelmişlerdi.
kızıl, genç kızı belinden kendine çekip asansöre girmesini sağladığında da kapanan kapıyla beraber dudaklarını buluşturmuştu. istiyordu, aybike'yle beraber olmayı çok istiyordu. her bir hücresi onun olmanın düşüncesiyle yanarken gözlerini kapatan kız kollarını boynuna sarıp çoktan karşılık vermişti bile.
dilini usulca kızın dudakları üzerinde gezdirmesiyle dahasını isteyen kız, çocuğu sertçe kendine çekmişti. berk, küçük bir inilti çıkararak beline sıkı sıkı sarılı kollarıyla kızı kalçasından kendine bastırdığında genç kız kasıklarında hissettiği büyük sertlikle bayılacağını düşünmüştü.
birleşmiş dudakları arasından çıkan boğuk zevk mırıltılarına karışan, ayrılan dudaklarından gelen ıslak öpücük sesleriyle iniltilerini durdurmaya çalışırlarken de kızıl, genç kızla beraber asansörden indiğinde birinin onları görebileceği gerçeği umurlarında değildi.
kızla beraber ilerleyip kapıya yaslamasıyla dudaklarını ayırmadan anahtarı deliğe sokabilmesi ve kapıyı açması çok zordu. hırsla kapıyla uğraşırken de genç kız kızılın sertçe çekiştirdiği alt dudağını bırakmıştı.
"berk, aç şu kapıyı."
kızın dudaklarından kendini alıp anahtara yöneldiğinde de vücudunu kızın vücuduna yaslamıştı.
"siktir ya."
kapıyı açıp kızla beraber içeri girdiğinde yeniden birleştirdiği dudakları, kızın dudaklarına susuz kalmıştı resmen. şevkle dudaklarını oynatıp hızlıca kapıyı kapatmasıyla ilerleyip kızı duvara yaslaması bir olmuştu. elindeki anahtarı köşeye fırlatıp kızla beraber odasına ilerlemişti.
yatağın ucuna kızı yavaşça yatırdığında dillerini de buluşturduğu sert öpüşmelerini ıslak sesle sonlandırıp boynuna inmişti.
beyaz boynuna iner inmez kokusu başını döndürürken de kızın bacaklarını beline dolamasıyla kısık bir zevk mırıltısı çıkarmıştı. küçük öpücüklerinin yerini sert hamleleri ve ısırıkları alırken genç kızın sızlanıp kızılı ensesinden kendine bastırmasıyla kendine seçtiği bir kısmı dudakları arasına alıp emdi.
"ah berk! acıyor..."
berk, kızın boynunda hafifçe dilini gezdirip serinlettiğinde daha küçük öpücükler bırakarak yatıştırmaya çalışmıştı. çenesine ve yanaklarına geldiğinde şeker kokusundan öpüp dudaklarına yeniden geçti.
dilini emip dudaklarına sertçe izler bırakırken genç kızın, koyu yeşil tişörtünün içine soktuğu elleriyle tehlikeyle sırtında gezinmesi ve devamlı mırıltılar çıkarması berk'e yardımcı olmuyordu. kızın kalçasını sevip kendini sürttüğünde de dudaklarından hırsını alıp geri çekildi.
"çıkar şu pantolonu güzelim, hissedemiyorum seni."
yoğun ses tonu kızı çoktan baştan çıkarırken kotunun düğmelerine gitmişti eli. kendi pantolonundan da aynı anda kurtulup kızın üzerindeki yerini aldığında aybike'nin tişörtünü çıkarmasıyla gülümsedi.
genç kız, kızılın kaslı vücudunu izleyip alt dudağını dişlerken de çıplak bacaklarını yeniden kızıla dolamasıyla inletmişti çocuğu. genç kızı iç çamaşırlarıyla fazlasıyla hisseden çocuk kendini ona sürtmekten alıkoymazken tamamen ıslandığının farkındaydı.