Hande Mehan, Bir Kızıl Goncaya Benzer Dudağın.
Selamlar, keyifler nasıl?
İyi okumalar dileriz.🤍
-X-
Sevdâ Uykusu.
Fedâ ettim yüreğimi,
Kucakladım kör zifiriyi.
Göğsümdeki mumun fitili,
Göğsünde alevleniverdi.Zihnimin yumakları birbirine dolaşıyordu. Etrafıma sarılıp elimi kolumu bağlıyorlardı sanki. Uyuşuk tenim ve ücralara kaçmaya çalışan hislerim, mızraklı bir avcı gibi deşiyorlardı ruhumu.
Layezal bir gülün, neşesini yerine getirmek için etrafındaki ayrık otlarının başlarını vuruyorlardı. Gülün rahatça nefes alabilmesi, mühimdi. Zira ondan akacak bir damla kan, toprağı kıyamete sürüklerdi.
Burnuma vuran ferah kokuya eşlik eden bir esinti geziniyordu çevremde. Mayışık dimağımın duyumsadığı kokuyla, yaslandığım ne sert ne de yumuşak olan şeye iyice sırnaşma isteğiyle dolup taşıyordum. Beynimin algılarının açılmaya başlamasıyla titrek bir nefesi, içime misafir eylemek adına çekerken gözlerimi araladım. Birkaç saniye kırpıştırmak zorunda kalmıştım. Çünkü yüzüme değen turunculuk, irislerimi kamaştırmaya yetmişti. Göğsümün altına çekiştirdiğim ve ağırladığım demi, uykunun henüz tamamen ayrılmadığı bedenimden uyuşukça yolcu ettim.
Sonra her şey netleşmeye başladı. Göbeğine düştüğüm anın getirdiği girift duyguların, göz bebeklerime yansıdığından emindim. Kahve gözlerine takılan çakırlarım ile yutkundum. Kurak nehirlerime bir anda yağmurlar yağıverdi. Kafesimin altındaki, deli gibi çırpınmayadurdu.
Kirli sakallı çehresindeki kırmızının en güzel tonu olduğunu düşündüğüm dudakları kıvrıldığında başımı omzundan kaldırmayı nihayet akıl edebilmiştim.
"Günaydın." dedi kıvrıklığı süren dudaklarının arasından. Hâlâ kendime gelmiş sayılmadığımdan olsa gerek kafamı salladım. "Günaydın," diye karşılık verdim.
Erkeksi gülüşü, verdiğim cevapla kulak zarıma yolcu olmuştu. Zarlarımın raylarının pasını, bir gülüşüyle silip atmıştı sanki de işittiğim sesler artık daha net ulaşıyordu zihnime. Üzerimdeki hırkanın varlığının farkına vardığımda kaşlarım da çatılmıştı. Benimle alay ettiğini idrak etmiştim çünkü.
Yüzüme yaklaşık dördüncü kez çarpan saçı geriye ittim. "Niye alay ediyorsun!?" Gülen yüzü sinirle çıkışmama rağmen solmadı. Başımı kaldırdığım omzunu -diğer omzunu da işin içine katarak- silkti. "Dalga geçmiyorum Vuslat," Esinti yüzünden sürekli gözümün önüne gelen tutama, sinirle oflayarak elimi uzattığım vakit onun parmakları da dolanmıştı saçıma. Elini çekmeden kulağımın arkasına sakince iteledi. "Aksine hoşuma gittiği için güldüm." Sıklaşmak isteyen nefesim, bana ihanet ederce bağrımı zorluyordu. Saçıma değen elleri mamafih şakağıma sürünen parmaklarının sırtı kesmişti soluğumu. Beklemiyordum böyle yapmasını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜCRA YILDIZLAR KALBE GÖMÜLÜR
General FictionRuhunda bir oyukla doğar her insan. Kimi onu sevgiyle kapatır, kimi içine attıklarıyla, kimi ise daima boşlukla yaşar. Ben hem hiçbirini yapmadım hem hepsini yaptım. Bazen sevdâ kaçırdım kıyılarından, bazen anlamını bile bilmediğim sızıları doldurdu...