İNTİKAM KUYUSU (Tamamlandı)

TANITIM

İNTİKAM KUYUSU

~Kesit~

Bembeyaz gelinliği giyeli yaklaşık 30 dakika olmuştu. Biraz gözlerini dinlendirmişti. Gözlerini açtığında heyecandan elleri, ayakları titriyordu. İnce topukların üzerinde zar zor duruyordu. Bu gün onun için çok önemli bir gün idi. Tek başına indiği basamaklar son bulduğunda etrafına bakındı. Bir an kendini başka yerde hisetti ama mekan aynıydı. Etraf tanımadığı insan yüzleri ile doluydu. Bu tanımadığı yüzler erkek tarafı olsa gerekti. Peki ya babası, babaannesi, Buse, Sude neredeydi? Buse'nin yine çılgınlık yaptığını düşündü. Sağına soluna bakındı. Henüz tanıdığı tek bir yüz ile karşılaşmamıştı. En önemlisi damat nerelerdeydi? Erkan Teksöz neredeydi? Genç kadın panikleştiğini belli ederek etrafına bakınmaya devam ediyorken boyu dizine gelicek vaziyette bir çocuk gülümseyerek ona baktı ve eliyle eğilmesini söyledi. Genç kadın bu ufaklığı kırmayıp boyunu ufaklığın boyuna eğdi. Ufaklık kulağına yaklaşıp, 'siz çok yakışıyorsunuz.' dedi.

"Kim ile?" Diye sordu genç kadın. Etrafta evleneceği adam yoktu ve bu ufaklığı tanımıyordu.

"Kim ile olucak şaşkoloz, tabi ki damat beyle." Dedi işaret parmağıyla hemen yanında duran adamı işaret ederek.

Genç kadın yanı başında bir erkek olduğunu sağına bakınca farketmişti. Ufaklığın bu sözlerini pek kâle almamaya çalıştı. Ufaklık bu sözleri şimdi sesli söylemişti.

"Siz ikiniz çok yakışıyorsunuz."

Genç kadın bu yakıştırmayla güçlükle yutkundu. İşin kötüsü etrafına toplanan insanların bazıları bu cümleyi duymuşlardı. Genç kadının
yüzü kızarmıştı. O an hiç bir şey diyememekle yetindi. Ufaklığın yakıştırdığı adama dikatlice bakmadı. Göz ucuyla bile bakmadı. Kim bilir kimdi bu adam? 'Yoksa Erkan'ın arkadaşı mı?' diye düşündü ve adımlarını uzaklaştırmak için sol tarafa yöneldiğinde elinin tutulduğunu hisetti. 'Erkan sonunda!' Diye mırıldanıp heyecanla başını çevirdiğinde bu eli tutan genç adam şimdi belini kavrayıp kendine doğru yaklaştırdı. Genç kadın önce onlara sevgiyle bakan konuklara ardından ise onun belini kavrayan adama baktı. Adamın gözleri simsiyah idi. O siyahımsı kaşları çatık idi. Teni hafiften esmeremsi, sakaları hafiften uzamıştı. Saçlarının bir kaç teli gözlerine kadar düşmüştü. Gözleri yanmaktan harap olmuş kömür gibiydi. Genç kadın o gözlerde ki öfkeyi görebilmişti. Öfke dolu bu gözler onu korkutmuştu. Bu gözler, bu kaşlar, bu sıfat, bu boy, bu adam o idi. Az önce evleneceği adamın yani Erkan Teksöz'ün 'sağdıcım' diye tanıttığı adam idi. Bu adam Ateş Köksan idi.