31. Bolüm

491 61 2
                                    

31. Bölüm

~ihanet~

Sabahın en güzel vaktidir güneşin doğuşu. Etrafı rengarenk bir hava ele alır. Karanlıktan aydınlığa, ferahlığa ulaşılır. Bu sabah ayrı bir güzeldi Gamze için. Bu sabah gözlerini sevdiğine bakarak açmıştı. Bu sabah ayrı bir heyecanla açmıştı gözlerini. Bu sabah işte bu sabah kocasının kollarında açmıştı o güzel gözlerini. Kocasını seyre dururken birden kocasının kirpiklerinin kırpıştığını gördü. Bu demek oluyordu ki kocası uyanmak üzereydi. Direkt göz kapaklarını kapattı. Uyuyor taklidi yaptı. Bu Ateş çok zekiydi. Karısının uyku taklidi yaptığını hemen anlamıştı. Demek uyku taklidi yaparsın ha! Fırsattan istifade karısının belini sıkıca sardı. Gamze gülümseyerek gözlerini açtığında 'şapşal uyuyordum' diyerek şakadan tokatlamaya başladı. Ateş ise karısının ellerini tutup öpmeye çalışıyordu. Tam o esnada kapı açıldı. Gamze birden irkilerek yorganı başına kadar çekti. Bu çat kapı içeri giren Hülya hanımdan başkası değildi.

"Hülya hanım bir şey mi oldu?" Dedi Ateş yatakta hafiften doğrularak.

Babaannesi mi gelmişti? Pes doğrusu pes dedi içinden Gamze. Kapıyı abansızca açanın Zümrüt olduğunu düşünmüştü. Çünkü bu çat kapı girme işi Zümrüt'ün işiydi. Babaannesinin gelmesine oldukça şaşırmıştı, babaannesi böyle bir insan değildi. Daha dün gece babaannesiyle uzun uzun konuşmadan sonra artık Ateş ile uyumlarına izin vermişti. Peki ya şimdi neden çat kapı davetsiz odaya girmişti?

"Babaanne yolunu şaşırdın heralde!" Diyerek yorganı üzerinden çekti.

"Çabuk aşağı in! Seni dışarıda bekliyorum." Hülya hanım emin ve net bir şekilde bu sözleri söyledikten sonra çıkarken kapıyı sertçe arkasından kapattı. Gamze kaşlarını kavisleyerek kocasına baktı. Kocası ise karısının yanağından öperek yataktan çıktı.

"Belliki Hülya hanımın canı yine bir şeye sıkıldı." Dediğinde gardıroptan kıyafet seçmeye başladı Ateş. Siyah pantolan, siyah gömlek... Yine her zamanki gibi siyaha bürünmüştü genç adam. O banyoda giyinirken karısı ise odada giyinmişti. Banyodan çıktığında karısını baştan aşağı süzdü. Karısı bir yıldız gibi parlıyordu. Elbisesi sade idi ama yüzü ışıl ışıldı. Mutluluktan olsa gerekti. Genç kadın son olarak dudak parlatıcısını dudağına sürdükten sonra kapıyı açtı. Tam çıkmak üzereyken kocasının seslenmesiyle bedenini kocasına çevirdi.

"Elim boşta kaldı." Dediğinde tutması için elini uzatmıştı. Gamze hiç düşünmeden tuttu o eli. Avluya indiklerinde el ele tutuşmayı bırakmışlardı.

"Babaanne n'oldu?" Diye sordu Gamze babaannesine.

"Alışverişe gitmemiz lazım." Gamze babaannesinden bu kelimeleri beklemiyordu. Öfkeli bir şekilde öfkeli sözler bekliyordu. Ki Gamze'nin alışverişe gitmek canına minetti.

"Tabi ya seve seve gideriz." Gamze heyecanla kocasına baktı. "Gideriz dimi?"

"Aslında gidemeyiz çünkü benim biraz işim var. Ama sizi ben bırakabilirim."

Gamze "Tamam" desede Hülya hanım hayır dedi."Ne münasebet canım. Biz kendimiz gideriz.."

Bir vakit sonra Hülya hanım ve Gamze alışveriş merkezine varmışlardı. Gamze vitrin camından mağazayı bir güzel süzmüştü.

"Burda bize göre bir şey bulmayız." Diyerek yan mağazaya girmişlerdi. Gamze girer girmez mankenin üzerinde çok güzel denilecek kadar güzel bir elbise görmüştü. Aradığını bu kadar kolay bulacağını tahmin etmezdi. Heyecanlanarak bedenini çıkarırken giyinmek için kabine yöneldiğinde babaannesinin eliyle acilen gelmesini istemesiyle elbiseyi rastgele bir yere bırakıp babaannesine koştu.

İNTİKAM KUYUSU (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin