37. BÖLÜM ~FİNAL~

1.1K 53 27
                                    

37. Bölüm ~Final~

~Bazen hiç ummadığın bir anda başlar her şey. Ve bazen hiç ummadığın bir anda biter her şey.~

Her şey umulmadık bir anda başlamıştı. Hani bazen ilk gördüğün anda bu benim kaderim dersin de 'kaderim' dediğin kişi senin peşini bir türlü bırakmaz. Hep yolların kesişir, bazen aynı anda güler, bazen aynı anda ağlar ve aynı anda hissedersin. Biraz da böyle olmuştu Gamze ve Ateş'in hikayesi. Aslında gördüğü anda 'kaderim' diyebilmişti Ateş ama sadece kalbi diyebilmişti. Ve şu anda 'kaderimdeki kadın' dediği kadın baygınca yatıyordu. Panikleşerek dizlerinin üzerindeki karısının saçlarını okşadı.

"Gamze aç gözlerini." Dediğinde karısı kısa bir süre sonra gözlerini açmıştı. Bu kısa süren baygınlık genç adamı panikleştirmişti.

"Hemen hastaneye gitmeliyiz." Genç kadın ayaklandı ve iyi olduğunu bir kaç kez yerinde zıplayarak kanıtlamak istedi. Aslında neden bayıldığını tahmin edebiliyordu, birkaç gündür de midesi oldukça bulanıyordu. Bu belirtilerle şüphelendiği şeyi emin olmadan söylemek istemedi.

***

Sabah olduğunda huzursuzca uyandı Gamze. Yanında kocaman bir boşluk hissetti. Evet kocası erkenden kalkıp gitmiş olmalıydı. Belki saatler öncesinde kalkıp gitmişti. Komidinin üzerinde duran telefonu alıp kocasını aradığında, kocası alel acele çıkan ses tonuyla,

"sen iyi misin?" diye sorduğunda,

"İyiyim. Lütfen gel ve gidelim buralardan. Korkuyorum sana bir şey olacak diye hem de çok korkuyorum."

"Çok az kaldı. Kendine iyi bak." Diyerek telefonu kapattı. Genç kadın şu an son derece kocası için endişeleniyordu. Sadece ve sadece 24 saati kalmıştı. Eğer kocası 24 saat içinde katil olmadığını ispatlamazsa Davut şerefsizi kocasını öldürecekti. Aslında şu an biraz da huzurluydu genç kadın, nede olsa Zümrüt ve Sinem bu konakta değillerdi artık. Kocası ne de güzel dün kovmuştu her ikisini. Resmen Gamze'nin içindeki yağlar erimişti. Dün gece yine Zümrüt kızıyla beraber kapıya dayanmış, Ateş'ten özür dilemiş ama öfkesi en az gram bile dinmeyen Ateş onları hiç acımadan bu soğuk gecede kapı dışarı etmişti.

"Bakalım neler olucak" diye kendi kendine mırıldandığında ayaklanmış bir süre sonra heyecanla banyodan çıkmış, çoşkuyla gülüyordu. Heyecandan sağa sola gidiyor hemen kocasının konağa gelmesini bekliyordu... Ah bu Ateş ne zaman konağa erken gelirdi ki?

Öte yandan Ateş annesinin zamanında ona güven dediği yaşlı kadının kardeşi ve aynı zamanda bir zamanlar konakta çalışan kadının izini sonunda bulabilmişti. Patikalar üzerinden karşı tarafa kadar yürüdüğünde, ellerini beline dayıyarak biraz soluklanmıştı. Bu kadın oldukça gizli bir yerde saklanıyor olması Ateş'in tahminlerini doğruluyordu. Yoksa teyzemi öldüren halam mı, diye içinden geçire geçire engebeli yoluda geçmiş, küçük su birikintisi oluşan kısmın yanındaki eve vardığında küçük, yıkık dökük eve bakakalmıştı... Yaşlı kadının bahsettiği ev bu ev olmalıydı. Bu yıkık dökük evin kapısında çarpı şeklinde çiviyle vurulmuş tahtaların olması evde kimse yaşamıyor süsü vermek için olsa gerekti.

Ateş tahta vurulmuş kapıya yaklaşıp, kulağını kapıya yaklaştırdı. Evet hiçbir ses duymamıştı. Yoksa yanlış yere mi gelmişti? Tam o esnada bir ses işitti. Bu sesle gülümseyerek arka tarafa dolandı. Küçük çitlerin bulunduğu yerden karşı tarafa atlayıp, öteki kapıyı bulabilmişti. Kapıyı tıklattı. Defalarca kapıyı tıklamasına rağmen hiçbir karşılık bulamamıştı. Ateş adı gibi emindi ki içeride bir kadın var ve bu kadın teyzesinin ölümüyle ilgili önemli bilgilere sahipti...

İNTİKAM KUYUSU (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin