"Seni seviyorum."Gamze, seni seviyorum kelimesini duyduğu an olduğu yerde durmuştu. Ne yani kocası ona aşkı ilan mı etmişti? Kulakları doğru mu işitmişti? Bu bir rüya yada hayel değildi değil mi? Yoksa ölmek üzere son rüyasını mı görüyordu? Mahzenden çıkmıştı değil mi? Bir an olsun kımıldamadan olduğu yerde kalıp hafiften dudakları yukarı kıvrıldı. Ardından bedenini "seni seviyorum" diyen kocasına çevirdi.
"Ne dedin sen?"
"Seni çok seviyorum." Ateş karısına sarılmak için kollarını her iki yana açtı. Ateş tekrar 'seni seviyorum' dedi ama bu sefer gülümsüyordu. Uzun zaman sonra ilk defa gülümsemişti. Hemde içten, sıcacık hiç olmadığı kadar gerçekçi bir gülümsemeydi.
"Bende seni çok ama çok seviyorum" Diyerek kocasının kollarına koştu. Sıkıca kocasının bellini kavradığında derin bir nefes almıştı. Kocasının kolları arasında kendisini güvende hissediyordu. Hiç olmadığı kadar güvende.
"Biliyorum bugün tarifsiz çok korktun. Keşke bugün benimle gelmek istediğinde seni arabama bindirseydim. Ama ben bilemedim ki Gamze. İnan bilemedim halamgilin seni vahşice öldürmeye kalkışacağını nerden bilebilirdim ki. Tıpkı sende benim gibi bilemedin annemin o an öleceğinii. Yoksa sen gitmezdin, Gamze biliyorum gitmezdin." Dediğinde karısının saçlarını okşuyor arada bir öpüyordu. "Butün bu olanlara sünger çekelim. Hadi gel şimdi konağa dönelim."
Gamze 'konağa dönelim' sözleriyle bakışlarını sertleştirdi. Başını sevdiği adamın omuzlarından çekip, gözlerini kısarak kocasına baktı. Bu adamın derdi neydi? Bu saatten sonra ne konağa dönmesinden bahsediyordu. Ne yani hiç bir şey olmamış gibi konağa geri dönüp, onu öldürmeye çalışan kadına yine hizmetçilik mi edecekti? Bu tam bir salaklık olurdu. Gamze adeta sinir küplerine bindi. Öfkeyle sevdiği adamın göğsünü yumruklamaya başladı. "Ya sen ne saçmalıyorsun? Ben bir daha o konağa ölürümde geri dönmem."
Ateş susmak ve durmak bilmeyen karısının bileğini kavradı. Biraz daha vursa kalbine sızı giricekti. Öfkelenince eli ağır oluyordu Gamze'nin.
"Gamze!" Gamze hâlâ durmaksızın bağıra çağıra feryat ediyordu. "Ben dönmüyeceğim konağa... Ateş lütfen İstnabul'a geri dönelim. Ben buralarda daha fazla yaşayamam. Ben gidiyorum. Lütfen gel beraber dönelim İstanbul'a."
Gamze bir an önce buralardan gitmek için sabırsızlanıyordu. Sevdiği adamın yüzünü yoklayınca cevabının olumsuz olduğunu anlayabilmişti. Üzgünce yüzünü düşürdü. Kaşının birisini sorgular nitelikte imayla kaldırarak mırıldandı.
"Gelmiyor musun?"
Ateş başını olumsuzca her iki yana salladı. Nasıl giderdi buralardan Ateş. Gidemezdi burası onun yaşadığı, büyüdüğü yerlerdi. En önemlisi annesin mezarı buradaydı. O ki her iki günde bir annesinin mezarını ziyaret ediyordu. Henüz çok tazeydi acısı.
Gamze'nin dudakları acıyla büzüldü. Yüzü mutsuzluk için yine yerini aldı. Zaten adı gibi biliyordu kocasının onun peşinden İstanbul'ara düşmeyeceğini. İstediği şey tam bir aptallıktı. Genç kadın derin bir iç çekti. Nefesini verirken narin omuzları ağırca çöktü. Arkasını döndü. Hiç tanımadığı yollarla karşı karşıyayken önünde beliren karanlık onu korkutmuştu. Yine de karanlığın olduğu yollara istemsiz ve bilinçsizce yavaş adımlarla yürüyordu. Yürümüyor adeta minik adımlar atıyordu. Sanki kocasının onu durdurmasını bekliyordu. Ki kocasını çok seviyor, ondan ayrılmak istemiyordu. Her sabah onun hayaliyle kalkıp, onun hayaliyle yatıyordu. Derken beklediği ses adeta kulaklarında yankılandı. Kocası büyük bir itinayla konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM KUYUSU (Tamamlandı)
RomanceKoca bir kuyunun içinde alev alev yanan intikam ateşiydi. Ateşin içindeki intikam kuyusuydu. O kuyuda mahvolmuş intikam adamıydı. Ateş & Gamze Unutmak ebedi ihanettir. Başlangıç= 10.08.2022 Bitiş= 03.10. 2022