32. Bölüm

476 64 2
                                    


Bu muydu, gerçekten bu muydu? Gamze'nin sevdası için yaptığı fedakarlıklarının karşılığı bu muydu? Bu muydu sevdası uğruna çektiği işkenceler, bu muydu babasını karşısına almaya değer adam? Genç kadın sitemkar bir şekilde ayaklandı. Kalkarken ayakları buz kesmişti. Sanki bedeni ruhundan ayrılmıştı. Uçsuz bucaksız yollara karşı güçlükle durmaya çalıştı. Göz yaşları eşliğinde hiç düşünmeden ilerlemeye başladı. Genç kadının işittiği hakaretler zihninde dört nala koşturuyordu.

"Kızım bekle!" Hülya hanım torununa damat olarak seçtiği adamın koluna dayanarak koşmaya çalışıyordu. Erkan ise habire daha çabuk olmasını söylüyordu. Eğer böyle kaplumbağa misali yürümeye devan ederlere Gamze gözden kaybolacaktı. Hem bu Gamze nereye gidiyordu?

Öte yandan Köksan konağında sular durulmuyordu. Halit bey rastgele iki korumanın adını söyleyip yanına  çağırdı. Birazda Zümrüt'ün baskısıyla adamlara bu sözleri söyledi.

"Hemen gidip o Gamze denilen ahlaksız kadınına yapılması gereken şeyi yapın... Öldürün! "

"Babaa!" Diyerek dikatli üzerine çekti Ateş. Sesini birden yükseltmişti.

Halit bey oğlunun karşısında dimdik durup kaşlarını öfkeye sıktı. "Ben hayatım boyunca namusum için yaşadım. Bundan sonra o kızın yeri topraktır."

Ne olursa olsun sevdiğinin ölmesini istemezdi. Genç adam sinirle sıkmış olduğu yumruğunu defalarca demirden olan yarısı paslanmış kapıya vurdu. Ardından konağın büyük kapısına kadar ilerledi.

"Nereye gidersin!" Halit beyin öfkeyle sorduğu bu soruyu yanıtlamadan hızla çıktı konaktan Ateş. Ateş amansızca koştu. Öyle hızlı koşmuştu ki defalarca tökezlemişti. Bir an durup elini alnında gezdirdi. Of başı çatlarcasına ağrıyordu. Kalbi ise işte en çokta orası ağrıyordu.

"Bana bunu neden yaptın" Diye kendi kendine mırıldandı. Sahi böylesine çok severken böyle bir hayinlik yapar mıydı sevdiği. İnsandı insan insandan her şey beklenirdi. Ama Ateş bir türlü bu idaayı sevdiği kadına konduramamıştı. 'Belki' diye geçirdi içinden. Belki bu karısına karşı yapılmış bir kumpastı. Yoksa böylesine içten ağlar mıydı sevdiği?

Dizlerinin üzerinde bir kaç dakika daha soluduktan sonra işittiği sesle adeta ayıldı.

Gamze peşinden gelen babaannesi ve Erkan'ı görmesiyle çıldırırmışcasına olduğu yerde durup bedenini öfkeyle onlara çevirdi. İşte şimdi Gamze'nin haykırışlarından korkulmalıydı.

"Nefret ediyorum senden babaanne nefreeet!"

Hülya hanım sinirden patlamak üzere olan torununa yaklaşmaya çalıştı. Torunu gelmesin diye elini havada salladı.

"Gelmeee! Uzak dur benden. Yalancısınız siz yalancı... Oldu işte istediğiniz beni Ateş'ten ağırdınız. Bundan sonra ne olucak sanıyorsunuz, bundan sonra size karşı tek bir duygum var oda nefret. "

Erkan küstah küstah gülmeye başladı. Şu an Gamze'nin gozü yerde avuç içi büyüklüğünde duran taştaydı.

"Bundan sonra Erkan ve Gamze var. Sen benimsin Gamze sadece benim." Gamze bıdı bıdı konuşan adamın kafasına taşı atmıştı. "Aaaahh!" Diye adam inlerken Hülya hanım gördüğü kanla irkildi. Gamze uzaklaşmak için koşarken son kez babaannesine dönüp bu kelimeleri kulandı.

"Sen beni büyüttün babaaanne ama sen çok yanlış büyümüşsün. Sakın benim ardımdan gelme..."

"Gamzee duur!" Diye Hülya hanım torunun ardından bağırsada torunu çoktan uzaklaşmıştı oradan.

İNTİKAM KUYUSU (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin