19. Bölüm ~Tuzak~

619 72 4
                                    


19. Bölüm

~Tuzak~

"O zaman nasıl başlayalım intikam almaya?" Diye heycanla sordu Sinem yerde oturup ellerini göğsünde birleştirirken.

"Şimdi o lanet kızı konağın içine girmemesini sağmayacağız. Bu soğukta dışarıda kalsında aklı başına gelsin." Halasının söylediği bu fikir pek hoşuna gitmemişti Ateş'in. Mecbur kabul edecekti. Tamam dercesine başını salladığında Taha içeri girdi. Taha abisini görmesiyle çıkması bir oldu. Taha öfkeyle salonun kapısından çıkarken halası,

"Taha gel!" diyerek bağırmıştı. Taha mecbur içeri girmişti. Ürgüp'te Zümrüt hanım'ı bilmeyen, tanımayan yoktu. Zümrüt zeki bir kadındı. Aklına bir şey kodumu illaki yapardı. Hırçındı, asabiydi. Kendini hep yükseklerde görenlerdendi. Çoğu kişi çekinirdi ondan. O ki Halit bey bile ablasından çekinirdi. Saygıda hiç kusur etmezdi. Zamanında Leyla hanım'a da az çektirmemişti şu Zümrüt. Zavvalı Leyla hanım korkusundan ses çıkarmazdı. Çok fenaydı şu Zümrüt çok. Bir keresinde Leyla hanım'a montunu getirmedi diye demediğini bırakmamıştı. Yine de cevap vermemişti Leyla hanım. Öylece gidip ağlamıştı. Basbaya zülüm ediyordu. Defalarca vurmaya kalkmıştı ki bir keresinde vurmuştu Leyla hanım'a. Leyla hanım da kimseye demiyordu ne kocasına ne oğullarına. Ah hele bir Ateş duysaydı halasının annesine bu yaptıklarını hala mala demez kolundan tuttuğu gibi atardı kapı önüne. Tam 50 yıl bu konakta kalmıştı Zümrüt. Kocasını da iç güveysi olarak getirmişti. Hep kahrını Leyla hanım çekmişti. Sonra ne olduysa terk etmişti buraları. Uzun zaman sonra ilk defa tekrar gelmişti konağa ve dediği gibi herkese hanımlık taslamaya devam ediyordu.

"Belliki ağabeyine yine öfkelisin. Oysa ki biz burda Gamze denilen yılandan öcümüzü alma planı yapıyorduk."

"Sen bir tanesin halam." Diyerek sarıldı Taha halasına. Taha'nın bu yılışık hareketlerini sevmiyordu Zümrüt. Zümrüt bir tek Ateş'i seviyordu. Çok isterdi Ateş gibi bir oğlu olsaydı ama nerde onun oğlu şimdi kim bilir hangi kumarhanedeydi. Ateş gibi zeki, yakışıklı, zengin bir oğlu yoktu ama yakında bir damadı olucaktı.
Ateş'i Sinem'e ayarlayacaktı. Bunu kafasına kazımıştı. Ellâm edicek kullem edicek yinede Ateş'i kızıyla evlendiricekti. Zaten Sinem dünden razıydı evlenmeye. Ateş gibisini nerde bulucaktı.

Ateş, Taha'yı da yanına alıp şirkete gitmişlerdi. Halit bey zaten başını işten kaldırmıyordu. Hep daha zengin olmak istiyordu Halit bey. Koskoca konak Zümrüt ve kızına kalmıştı. Hava biraz güneş gördü mü avluya çıkmaya karar verdiler. Leyla hanım'ın elleriyle yaptığı oturaklara oturdular.

"Sibeeel!" diye bağırdı Zümrüt. Sinem kulaklarını kapattı. Sinem de en az diğerleri gibi çekinirdi annesinden.

Sibel koşa koşa önünde durdu. "Buyrun Zümrüt hanımağa bir arzunuz mu vardı?"

"Bana o kadını çağır. Bize kahve yapsın." Sibel hanımının dediğini gerçekleştirmek için yukarı kata çıktı. Alel acele çıkmıştı yukarı kata. Hemen odanın kapısını çalıp, gir demeyi beklemeden içeri girdi. Soluk soluğa konuştu.

"Kusura bakmayın Gamze hanım. Zünrut hanımağa sizin aşağıya inip onlara kahve yapmanızı istedi. Eğer dediğini yapmazsanız kendinizi kapı önünde bulurmuşsunuz."

Gamze sahte bir gülüş attı. Demek Gamze'yi böyle yıldırmaya çalışıcaklardı. Ama bir kere Gamze kafasına koymuştu, bu konakta kalmaya. Gamze'den, 'tamam' kelimesini duyduğunda Sibel aşağı kata indi. Hanımına durumu bildirdi.

Bir süre sonra Gamze başı arkada, omuzları dik, kendine güvenir bir vaziyette basamakları indi. Hâlâ  duruşunu bozmayıp, ona nefret dolu bakan Zümrüt ve kızının yanında durdu.

İNTİKAM KUYUSU (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin